Geri döndüğünde onu gördüm ve odasının ışıkları neredeyse bütün gece açıktı. | Open Subtitles | حسنا , رايتها عندما عادت و ضوء غرفتها كان مفتوح معظم الليل |
Oturma odasının ortasında öylece duruyordum... ve banyonun kapısı da açıldı. | Open Subtitles | لذا، كنت أقف فى منتصف غرفة المعيشة وكان باب الحمام مفتوح |
Meslektaşlarımdan üç tanesi beni patlama seslerinden başka bir şey duymadığım bir açık hava saldırı sahasına götürecek kadar ileri gittiler. | TED | ثلاثة من زملائي تمادوا لدرجة أنهم ذهبوا بي إلى منطقة قصف جوي مفتوح حيث يكون صوت الإنفجارات الشيء الوحيد الذي اسمعه. |
Döner, park yıl boyunca 7 gün 24 saat açıktır. | Open Subtitles | و هكذا، المتنزه مفتوح سبعة ساعات باليوم، على مدار العام، |
Federaller için açtığın hesap benim adıma açılmış o hesabı evlendiğimiz gün açtın. | Open Subtitles | الحساب الذى قمت بفتحه للفدرالين الذي هو مفتوح بإسمِي انت فتحت ذلك الحساب |
Geçit açıkken bu değerler zaten dalgalanma gösterir. | Open Subtitles | بما أن هناك ثقب دودي مفتوح القيمة تتردد على أي حال |
- Benim, kapın açıktı, ben de iyi misin diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | تريفور نعم, بابك كان مفتوح, اردت فقط رؤية ما اذا كنتي بخير |
Kapısı ardına kadar açıktı. Ben de kapıcıyı aradım. | Open Subtitles | . كان بابه مفتوح على مصراعيه . إتصلت بالبواب |
Geldiğimde kapı açıktı ve tutuklu gitmişti, efendim. | Open Subtitles | الباب كان مفتوح والسجين اختفى عندما وصلت سيدي |
Oturma odasının ortasında öylece duruyordum... ve banyonun kapısı da açıldı. | Open Subtitles | لذا، كنت أقف فى منتصف غرفة المعيشة وكان باب الحمام مفتوح |
Ben açıldı diyince. Sana açıldı dediğimde açılacak! | Open Subtitles | حين أقول لك أنه مفتوح إنه مفتوح حين أقول لك إنه مفتوح |
Bu kapılar açıldı anlamına geliyor. | Open Subtitles | ذلك يعني أن الباب مفتوح وجرس الإنذار معطل ، إدخل |
Ben genel kullanıma açık yaptım ve o aşamada açık kaynak bile değildi. | TED | و جعلته متاح للجميع ، , ولكن لم يكن نظام مفتوح في وقتها، |
Yeni yılda herkese açık davetler ve ormanda bütün gün süren piknikler. | Open Subtitles | و بيت مفتوح فى رأس السنة و رحلات فى الغابة طوال اليوم |
Mutfak hep açıktır. Yalnız ortalığı dağıtmayın. | Open Subtitles | المطبخ مفتوح للجميع أبقِ أشيائَكَ منفصلةً. |
Kapımız hep açıktır. Hemen Aquatic tiyatrosunun önünde. | Open Subtitles | إنه مفتوح طوال النهار خارج المسرح المائى مباشرة |
Başımın ön kısmının tamamı yarılmış, deri geriye doğru açılmış, altındaki kafatası açığa çıkmıştı. | TED | رأسي كان فيه جرح مفتوح عبرالجبهة ، بجلد مشدود نحو الخلف ، كاشفاً الجمجمة تحته. |
Sam'le seni kasa dairesi açıkken yan yana görürsem. | Open Subtitles | عندما أرى وجهك بجانب سام، وباب الخزينة مفتوح. |
Genişçe aç. | Open Subtitles | أطرق الباب, أطرق الباب عريض مفتوح |
Odalar başlangıç noktalarındayken kilit açılıyor. | Open Subtitles | عندما تكون غرفه في وضعها الأصلي فالقفل مفتوح |
Bilmiyordum ki! Dolabı kırarım diye düşünmüştüm, oysa zaten açıkmış. | Open Subtitles | لمأعلم،إعتقدتأنيسأكسره، و لكنه كان مفتوح بالفعل |
Çok şanslıyız, çünkü burada güneyde en ilginç maceralar ve inanılmaz deneyimlerle doldurabileceğimz nispeten boş bir kanvasımız olduğu için şanslıyız. | TED | ونحن محظوظون لأننا في الجنوب، لازلنا ننعم بمجال مفتوح نسبياً يمكننا ملأه بأعجب المغامرات والمشاعر المدهشة. |
3. Oyunda, Bobby defansta açılış hamlesi olarak hiç yapmadığı birşeyi yaptı. | Open Subtitles | في المباراة الثالثة، لعب بوبي دفاع مفتوح وهو لم يلعبه من قبل |
Bir gece öylesine sızmıştı ki, ahır kapısının kilitli olmadığını ve kelepçelerimin açık olduğunu fark ettim, böylece kaçabildim. | Open Subtitles | في احدى الليالي كان مغميا عليه من الشرب و عندها ادركت ان باب الحظيرة مفتوح و اصفادي كانت محلولة |
Daha adımlarını atmadan önlerine sonsuz kırmızı halı açılan mükemmel bir Amerikan çiftiydiler. | Open Subtitles | لقد كانوا زوجاً أميريكياً خالصاً المستقبل مفتوح أمامهم كما لو أنه سجادة سحرية |
Ama konu üzerindeki her türlü öneriye açığım. | Open Subtitles | على أية حال , لدى فكر مفتوح حول ذلك الموضوع |
Ne olursa olsun pislikler için serbest ticaret politikaları var gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | يبدون أن يكون عندهم سياسة باب مفتوح للمتسكعين، مع ذلك، أليس كذلك؟ |