"وجدناه" - Traduction Arabe en Turc

    • bulduk
        
    • bulduğumuzda
        
    • bulduğumuzu
        
    • bulunan
        
    • buldum
        
    • bulundu
        
    • bulduğumuza
        
    • bulduklarımız
        
    • yakaladık
        
    • bulabildiğimiz
        
    • bulduğumuzdan
        
    • bulmuştuk
        
    • bulduğum
        
    • bulduğumuzla
        
    • bulabilirsek
        
    Nöronlar çok fazla enerji harcadığı için vücut büyüklüğü ile nöron sayısı arasında bir seçim olması gerektiğini bulduk. TED و الذي وجدناه هو أن بسبب تكلفة الخلايا العصبية المرتفعة، هناك تقايض بين حجم الجسم و عدد الخلايا العصبية.
    Biz hemen hemn onu bulduk. Sizi yakalamak için bağlantıyı kesmeliydik. Open Subtitles لقد وجدناه فعلاً و لكن كان علينا أن نتوقف لكي نلتقطك
    Tamam, onu bulduk. Kabul ediyorum. Ama o çantada her şey olabilir. Open Subtitles حسناً لقد وجدناه ، ساوافقك لكنه من الممكن ان يكون شيئ أخر
    Onu bulduğumuzda, istasyona gidiyordu. Open Subtitles لقد كان في طريقه إلي المحطة عندما وجدناه.
    Güney Asyada bir terörist hücresinin üyeleri... sabit diskten ipuçlarını bulduk... Open Subtitles اعضاء من فرقة جنوب اسيا وجدنا أدله في قرص كومبيوتر وجدناه
    Nereye koyduğumu unuttuğumu sandım ama DVD oynatıcının içinde bulduk. Open Subtitles ظننت أنني نسيت أين وضعته ولكننا وجدناه داخل مشغل الأقراص
    Otel odasında bu silahla eşleşen bir şey bulduk mu? Open Subtitles إذاً هل طابق أيّ شيء وجدناه في غرفة الفندق السلاح؟
    O adamı şu katlı otoparkın üst katında öldürülmüş olarak bulduk. Open Subtitles لقد وجدناه مقتولاً في اعلى تلك الجولة في بناية وقوف السيارات
    Biz yemek bulduk onu aldık ve bize çaldınız dediler. Open Subtitles قالوا أننا سرقناه لكن هذا طعامنا , نحن من وجدناه
    Ve tam olarak burada üç saniye önce bulduk -- bir öncekini ise altı saniye önce TED و وجدناه هنا قبل 3 ثواني الذي قبله, قبل 6 ثواني
    Sizlere bir video getirdim. Çok hızlı bir şekilde göstermek istiyorum. Aslında onu bulduk. TED كان لدي شريط فيديو كنت أريد أن أريكم إياه حول ما وجدناه في الواقع.
    Onu, New York merkezinde bir karavan parkındaki büyük bir ambar binasında kafeslerle dolu küçük bir odada bulduk. TED وجدناه في غرفة صغيرة كانت مليئة بالاقفاص في هيكل مستودع كبير كثير الاستعمال في وسط مدينة نيويورك.
    işte onu biz bulduk. Biliyorunuz, burada birileri kitle imha silahları arayıp duruyor, ama biz kitle koruma silahlarını bulduk -- kondom. TED لقد وجدناه .. لقد كان هناك من يبحث عن اسلحة الدمار الشامل ولكننا وجدنا اسلحة الانتاج الشامل .. انها الواقيات الذكرية
    Teğmene söyle, aramaya son verebilir. Onu bulduk. Open Subtitles . أبلغ الملازم ألا يتصل بفرقة المطاردة . لقد وجدناه
    Onu ve bir Avustralyalı bulduk. Open Subtitles لقد وجدناه هو وآخر أسترالي هنا فى المستشفي
    Onu dışarıda bulduk. - İçeri almana kim izin verdi? Open Subtitles وجدناه بالخارج من أعطاك اذنا لتحضريه بالداخل؟
    Yani, dün kafeteryada onu bulduğumuzda... Open Subtitles أتعني بالأمس ، في لكافيتريا .. عندما وجدناه
    Güney Okyanusu'ndaki bu mercanlarda iklimle ilgili bulduğumuzu düşündüğüm şeyi göstereceğim. Deniz dağlarında aşağı yukarı gittik. TED سأشرح لكم ما أظن أننا وجدناه بخصوص المناخ من مرجانات المحيط الجنوبي تلك.
    Mağara girişinde bulunan bir zavallıdan arta kalan son şey. Open Subtitles هذا ما تبقي من الرجل المسكين الذي وجدناه في الكهف
    Aslında, biz, onu buldum ama yapmak istersen onu kaybetmek değil, Open Subtitles حقيقةً ، نحن وجدناه لكن إذا كنا لا نريد أن نخسره
    Elk Nehri'ndeki kurbanın damağının arkasında bulundu. Open Subtitles وجدناه داخل حلق ضحيه لجريمه قتل قرب نهر الك
    Bu bir Goa'uld tablet aygıtı, Argos'da bulduğumuza benzer. Open Subtitles إنه لوح كتابة للجواؤلد مثل الذى وجدناه على أرجوس
    Biz temiz enerji devrimi hikayesinin bazı kısımlarına karşı biraz şüpheciydik, fakat bulduklarımız bizi gerçekten şaşırttı. TED كنا نشك قليلاً في بعض الأجزاء من قصة ثورة الطاقة النظيفة، ولكن ما وجدناه أدهشنا في الحقيقة.
    -Kes sesini! Uçağın orada yakaladık onu. Bize saldırmaya kalktı. Open Subtitles لقد وجدناه يقفز من طائرة و لقد حاول ان يهاجمنا
    İşler bu noktada kızışıyor zaten. bulabildiğimiz tek iz bu. Open Subtitles هذا هو الجزء المشوق، فهذا هو الأثر الوحيد الذي وجدناه
    Aksi takdirde, güvenlik adına, bulduğumuzdan çok daha tehlikeli ve çok daha istikrarsız bir dünya bırakma riskini alıyoruz. TED غير ذلك، باسم الأمن، نحن نُخاطر بترك العالم كمكان أكثر خطورة وأقل استقرارًا مما وجدناه عليه.
    O botta ne bulmuştuk, ajan Bodner? Open Subtitles ما الذي وجدناه على ذلك القارب أيها عميل بودنر؟
    Şu cephane sandığında bulduğum, uzun, kıllı, kırmızı-siyah hergeleyi. Open Subtitles أحضر العقرب الذى وجدناه فى صندوق الذخيره
    Bu sabah müvekkilinizin el ve kollarında bulduğumuzla aynı. Open Subtitles تتطابق مع ما وجدناه على يدي وذراعي موكلك في وقت سابق اليوم بسبب عمله في متجر المفرقعات
    Bunun anlamı da, eğer onu bu esnada bulabilirsek öldürebiliriz. Open Subtitles و الذى يعنى أنه إذا وجدناه فى الوقت المناسب نستطيع قتله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus