"نجاح" - Traduction Arabe en Turc

• başarı
• başarılı
• başarısı
• başarısını
• Vay
• başarısının
• başarısına
• başarıya
• başarıyla
• başarıydı
• canına
• başarısız
• başarısından
• Vuruldu
• başarının

Aslında hepimiz, her biriniz kesintisiz devam eden bir milyar yıllık başarı hikâyelerisiniz.
في الحقيقة، كلنا، كل واحد منكم، يمثل قصة نجاح بدأت منذ مليار عام.

Reich Bakanını tanıdığım kadarıyla kendisi bu görkemli gecenin başarı ya da başarısızlığının bir zencinin maharetlerine bağlı olmasını istemezdi.
بمعرفتي للوزير الألماني كما أعلم فأنا على ثقة تامّة أنّه لم يكن ليرغب بأن يعتمد نجاح أو فشل ليلته اللامعة

İyi bir iş modeli, güzel fikir ve harika yönetimi bir yana, başarılı olmasının sebeplerinden biri de zamanlamaydı.
لكن من اسباب نجاح ذلك المشروع إلي جانب نموذج العمل الجيد، و فكرته الجيدة، و التنفيذ الممتاز، هو التوقيت.

Ve ikinci olarak, başarılı olduğumuz takdirde... ileride hepiniz bunu göğsünüz kabararak hatırlayacaksınız.
و ثانياً، بعد نجاح المهمة، لا أحد منكم بعد عدة أعوام ينظرلهذاالشيءبدونأنيشعربالفخر فيذلك.

Öğrenciniz Chih-hao'nun ...bu yarışmadaki tüm başarısı ...ona verdiğiniz eğitime bağlandı.
نجاح هاو تلميذك شية في هذه المنافسة كل نسب إلى تدريبكه.

Tıpkı gerçek hayattaki gibi Cervantes, romanının başarısını karakterlerinin dünyasına dâhil etti.
وكما في الحياة الواقعية، ضم سيرفانتس نجاح روايته إلى عالم شخصياته الخيالية.

Vay canına, babacığım defnedilebilecek kadar iyi görünüyorsun.
نجاح باهر، يا أبت، نظرتم جيدا بما فيه الكفاية لدفن.

Bir arkadaşı onu Doramba kliniğine 10 km boyunca taşımayı teklif etti. Dr Ruits'in başarı şansı yüksek olmasına rağmen,
عرض عليها صديق أن يحملها عشرة . كيلومترات لــعيادة دورامبا ، بينما مُعدَّل نجاح الدكتور روت عالية هناك إحتمال قوي

İki hafta daha korumada kalacak ama cangılda günü kurtarmak bile başarı sayılır.
سيكون عليه البقاء للحراسه لأسبوعين آخربن ولكن فى الغابه فالنجاه ليوم يعتبر نجاح

Bu sayede, Türkiye makul derecede bir başarı hikayesi yaratabilmiş, İslam ve İslam'ın en dindar anlayışları demokratik oyunun parçası hâline gelmiş, hatta ülkenin demokratik ve ekonomik ilerlemesine katkıda bulunmaya başlamıştır.
وبفضل هذا استطاعت تركيا ان تخرج بقصة نجاح أصبح فيها فهم الاسلام من قبل المحافظين و المتحررين جزءاً من اللعبة الديموقراطية و حتى أنه يساهم سياسياً واقتصادياً من اجل مصلحة وتقدم الدولة

Sinir transferinin başarı oranı oldukça yüksek.
ونسبة نجاح عمليات نقل الأعصاب مرتفعةٌ جداً.

Pek çok yönüyle, bu insan ırkının 12.000 yıl önce sahip olduğu tarımsal hedeflerin çok çok üzerinde olduğu bir başarı hikayesi.
في عدة نواحي، هذه قصة نجاح عظيمة للحضارة الإنسانية، للفوائض الزراعية التي خططنا للوصول إليها منذ 12,000 سنة ماضية.

