"مستقل" - Traduction Arabe en Turc

    • serbest
        
    • bağımsız
        
    • kendi
        
    • özgür
        
    • ayrı
        
    • bağımsızım
        
    • bağımsızca
        
    • bağımsızdır
        
    • otonom
        
    • bağımsızsın
        
    1173'te serbest duran bir çan kulesi için inşaat başladı. TED في عام 1173، بدأ تدشينُ بناءِ أجراسٍ مستقلٍ، أو برج مستقل للجرس.
    Yurt dışındaki masum insanlarla tanıştıktan sonra onlara şu serbest bilmem ne hikâyesini anlattıktan sonra onları dolandırıp kaçıyor olabilir. Open Subtitles و يزف لهم الأمر بكونه مستقل و مهما كان ذلك و بعدها يهرب بعدما أخذ كل ما يملكون
    serbest çalışan bir patlayıcı uzmanının müthiş bir teknoloji yarattığını öğrendik. Open Subtitles علمنا للتو أن خبير ذخيرة مستقل قام بإختراع تقنية جديدة
    Kimliği gizli tutulan çalışanların katıldığı anketler değerlendirilerek yapılan bağımsız analizler gösteriyor bunu. TED وهذا تحليل مستقل لإجابات موظفين لم يفصحوا عن أسمائهم على استمارات استقصاء.
    Bağιmsιz ruhlu... ve işleri kendi halletmeyi seviyor, ama umursuyor da. Open Subtitles فهو مستقل يحب ان يعمل الأشياء بطريقته الخاصة ولكن بعناية كبيرة
    Alman askerlerini rahatça hedef alabiliyordu, özgür bir ülkeyi işgal etmeye gelen askerleri, onun ülkesini, bizim ülkemizi. TED وحدث أن أصبح على مرماه بعض الجنود الألمان الذين قدموا لإحتلال بلد حر مستقل بلده هو بلدنا نحن
    serbest tarzda şampiyon sörfçü tarzıyla bağımsız yarışmacı Stacy Peralta. Open Subtitles بطلنا الحر اليوم ستايسي بيرالتا متزحلق مستقل مع أسلوب أمواج عظيم.
    Bu arada eğer bir yardımcıya ihtiyacınız olursa hala serbest çalışmaktayım. Open Subtitles وبالمناسبة إذا وجدت نفسك تحتاج الى أيّ من مساعدي الأبطال مازلت مستقل الى حد ما
    Evet, artık orada çalışmıyor onlar için serbest çalışıyor ve kesinlikle hâlâ Los Angeles'ta. Open Subtitles لم يعد يعمل هناك ولكنه يعمل بشكل مستقل لهم ولازال في لوس أنجلوس
    Bu, uh, suikâstçi- ...bağlantılarım onun serbest çalıştığını düşündüğünü söylüyorlar. Open Subtitles هذا القاتل يخبرني شركائي أنك تعتقد أنه مستقل
    serbest çalışan bir sıhhi tesisatçı, kendi programını kendisi yapıyor, ve telefonuna yanıt vermiyor. Open Subtitles انه مقاول سباكة مستقل اذن هو عمل لنفسه جدول اعمال,ولا يرد على المكالمات التى ترد له
    Ama serbest olarak çalışıyorsanız, böyle lükslere sahip değilsinizdir. Open Subtitles لكن عندما تكون مستقل فإنك لا تملك مثل هذه الرفاهية
    Belediyede serbest bilgisayar danışmanıyım. Open Subtitles انا خبير مستقل في الكمبيوتر اعمل مع المدينة
    Şehirlerin biribirinden bağımsız geliştiğini düşünsek de her zaman bütün datalar aynı sonucu gösterir. TED دائماً ,كل هذه البيانات تبين نفس الشيء على الرغم من حقيقة أن هذه المدن تطورت بشكل مستقل
    bağımsız olarak çalışıyorlardı ve hiçbir yere varmıyorlardı. TED وكانوا يعملون بشكل مستقل ولم يصلوا الى نتيجة ما
    Tıpkı kamu yerleri gibi işleyen, devlet tarafından para alan fakat bağımsız olarak yürüyen bir yer. TED و كل ذلك سيتم عمله في اطار النظام التعليمي العام، و يتم تمويله من الموازنة العامة، لكنه يدار بشكل مستقل.
    Ben otonom bir insanım biliyorsun, kendi başıma da işlev görebiliyorum. Open Subtitles أنا كائن بشري مستقل ، كما تعلمون لدي وظيفة مستقلة ؟
    Ordunun itaatkâr bir mensubu olarak özgür düşüncen yoktur, değil mi? Open Subtitles إذاً ، بما انك كبرغي في الصناعة العسكرية المعقّدة هل تستطيع التفكير بشكل مستقل ؟
    Burada gördüğünüz 12 ayrı taç yaprağı, her biri birbirinden bağımsız mikroişlemcilerle kontrol ediliyor İşlemcilerin maliyeti 1 dolar. TED فما ترونه هنا هي 12 بتلة منفصلة يتحكم في كل منها معالج مستقل بتكلفة دولار واحد فقط
    Bu sabah itibarıyla resmen bağımsızım. Open Subtitles اعتباراً من هذا الصباح أنا مستقل رسمياً
    Hepimiz bağımsızca fakat ayrıca tamamen anın içinde hem doğa hemde birbirimizle yaratıcılık oluşturuyorduk. TED كنا جميعاً نلتقط الصورَ بشكل مستقل لكن كنا أيضاً نعيش اللحظة، مع الطبيعة ومع بعضنا.
    Refleks hareketler, iradeden bağımsızdır, periferik ve santral sinir sistemleri arasında geçiş yapan arayollarda meydana gelir. Open Subtitles الحركات المنعكسة هى تلك التي تعمل بشكل مستقل من الإرادة لكن تسير على طول الممرات التي تعبر ما بين الجهاز العصبي الخارجي والجهاز العصبي المركزي
    Bu savaş değil, Bud. Bir seçim. Ve sen bir bağımsızsın. Open Subtitles إنها ليست حرب باد إنها انتخابات و أنت مستقل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus