"يتصل" - Traduction Arabe en Turc

• aramadı
• aramasını
• arasın
• arayıp
• aradı
• arar
• arayan
• telefon
• aramıyor
• haber
• arayacak
• aradığında
• araması
• aramaz
• aramış

Birkaç hafta önce aradı ve yürümeyeceğini söyledi ve bir daha aramadı.
اتصل منذ بضعة أسابيع, قائلاً أنه ليس ناجحاً, و لم يتصل مجدداً.

Randall'a eğer kuşkulu bir şey görürse polisi aramasını söyle.
قولي لراندل إن هو رأى أي شيء أن يتصل بالشرطة.

Sen parayı aldığında o işe yaramaz görüşmeci beni arasın.
واخبر ذلك المفاوض الحقير أن يتصل بي عندما تستلم المال

Ben evdeyken beni arayıp bir şeyler satmaya çalışan insanlardan nefret ederim.
أكره ذلك حينما يتصل الناس بى فى المنزل ويحاولوا بيع المواد لى

Hemen evde olmazsam, babam kızar ve hemen polisi arar.
إذا لم أذهب لمنزلي اليوم، والدي سيغضب وربما يتصل بالشرطة

Clay'in hem evini hem iş yerini aramama rağmen, ...beni geri aramadı.
اتصلت، بكلاي في المنزل و في العمل هو لم يتصل ثانية بى

Şehir dışına çıktığında, hep gittiği yerden arardı ama bu sefer aramadı.
حسناً , دائماً ما كان يتصل للإطمئنان عليّ حينما يكون بخارج المدينة.

Saat 6 oldu ve daha bir teklif ile aramadı...
حسناً, أصبحت الساعة 6: 00 ولم يتصل بعد ليعطينا رقماً.

Mia, bu akşam onu görürsen, beni aramasını söyler misin?
أوهـ ,ميا ,اذا قابلتيه الليلة هل تخبريه بأن يتصل بي

Oğluma eşcinsellerin çalıştığı yerlerin numarasını vermiş ve aramasını söylemiş.
أعطت لإبني ارقام بعض مثيلي الجنس وطلبت منه أن يتصل

Lütfen ona herhangi bir sorusu olduğunda beni aramasını söyleyin.
أرجوكِ أخبره إن كان لديه أي استفسار أن يتصل بي

O mu sizi arasın, yoksa siz mi ararsınız?
هل تريده أن يتصل بك؟ أم أم تريد الإتصال به كيف تريد القيام بهذا؟

arayıp duruyor. Seni TV'de görmüş ve seninle konuşmak istiyor. Ona iş yeri numaranı verdim ama telefonu bağlamadıklarını söylüyor.
ما زال يتصل لقد شاهدك على التلفاز و يريد التحدث معك و هو يتصل برقمك و لكنهم لا يصلوه بك

Beni aradı ama bir süre için geri gelmeyeceğini söyledi.
لم يتصل لكن قال أنه لن يعود الا بعد فترة

Film yöneticisi yazarı arar. Kız arkadaşı sinemaya gittiğini söyler.
مدير سينمائي يتصل بكاتب، فتخبره الصديقة أنه قصد دور العرض

Seni arayan Diane Leeds de kim?
من هو هذا دايان ليدز الذين يحتفظ يتصل بك؟

telefon çalıyor,arkadaşları onu arıyorlar, ama onlarla nasıl konuşacağını bilmiyor.
يرن الهاتف، يتصل الأصدقاء، لكنها لا تعرف كيف ترد عليهم.

Güvenli olmadığını bildiği için beni aramıyor ya da eposta atmıyor.
يراسلني أو بي يتصل أن يحاول وهو آمناً ليس هذا لكن

Pekala, bütün gün senden haber alamadım ve Korkin denen puşt arayıp bir de kalacak yer mi soracaktı?
ها أنا ذا, لم أسمع منك طيلة اليوم و صديقك المعتوه كوركين يتصل بي لأجد له مكانا تنامون فيه

Seni arayacak, sana yazacak ve fırsat buldukça ziyaretine gelecek.
سيظل يتصل بك، و يراسلك، و يأتي لرؤيتك عندما يستطيع،

Prokosch aradığında ona Capri'ye gideceğini söyle.
عندما يتصل بوركوش قل له أنك ستذهب إلى كابري

Caroline, bunu yapma. Aman Tanrım, adam senden ayrıldı. Onun araması gerek.
لا تقومي أبداً بذلك لقد قطع علاقته بك, عليك تركه يتصل بك

Kural da budur: Erkek seni aramaz çünkü seni aramak istemiyordur.
أن الرجل لم يتصل بك فهذا يعني أنه لا يريد ذلك

Ama sırf kötü haber vermek için aramış da olamaz ki.
ولكن يمكن أن يتصلوا أعني , يمكنة أن يتصل لأي شيء