Bu görevin başarılı olacağını garantilemeden daha fazla insan feda etmeyeceğim.
أنا لن أقوم بالتضحية بحياة أخرى، حتى يمكننا ضمان نجاح المهمة.

Çalıştığımız kişiler planın başarılı gittiğine emin olmak için her şeyi yaparlar.
الأشخاص الذين نعمل معهم ، لن يتوقفوا حتى يضمنوا نجاح تلك الخطة

İlk başarılı hikayemiz olan sıfır numaralı anonim hastamızla birlikte.
مع مريضنا المجهول رقم صفر كقصة نجاح أولى بالنسبة لنا.

Bu şovun başarısı benim için çok önemli biliyorsun, değil mi
انتي تعلمين ان نجاح هذا البرنامج مهم جدا لي اليس كذلك

Ve biz de, her ne kadar bireysel olmak istesek de, karmaşıklığın grup başarısı gerektirdiğini kabul etmekten başka çaremiz olmadığı bir notaya geldik.
ووصلنا إلى مكان حيث لا خيار أمامنا لكن الاعتراف، كما فردي كما نريد أن نكون، ويتطلب تعقد نجاح الفريق.

Bugün ise önümüzdeki 80 yıl boyunca ülkelerin başarısını ölçmenin farklı bir yönteminden, hayatlarımızı belirleyip şekillendirmenin farklı bir yönteminden bahsetmek istiyorum.
واليوم أُريد أن أتحدث عن طريقة مختلفة لقياس نجاح الدول، طريقة مختلفة لتحديد وتشكيل حياتنا للثمانين عام القادمة.

Vay be, galiba sonunda küçük bir ekstrası olan bir kız buldum.
نجاح باهر،أَحْسبُ أنا وَجدتُ أخيراً بنت مَع بعض الشيء إضافي.

Mirketlerin başarısının sırrı herkesin toplum içi görevlerde sırayla yer almasıdır.
سِر نجاح السراقط أنَّ كل فردٍ يأخذ دوره في الواجبات المشتركة.

Bu poliçeler şirketin başarısına yön veren üst düzey kişileri kapsıyor.
هذه السياسات تغطي الموظفين رفيعي المستوى الذين يعُتَبرون أساس نجاح الشركة

Bu olağanüstü başarıya kafanızı çevirmeniz imkansız.
وليس هناك أي طريقة لا يمكن أن نرى بها هذا على أنه نجاح باهر.

Doctor Grissom, eşi görülmemiş bir başarıyla, hepsini tedavi etti.
الدكتور جريسوم عالجهم كلّ بنسبة نجاح لم يسبق لها مثيل.

Bu onlar için büyük bir başarıydı çünkü bu çalışma ertesi gün basındaydı, her gazetede, köşe yazısında ve dergide.
كان هذا نجاح ساحق بالنسبة لهم لأن الصور عرضت في صحافة اليوم التالي في كل الجرائد, صحف الفضائح, وصحف التابلويد

Görüşmelerin başarısız olmasını isteyenler Park Chul Young'un da öyle olmasını istiyor.
إذاً يريد الأشخاص الذين يسعون لعدم نجاح هذه المحادثات تحطيم بارك شول

Şimdi kampüsümün (Maryland Üniversitesi, Baltimore County, UMBC) her türlü öğrenciyi, sanat, beşeri bilimler bilim ve mühendislik alanlarında eğitme konusundaki başarısından bahsedeceğim.
سأتحدث عن نجاح جامعتي، جامعة ماريلاند في مقاطعة كاونتي، في تعليم الطلاب من كل الفئات، في الفنون والعلوم الانسانية ومجالي العلوم و الهندسة.

Vuruldu.
نجاح.

Bu kombinasyonun hepsi Basara'daki başarının eseri.
والأهم من هذا كله أنه سوف يحدد نجاح باسارا