Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك مهمّا لم يفت الأوان بعد أو في حالتي, ليس مبكّر جداً لكي تكون من تريد أن تكون |
Yani diyorum ki, sanırım henüz çok geç değil. Sen... | Open Subtitles | حسنا ,ما أود ان اقوله انه لم يفت الأوان بعد |
Yani diyorum ki, sanırım henüz çok geç değil. Sen... | Open Subtitles | حسنا ,ما أود ان اقوله انه لم يفت الأوان بعد |
İş işten geçmedi. Hâlâ vazgeçebilirsin. | Open Subtitles | لم يفت الأوان بعد، يُمكنك التراجع |
Hata ettin asker ama yürüyüp gitmek için Hâlâ geç değil. | Open Subtitles | لقد أخطأت أيها الجندي ولكن لم يفت الأوان لك كي ترحل |
Veri kontrol odasındaki bilgileri almak için çok geç değil. | Open Subtitles | لم يفت الآوان للحصول على .المعلومات من وحدة التحكم بالبيانات |
Ve fotoğraflarımla okyanuslar için çok geç olmadığı mesajını vermek istiyorum. | TED | ومن خلال تصويري، أريد أن أنشر رسالة وهي: لم يفت الوقت لحماية محيطاتنا. |
Onlar için artık çok geç, ama milyonlarca diğerleri için henüz geç değil. | TED | فات الأوان بالنسبة لهم، لكنه لم يفت بالنسبة لملايين آخرين. |
Henüz çok geç değil doktor. | Open Subtitles | لم يفت الاوان ايها الطبيب سأكون صالحة معك |
çok geç değilse o ilaçları midesinden çıkaracağım. | Open Subtitles | إخراج هذا الشيء من معدتها إن لم يفت الأوان |
Sizi yoldan çıkarmak için gönderildi! Ama çok geç değil. | Open Subtitles | لقد اٌرسل لكي يغويكِ، لكن لم يفت الآوان بعد. |
Belki benim için çok geç olmadığını düşünmeme neden oldun. Ama şimdi... | Open Subtitles | أنتِ جعلتِني أعتقد أنه ربما لم يفت الأوان بالنسبة لي |
Günahlarınız için tövbe edip Tanrı'ya sığınmanız için çok geç değil. | Open Subtitles | لكن لم يفت الأوان لتتوبوا عن آثامكم وليقبلكم الرب |
Şarkının evrensel mesajı tüm sınırları aşan... kendimizi yenilemeyi... çok geç olmadığı umuduyla... hatırlatan bir vurgu. | Open Subtitles | إنها رسالة عالمية تعبر كل الحدود وتعطي الفرد الأمل إنه لم يفت الوقت بعد |
Sınırları aşar ve daha iyi olmamız için çok geç olmadığını bize hatırlatır. | Open Subtitles | وتعطي الفرد الأمل إنه لم يفت الوقت بعد للتحسين من أنفسنا |
Senin uyku vaktin geçmedi mi? | Open Subtitles | ألم يفت موعد نومك؟ |
Yatma vaktin geçmedi mi? | Open Subtitles | ألم يفت موعد نومك؟ |
Uzun zamandır biliyoruz ama hemen harekete geçersek Hâlâ geç değil. | TED | لقد علمنا بذلك منذ وقت طويل، لكن الوقت لم يفت إن نحن تحركنا الآن. |
Ülkemizi enerji darboğazından çıkarıp, muhafazakar sağcıların çalıp götürdüğü o eski günlere dönmek için hala geç değil. | Open Subtitles | إنه لم يفت الأوان بعد لتتراجع هذه البلاد عـن التعطش للسلطـه و تصحيح تسديد الضربات للمحافظون الذين سرقوا منه |
- Hâlâ iş işten geçmiş sayılmaz, değil mi? - Oldu o zaman, kendi sevgilini bul sen. | Open Subtitles | ـ لم يفت الأوان على ذلك ـ حسنا، أحصل على فتاتك الخاصة |