"ورق" - Traduction Arabe en Turc

• kâğıdı
• kağıdını
• kağıtları
• kağıda
• kağıdına
• kağıtlarını
• kart
• kağıdın
• kağıdım
• kağıttan
• kağıdından
• kağıt
• yaprağı
• kartları
• kâğıdına

Hazır çılgınlık ederken, tuvalet kâğıdı ve lavabo pompası almalıyız.
بينما نحن نصبح مجانين فيجب أن يكون معنا ورق وغطاس

- Tuvalet kağıdını yırtamam. - Senin için ben yırtarım.
لا أستطيع أن مزق ورق التواليت أنا سأمزق ذلك لك

Duvar kağıtları kaplanıp birkaç da duvar yıkılırsa burası yaşanacak hale gelebilir.
بمجرد تغيير ورق الحائط وتوسيع الغرف سيصبح العيش ممكنا في هذا المكان.

Bu sabahki kavgamızdan sonra bir kağıda bir şeyler yazmışsın.
بعد أن تعاركنا هذا الصباح كتبت شيء على قطعة ورق

Umarım epey tuvalet kağıdına ihtiyacınız olur.
اتمنى ان تحتاج الكثير من ورق التواليت عندما تعود لوطنك

Tuvalet kağıtlarını falan takarsın.
تـضع ورق الـحمامـ على البكراتِ الصَغيرةِ..

Daha önce hiç böyle bir kart numarası görmemiştim ve bunu yapan adam hemen orada oturuyordu.
ولم أرَ خدعة ورق قبل ذلك أبدًا، وكان يجلس الشخص الذي قام بتأديتها هناك.

Tuvalet kâğıdı bulunmadan önce seninle yüz yıl boyunca sevişmek için sabırsızlanıyorum.
لا يمكنني أن أنتظر لصنع الحب لمئة سنة. قبل أختراع ورق المرحاض.

- Bana yazı kâğıdı getirir misin?
أحضر لى بعض ورق الكتابة , هلا فعلت ؟ حاضر يا سيدى

Kendi odan yap. Boya, duvar kâğıdı, poster, ne istersen. Sen sadece kendini rahat hisset.
اجعليها كما تريدين، الطلاء، ورق الجدار، أي شيء يجعلك مرتاحة

Bu duvar kağıdını seçmeme yardım etmişti.
أتذكر عندما ساعدتني في اختيار ورق جدار هذه الغرفة

Ve büyük ihtimalle tuvalet kağıdını içten dışa doğru katlıyorsun.
و من المحتمل انك تضعين ورق الحمام بالخلف على اللفافة بورقة داخلها

Neyse işte, birkaç parça kağıt. Durup kağıtları mı konuşacağız?
على أية حال, إنها قطعة من ورق ما نتحدث عنه

Ve şöyle bir fikri var, atık kağıtları alıp, sıkıştırarak, yakıt olarak kullanılabilecek birketler haline getirmek.
الفكرة تقول بأنه يمكنك أن تأخذ ورق مهملات حيث تقوم بضغطه, ومن ثم تصنع منه قوالب يمكنك استخدامها كوقود.

Ve unutma, emin olmadığın bir şeyse kağıda sürt.
وتذكر، إذا لم تكن متأكداً من كمية الدهن افركه على قطعة ورق

Pekâlâ kızlar, balona, krepon kağıdına ve parti şapkalarına ihtiyacımız var.
حسنا يافتيات نحن نريد بالونات, ورق كريبي, وقبعات للحفل

Sadece soda içeceğim ve kullanacağımız duvar kağıtlarını konuşacağız.
سأجلس هناك لأحتسى شراباً ونلقى نظرة على بعض عينات ورق الجدران

Onlara öğüt verin, onlara sarılın, onlara bir kart numarası öğretin.
قدّموا لهم نصيحة، عانقوهم، علموهم خدعة ورق اللعب.

Bir kağıdın elinizde yarattığı baskı kadar bir güç uyguluyor; çok hafif. Nazik itiş gerçekleştiğinde de, aylarca, hatta yıllarca çalışabiliyor.
ويولد قوة مماثلة لقوة قطعة ورق على يدك، خفيفة بشكل مذهل، لكنها تستمر لأشهر وسنوات، مولدة هذه الدفعة الخفيفة.

Peçetem yok, ama ekstra yumuşak tuvalet kağıdım var.
ليس لدي مناديل ورقية ولكن لدي ورق مرحاض ناعم

kağıttan bir kanser sensörü yapmak bayıldığım çikolatalı kurabiyeleri yapmak kadar kolay.
صنع مستشعر للسرطان من ورق هو أمر سهل جداً كصنع بسكويت رقائق الشوكولاتة، التي أحبها.

Belki de sonunda duvar kağıdından o lüleleri çıkarabiliriz.
حسنا، ربما يمكننا أخيرا الحصول أن حليقة من ورق الجدران.

Ve hayatına sadece benim yazıcımdan çıkan basit bir kağıt parçası olarak başlıyor.
حيث تبدأ البطاقة حياتها كقطعة ورق متواضعة تخرج من طابعة الحبر الخاصة بي.

Ve eğer siliyorsanız, tuvalet kağıdı kullanıyorsunuz ya da bunun mevcut olmadığı bazı yerlerde, gazete kağıdı, paçavra ya da mısır yaprağı kullanıyorsunuz.
وإذا كنتم تستخدمون المساحة، ومن ثم ورق التواليت أو، في بعض مناطق العالم حيث أنه غير متوفر، صحيفة أو الخرق أو عرنوس الذرة.

Sigaralar sakız viskiler arkasında çıplak kadın resmi olan oyun kartları.
لبان ويسكى ورق لعب عليها سيدات عاريات و بالطبع أهم شئ

Kanıt toplama ekiplerine tuvalet kâğıdına kadar her şeyi listelemelerini söyle.
ليقم فريق الأدلية بتصنيف وتجميع كل شيء وصولاً إلى ورق الحمام.