"يمنع" - Traduction Arabe en Turc

    • engel
        
    • yasak
        
    • yasaktır
        
    • engelleyecek
        
    • karşı
        
    • önlüyor
        
    • engellemek
        
    • önlemek
        
    • durdurmuyor
        
    • olmasın
        
    • yasaklayan
        
    • yasaklıyor
        
    • bloke
        
    • önüne
        
    • yasakladı
        
    Hayır ama bu serserinin bana yumruk savurmasına engel olmadı. Open Subtitles لا، لكن ذلك لم يمنع الحقير من الشجار معي ضربا
    Bunu kişisel almayın ama önümüzdeki altı ay boyunca göz teması yasak. Open Subtitles لا تأخذوا الأمر بشكل شخصي لكن يمنع التواصل بالعيون لمدة ستة أشهر
    - Yangın borusunun önüne park etmek yasaktır. - Bunu da biliyorum. Open Subtitles القانون يمنع الوقوف أمام خرطوم الحريق أعرف
    76 farklı ülkede anlatılacak bir hikayeyi engelleyecek bir mahkememe kararı çıkartmaya çalışın. TED محاولة الحصول على حكم قضائي الذي من شأنه أن يمنع نشر القصة في 76 دولة مختلفة.
    Evet, burada bu iki insanın evlenmesine karşı olan biri varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun. Open Subtitles أذا كان هناك أى أحد فى القاعة عندة سبب يمنع هذين الشخصين من الزواج فاليتكلم الآن أو ليصمت ألى الأبد
    Siroz karaciğer toksinleri temizlemesini önlüyor... ve ensefalopati vücudunuz mental durumunu değiştiriyor. Open Subtitles التليف الكبدي يمنع كبدك من ترشيح السموم قد تصبح ملتهب دماغياً مما يؤدي إلى تغيير حالتك العقلية
    NasıI bir palyaço böyle yapar, birinin hayatını kazanmasını engellemek? Open Subtitles ما هذا التهريج أن يمنع شخص ما من كسب رزقه؟
    Bu yüzden, insanların organ naklini reddetmelerini önlemek için kullanılır. TED فالاشخاص الذين يتناولونه يمنع جسمهم من رفض الاعضاء المزروعة.
    CA: Bunların büyümesine engel olan darboğaz nedir? TED كريس اندرسون: ما الذي يمنع من تلك الأشياء بالتقدم والتوسع؟
    Şiddetli sahtekarlık duygusu insanların harika fikirlerini ortaya koymasını ya da çok iyi oldukları program veya işlere başvurmaya engel olabilir. TED الشعور الشديد بالاحتيال يمكنه أن يمنع الناس من مشاركة أفكارهم الرائعة أو التقدم للأعمال والبرامج حيث بإمكانهم التفوق.
    Paranın tüm kötülüklerin anası olduğunu biliyoruz, ama bu Kamboçya'da yeni kötülüklerin oluşmasına engel olmadı. TED ونحن نعلم أن المال هو أصل كل الشرور، لكن ذلك لم يمنع الشرور من الحدوث في كمبوديا، في الحقيقة.
    Bugünden itibaren kasabada ateşli silah taşımak yasak. Ne! Open Subtitles اعتبارا من اليوم يمنع حمل الأسلحة في المدينة
    Çocukların yasak olduğu bir ülkede oyuncak yapan bir adama asla güvenmem. Open Subtitles انا لااثق برجل يصنع الالعاب فى ارض يمنع فيها الاطفال
    Dışarıda uyumalısın. Köpeklerin istasyonda uyuması yasak. Open Subtitles عليك النومفي الخارج يمنع وجود الكلاب داخل محطة الباص
    Yanınıza meyve, sebze almanız Avrupa'ya enfeksiyon bulaştırmamak için yasaktır. Open Subtitles يمنع اخذ الفواكه والخضراوات . حتى لا تنقلوا العدوى الى اوروبا
    Lysine bağımlılığı, hayvanlar adadan kaçarsa... onların yayılmasını engelleyecek. Open Subtitles مخطط اللايزين يمنع إنتشار الحيوانات لو أنهم حاولو الخروج من الجزيرة
    Para sahibi olmaya karşı bir yasa mı vardı? Çaldıklarını ispat edebilir misiniz? Open Subtitles لا يوجد قانون يمنع وضع الأموال في المنازل يجب أن تُثبتَ أنهم ســرقوه؟
    Şarapnelin kalbine girmesini o önlüyor. Open Subtitles متصل ببطارية سيارة وهو يمنع الشظايا من دخول قلبك
    İlk dava açma girişimlerini engellemek için hep bürokratik denemeler olur. Open Subtitles دائما يحدث ان واحد بيروقراطي بحاول انه يمنع محاولة المقاضاة الاولى
    Bunu tekrar dünyaya gelmesini önlemek için yapmış. Open Subtitles هو كان أن يمنع الرجل من رجوع إلى الحياة.
    Ama bu kazaları durdurmuyor. Sadece son saniye de oraya geliyor. Open Subtitles إنه لا يمنع الحوادث فحسب، بل يقوم بإنقاذ الوضع في اللحظة الأخيرة
    Neden bir cesedin üstünde kurt olmasın ki? Open Subtitles وما الذي يمنع من تواجد اليرقات في الجثث ؟
    Konuşmamız gereken şeyler vardı. Bunu yasaklayan kanun mu var? Open Subtitles لقد تحدثنا فى بعض الأمور أهناك قانون يمنع ذلك ؟
    Brigham Young'la olan anlaşmam Çinli işçilerin çalışmasını yasaklıyor. Open Subtitles إتفاقي مع مع بريغهام يونغ يمنع العمالة الصينية
    Tank tarayıcıyı bloke ediyor ve bir elektrik kilidiyle korunuyor. Open Subtitles وعاء الحفظ يمنع عملية الفحص و هو مغلق بمفتاح الكتروني
    Bu geçici olarak etkin bir şekilde Birleşik Devletler ordusundaki özerk silahları yasakladı. Ancak bu direktifin kalıcı hale getirilmesi gerekmektedir. TED وهذا يمنع مؤقتا فعالية الروبوتات القتالية في الجيش الأميركي ولكن هذا التوجيه يحتاج إلى إجراء دائم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus