Çalışmaya devam edebilmeniz için sizinle ilgileniyordu. Bizim gibi insanları kimse anlamaz. | Open Subtitles | لقد إعتنت بك حتى تستطيع مواصلة العمل، لا أحد يفهم أشخاصا مثلنا. |
Tabii ki. Şanslıysam tek seferde anlar. Anlamazsa tekrar anlatmak zorundayım. | Open Subtitles | سيسعدني التوضيح، ولو كنت محظوظًا لن يفهم وسأوضح له من جديد |
Ama bir gün, bir insan mağarayı buldu ve gördüğü şeye güldü; çünkü anlamadı. | TED | ولكن في أحد الأيام، وصل بشري إلى الكهف وضحك على ما رآه لأنه لم يفهم. |
Tahmin edebileceğiniz gibi, dediklerimden kimse birşey anlayamaz, ve bu da beni çok rahatsız ediyor. | TED | لا أحد يستطيع أن يفهم شئياً مما أقول،وهوما يحبطني للغايه. كما يمكن أن تتخيلوا |
Ona öğretmeye çalıştığım her şeyi anlamayabilir, ama bunu anladı. | Open Subtitles | ربما لا يفهم كل ما أعلمه له ولكنه يفهم هذا |
Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | هل يفهم احدنا الآخر |
Sorunu anlamak istediği tarz da eşitsizlik sorununa yaklaşmayı tercih ettiği tarz da benimkinden farklıydı. | TED | الطريقة التي أراد بها أن يفهم المشكلة، الطريقة التي أراد بها أن يتعامل مع مشكلة عدم المساوة كانت أيضاً مختلفة عني. |
Her kim yaptıysa, ileri derece genetiklerden bayağı iyi anlaması gerekiyor. | Open Subtitles | ومن قام بذلك، فلا بدّ أنه يفهم جيداً بعلم الوراثة المتقدم. |
- Tüm bunları ona neden anlatıyorsun anlamıyorum. Seni anlayamıyor. | Open Subtitles | انا لا اعلم لماذا تحبره بكل هذا انه لن يفهم |
Gerçek şu ki bu ikimizin arasında. Michael bir beyefendiyi anlamaz. | Open Subtitles | الحقيقه أنه بيننا و بين أنفسنا فــ مايكل لا يفهم الساده المهذبين |
Hayatında hiç kovalanmamış biri bunun ne demek olduğunu anlamaz. | Open Subtitles | الشخص الذي لم يحارب من قبل لن يفهم أبداً |
Bütün hayatını karanlıkta yaşamış bir adam, ışığın kötülüğünü anlar, çünkü gözleri acıtır. | Open Subtitles | اٍن الرجل قد عاش فى الظلام طوال حياته لا يفهم أن الضوء ليس شرا لأنه يؤلم عينيه |
Ona çiçek verirsek çiçeğe çok iyi bakar ve sonra onun güzel olduğunu anlar. | Open Subtitles | اذا أعطيتيه زهرة فإنه يفحصها أولاً، ثم يضحك لأنه يفهم أنها جميلة. |
Ama tekrar edeyim, bedenlere dair anlayışın sınırlılığı yüzünden doktorum farkı anlamadı. | TED | لكن مرة أخرى، بسبب نقص فهم الأجساد، لم يفهم أطبائي الفرق. |
Bir adam için müziğin doğuştan gelen bir istek olduğunu hiç bir zaman anlamadı... | Open Subtitles | ألن يفهم ابدا ان الموسيقى تولد مع الأنسان |
Peki ya... Beni rahat bırak. Senin gibi biri bunu asla anlayamaz. | Open Subtitles | اتركنى لوحدى، رجل مثلك من المستحيل ان يفهم |
Beni yalnız bırak. Senin gibi biri bunu asla anlayamaz. | Open Subtitles | اتركنى لوحدى، رجل مثلك من المستحيل ان يفهم |
-Sen ölüsün piçkurusu. -Hayır, o anladı tamam. | Open Subtitles | ستموت أيّها السافل لاتقتله؛ إنه يفهم ذلك |
Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | هل يفهم احدنا الآخر |
Burada, bir bilgisayarın cümleleri ayrıştırmak için İngilizce grameri nasıl kullandığını anlatıyorum ve burada duraklama var ve öğrenci, devam edebilmek için ne olduğunu anlamak, yansıtmak ve doğru kutucuğu işaretlemek zorunda. | TED | هنا ، أنا أشرح كيف يستخدم الكمبيوتر قواعد اللغة الانجليزية لتحليل الجمل ، وهنا يوجد توقف وعلى الطالب ان يعكس ، يفهم ما الذي يدور ويختار الصندوق الصحيح وقبل ان يتسطيعون الاستمرار |
Niçin Amerika'nın devlet destekli bilgi saldırısının altında olduğunu anlaması aylar aldı? | TED | لماذا استغرق الأمر شهوراً قبل أن يفهم الأمريكيون أنهم كانوا تحت هجوم معلومات مدعوم من دولة؟ |
Kitabın para kazanma yöntemi olmadığını, bir ifade biçimi olduğunu anlayamıyor. | Open Subtitles | لا يستطيع أن يفهم أن الكتابة ليس طريقة لكسب المال . ولكنها للتعبير |
Şu anda tek ihtiyacımız olan mevcut kabiliyetinin ve sorunlarımın katlanarak arttığının farkında olan başka birisi. | Open Subtitles | كل من يحتاج ان يحل شيئ يفهم ما فعل هذا الولد فتكون الفكرة جلية له ومشكلتي هنا تزداد |
Belki sizi rahatsız etmem yanlıştır ama anlayacak biriyle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | ربما إنه خطؤٌ مني أن أُزعجك لكنني احتاج أن أتحدث مع شخص يفهم |
Ve şirketin gıcırdayan tekerlekleri niçin susturmak istediğini herhangi biri anlayabilir. | TED | ويستطيع الواحد منا أن يفهم لماذا قد ترغب الشركة في إسكات عجلة صارخة. |
Ama virüsün nasıl ilerlediğini bilen tek kişi de benim. | Open Subtitles | ولكن أنا الشخص الوحيد الذي يفهم كيف يعمل هذا الفيروس. |
Ağzına bir tokattan ya da .45'lik kurşundan anlamayan bir kadına daha rastlamadım. | Open Subtitles | لم أقابل فى حياتى أحد لم يفهم معني الخيانه او سبيكه 45 .. |
Çıktığım erkek bir türlü anlamazsa ne yapıyorum biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين مالذي أفعله عندما اكون مع شخص لا يفهم العلامات؟ |