"يفهم" - Traduction Arabe en Turc

    • anlamaz
        
    • anlar
        
    • anlamadı
        
    • anlayamaz
        
    • anladı
        
    • Anlaşıldı
        
    • anlamak
        
    • anlaması
        
    • anlayamıyor
        
    • farkında
        
    • anlayacak
        
    • anlayabilir
        
    • bilen
        
    • anlamayan
        
    • biliyor
        
    Çalışmaya devam edebilmeniz için sizinle ilgileniyordu. Bizim gibi insanları kimse anlamaz. Open Subtitles لقد إعتنت بك حتى تستطيع مواصلة العمل، لا أحد يفهم أشخاصا مثلنا.
    Tabii ki. Şanslıysam tek seferde anlar. Anlamazsa tekrar anlatmak zorundayım. Open Subtitles سيسعدني التوضيح، ولو كنت محظوظًا لن يفهم وسأوضح له من جديد
    Ama bir gün, bir insan mağarayı buldu ve gördüğü şeye güldü; çünkü anlamadı. TED ولكن في أحد الأيام، وصل بشري إلى الكهف وضحك على ما رآه لأنه لم يفهم.
    Tahmin edebileceğiniz gibi, dediklerimden kimse birşey anlayamaz, ve bu da beni çok rahatsız ediyor. TED لا أحد يستطيع أن يفهم شئياً مما أقول،وهوما يحبطني للغايه. كما يمكن أن تتخيلوا
    Ona öğretmeye çalıştığım her şeyi anlamayabilir, ama bunu anladı. Open Subtitles ربما لا يفهم كل ما أعلمه له ولكنه يفهم هذا
    Anlaşıldı mı? Open Subtitles هل يفهم احدنا الآخر
    Sorunu anlamak istediği tarz da eşitsizlik sorununa yaklaşmayı tercih ettiği tarz da benimkinden farklıydı. TED الطريقة التي أراد بها أن يفهم المشكلة، الطريقة التي أراد بها أن يتعامل مع مشكلة عدم المساوة كانت أيضاً مختلفة عني.
    Her kim yaptıysa, ileri derece genetiklerden bayağı iyi anlaması gerekiyor. Open Subtitles ومن قام بذلك، فلا بدّ أنه يفهم جيداً بعلم الوراثة المتقدم.
    - Tüm bunları ona neden anlatıyorsun anlamıyorum. Seni anlayamıyor. Open Subtitles انا لا اعلم لماذا تحبره بكل هذا انه لن يفهم
    Gerçek şu ki bu ikimizin arasında. Michael bir beyefendiyi anlamaz. Open Subtitles الحقيقه أنه بيننا و بين أنفسنا فــ مايكل لا يفهم الساده المهذبين
    Hayatında hiç kovalanmamış biri bunun ne demek olduğunu anlamaz. Open Subtitles الشخص الذي لم يحارب من قبل لن يفهم أبداً
    Bütün hayatını karanlıkta yaşamış bir adam, ışığın kötülüğünü anlar, çünkü gözleri acıtır. Open Subtitles اٍن الرجل قد عاش فى الظلام طوال حياته لا يفهم أن الضوء ليس شرا لأنه يؤلم عينيه
    Ona çiçek verirsek çiçeğe çok iyi bakar ve sonra onun güzel olduğunu anlar. Open Subtitles اذا أعطيتيه زهرة فإنه يفحصها أولاً، ثم يضحك لأنه يفهم أنها جميلة.
    Ama tekrar edeyim, bedenlere dair anlayışın sınırlılığı yüzünden doktorum farkı anlamadı. TED لكن مرة أخرى، بسبب نقص فهم الأجساد، لم يفهم أطبائي الفرق.
    Bir adam için müziğin doğuştan gelen bir istek olduğunu hiç bir zaman anlamadı... Open Subtitles ألن يفهم ابدا ان الموسيقى تولد مع الأنسان
    Peki ya... Beni rahat bırak. Senin gibi biri bunu asla anlayamaz. Open Subtitles اتركنى لوحدى، رجل مثلك من المستحيل ان يفهم
    Beni yalnız bırak. Senin gibi biri bunu asla anlayamaz. Open Subtitles اتركنى لوحدى، رجل مثلك من المستحيل ان يفهم
    -Sen ölüsün piçkurusu. -Hayır, o anladı tamam. Open Subtitles ستموت أيّها السافل لاتقتله؛ إنه يفهم ذلك
    Anlaşıldı mı? Open Subtitles هل يفهم احدنا الآخر
    Burada, bir bilgisayarın cümleleri ayrıştırmak için İngilizce grameri nasıl kullandığını anlatıyorum ve burada duraklama var ve öğrenci, devam edebilmek için ne olduğunu anlamak, yansıtmak ve doğru kutucuğu işaretlemek zorunda. TED هنا ، أنا أشرح كيف يستخدم الكمبيوتر قواعد اللغة الانجليزية لتحليل الجمل ، وهنا يوجد توقف وعلى الطالب ان يعكس ، يفهم ما الذي يدور ويختار الصندوق الصحيح وقبل ان يتسطيعون الاستمرار
    Niçin Amerika'nın devlet destekli bilgi saldırısının altında olduğunu anlaması aylar aldı? TED لماذا استغرق الأمر شهوراً قبل أن يفهم الأمريكيون أنهم كانوا تحت هجوم معلومات مدعوم من دولة؟
    Kitabın para kazanma yöntemi olmadığını, bir ifade biçimi olduğunu anlayamıyor. Open Subtitles لا يستطيع أن يفهم أن الكتابة ليس طريقة لكسب المال . ولكنها للتعبير
    Şu anda tek ihtiyacımız olan mevcut kabiliyetinin ve sorunlarımın katlanarak arttığının farkında olan başka birisi. Open Subtitles كل من يحتاج ان يحل شيئ يفهم ما فعل هذا الولد فتكون الفكرة جلية له ومشكلتي هنا تزداد
    Belki sizi rahatsız etmem yanlıştır ama anlayacak biriyle konuşmam gerekiyor. Open Subtitles ربما إنه خطؤٌ مني أن أُزعجك لكنني احتاج أن أتحدث مع شخص يفهم
    Ve şirketin gıcırdayan tekerlekleri niçin susturmak istediğini herhangi biri anlayabilir. TED ويستطيع الواحد منا أن يفهم لماذا قد ترغب الشركة في إسكات عجلة صارخة.
    Ama virüsün nasıl ilerlediğini bilen tek kişi de benim. Open Subtitles ولكن أنا الشخص الوحيد الذي يفهم كيف يعمل هذا الفيروس.
    Ağzına bir tokattan ya da .45'lik kurşundan anlamayan bir kadına daha rastlamadım. Open Subtitles لم أقابل فى حياتى أحد لم يفهم معني الخيانه او سبيكه 45 ..
    Çıktığım erkek bir türlü anlamazsa ne yapıyorum biliyor musun? Open Subtitles أتعلمين مالذي أفعله عندما اكون مع شخص لا يفهم العلامات؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus