"وجيه" - Traduction Arabe en Turc

    • Güzel
        
    • geçerli
        
    • haklı
        
    • mantıklı
        
    • Makul
        
    • yüzleri
        
    • çok iyi
        
    • iyi bir
        
    Bir çok eğitimli insan aptaldır, ve bir çok aptal insan sebepsiz yere kavga çıkarır, böylesi Güzel bir günde. Open Subtitles الكثير من المتعلمين أغبياء و الكثير من الناس الأغبياء يحبون بدء معارك من دون سبب وجيه في يوم لطيف بحقّ
    Güzel bir soru: her gün zamanınızı nasıl geçirdiğiniz konusunda ne hissediyorsunuz? TED انه سؤال وجيه كيف تشعر حيال كيفيية قضاءك لوقتك كل يوم؟
    Tüp bebek yaptırdığınızda bunun oldukça geçerli bir nedeni var. TED و عندما تلجأ للاخصاب الصناعي فهنالك سبب وجيه لفعل ذلك
    Ama işin gerçeği bu cihaz ve bu tesis yaratıcıları tarafından haklı bir sebep yüzünden terk edildiler. Open Subtitles لكن الحقيقة هذا الجهاز ، و هذا المرفق قد تخلى عنه مبدعه لسبب وجيه جدا
    Böylece merakın ötesinde ne yaptığımız konusunda çok iyi bir nedene sahibiz ve beyinlerimizde neler olduğunu öğrenmek konusunda mantıklı bir gerekçeye. TED لذلك فهذا سبب وجيه جدا يتجاوز الفضول لتبرير ما نقوم به، وتبرير اهتمامنا بما يجري داخل الدماغ.
    Makul olup olmadığını boş ver, bize cevap ver yeter. Open Subtitles دعك من كونه سؤال وجيه فقط اجبنا على سؤالنا
    Güzel yüzleri arıyor. Open Subtitles "تبحث عن وجيه جميلة"
    Bunu saklamak için çok iyi bir sebebim var. çok iyi. Open Subtitles . لدي سبب وجيه لإبقاء هذا السر . سبب وجيه جداً
    Güzel bir soru. Open Subtitles يمكننا اعطاء الطعام والوقاية هذه هى حدودنا وهذا سؤال وجيه
    Güzel soru, özellikle benim deneylere katıldığım zamanla aynı olduğu için ben hemen tepki vermiştim. Open Subtitles هذا سؤال وجيه خاصه ان هذا نفس الوقت الذي اٌجريت فيه التجارب علىَ ولقد إستجبت للتجارب مباشرة
    Bu Güzel bir soru ama hayır, sanmıyorum. Open Subtitles سؤال وجيه حقاً, لكن حقيقةً لا أفعل لا أظنُّ ذلك
    Hayatının en Güzel gününü boş yere heba edebilirdin. Open Subtitles كنتِ ستفسدين أفضل يوم في حياتك بدون سبب وجيه
    fakat eminim Güzel bir sebebi vardır. Open Subtitles لكنى متأكد من أن هناك سبب وجيه لهذا
    Anlıyor musunuz? Hayatına birilerinin kastı olduğunu düşünmek için geçerli sebepleri var. Open Subtitles لديه سبب وجيه للظنّ بأنّ هنالك تهديد صريح و وشيك على حياته.
    Eminim ki kumandanımın açıklama yapmamak için geçerli nedenleri vardı. Open Subtitles ليس لدى شك، أن قائدى لديه سبب وجيه لأبقائى بالظلام
    Belki de eşeklerin konuşmamasının geçerli bir nedeni vardır. Open Subtitles قد يكون هناك سبب وجيه لمنع الحمير من الكلام
    Yaptığım her şeyin haklı bir sebebi vardı. Open Subtitles ربما كان هناك سبب وجيه لأفعل ذلك. هل تودّ أن تخبرني؟
    Yaptığım her şeyin haklı bir sebebi vardı. Open Subtitles ربما كان هناك سبب وجيه لأفعل ذلك. هل تودّ أن تخبرني؟
    Grup-7 erişimini mantıklı bir sebeple kapattım. Open Subtitles لقد أغلقت تصريح مجموعة المستخدمين رقم 7 لسبب وجيه
    Grup-7 erişimini mantıklı bir sebeple kapattım. Open Subtitles لقد أغلقت تصريح مجموعة المستخدمين رقم 7 لسبب وجيه
    Biliyorum size göre önemli veya ilginç gelmeyebilir... ama bilgisayarlara anti-virüs ve firewall yüklememizin... gayet Makul nedenleri var. Open Subtitles أعرف أنكم لا تجدون الأمر مهماً أو رائعاً إنما هناك سبب وجيه لوضعنا البرامج المضادة للفيروسات وبرامج الحماية
    Güzel yüzleri arıyor. Open Subtitles "تبحث عن وجيه جميلة"
    Dış olaylarla iç hareketleri birbirinden ayırabilmeyi istemek için çok iyi bir nedeniniz var TED الآن هناك سبب وجيه للاعتقاد إنذك تريد أن تكون قادرا على التمييز بين الأحداث الخارجية والأحداث الداخلية.
    Bizi buraya kadar getirttiğine göre, iyi bir sebebin olmalı, Harold. Open Subtitles من الأفضل أن يكون لديك سبب وجيه لسحبنا إلى هنا، هارولد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus