"يوجد هناك" - Traduction Arabe en Turc

    • var
        
    • yoktur
        
    • yoktu
        
    • Oradaki
        
    • vardı
        
    • falan yok
        
    • vardır
        
    • hiçbir
        
    • kalmadı
        
    İnsanlara yemekleri daha önce hiç görmedikleri biçimde gösterebileceğimiz bir yol var mı? TED هل يوجد هناك طريقة نعرض بها الغذاء للناس بطريقة لم يشاهدوها من قبل؟
    Bunları ve tamir etmeyi insanlara öğretmek için eğitim enstitüleri bile var. TED يوجد هناك مراكز تدريب تقوم بتأهيل الناس على إصلاح هذه الأشياء أيضًا.
    -Sen işine bak, bu duygusal ve üstümde baskı var. Open Subtitles اهتم بنفسك حسناً أنا مجرد عاطفي و يوجد هناك ضغط
    Yakın diye bir şey yoktur. Bizi geçir yoksa öldük demektir. Open Subtitles لا يوجد هناك تقريبا إما أن نعبر من البوابة أو سننتهى
    Benim için Motel 6'lar veya Howard Johnsons'lar yoktu. TED لم يكن يوجد هناك موتيل أو فندق هوارد جونسون يأويني.
    Hadi listenin en tepesine bakalım çünkü bence Oradaki şey de sizi şaşırtabilir. TED لكن دعونا نذهب لرأس القائمة، لأني أعتقد أن ما يوجد هناك سيفاجئكم أيضًا.
    Sisteminde cidden bir aksaklık vardı. Ama sorun bilgisayar değildi. Open Subtitles يوجد هناك خلل في نظامك لكنه لم يكن في الكمبيوتر
    Bassavciyla gorusme falan yok, degil mi? Open Subtitles لا يوجد هناك اي اجتماع مع المدعي العام , اليس كذلك ؟
    Evet benim varsayımım buydu ancak başka bir açıklama daha var. Open Subtitles حسناً, هذا كان افتراضي أنا و لكن يوجد هناك تفسيراً اخر
    Çapkınlar bu tür şeylerden anlamazlar, ama bütün hayatın boyunca seninle var olacak olan bir gerçek aşk vardır. Open Subtitles المستهترين أمثالك لا يستطيعون ان يفهموا، لكن يوجد هناك مثل هذا الشيء كالحب الحقيقي الذي يبقيهم جميعاً في حياتهم
    Tabii bu olaya farklı bir yönden yaklaşmanın yolu da var. Open Subtitles بالتأكيد ، لا يوجد هناك طريق أخر للنظر في هذا الشئ
    Odada bir beyefendi daha var. Kim o adam? Babam. Open Subtitles يوجد هناك رجل آخر في الغرفة، من هو هذا الرجل؟
    Arka köşede bir güvenlik ofisi var ama içinde ne var bilmiyorum. Open Subtitles هناك ضابط أمن في الركن الخلفي، لكن لا أعلم ماذا يوجد هناك.
    Özel eğitime tabi her 100 kıza karşılık 217 erkek var. TED و لكل مئة فتاة تندرج ضمن التعليم الخاص يوجد هناك 217 شاباً
    Ama Hindistan'ın sokakları epey tozludur, ve ne kadar çok toz havada uçuşursa, beyaz kağıt üzerinde neredeyse görebilirsiniz, ama yapışkan bir kısım da var, bir yapıştırmayı tersine çevrimişsiniz gibi. TED في الهند هناك الكثير من التراب في الشوارع, وكلما كثر الغبار وارتفع في الهواء كلما امكنك مشاهدة ما على الورق الابيض, يوجد هناك ذلك الجزء اللاصق كالذي تجده في الصقة المقلوبة.
    Bu doğru profesör. Çünkü vampir diye bir şey yoktur. Open Subtitles هذا صحيح ، بروفيسور لإن لا يوجد هناك مصاص دماء
    Diğer ev arkadaşını kara kedi ile aynı yerde ve aynı zamanda gördükten sonra her şeyin mantıklı bir açıklaması yoktur. Open Subtitles لا يوجد هناك أيّ تفسير منطقي حتى نرى شريك المسكن الآخر وتلك القطة السوداء معـًا في نفس المكان في نفس الوقـت
    Biri kendini Oval Ofis'te hayal etti mi, geri dönüşü yoktur. Open Subtitles بمجرد أن يتخيل الناس أنفسهم في المكتب، فلا يوجد هناك تراجع
    Üç yüz metre boyunca yerde iz yoktu. İkisi de ölümlerini engellemek için bir şey yapmadı. Open Subtitles إذا كان لا يوجد هناك إثار إنزلاق متتابعه لـ 300 ياردة كلاهما السائق والراكب
    Ama bildiğim kadarı ile Oradaki hiçbir şey buna sebep olmadı. Open Subtitles لكن، على حد علمي لا يوجد هناك ما قد يسبب كل هذا
    İyi olan yanı fotokopi makinesi olan bir oda vardı. Open Subtitles من حسن الحظ أنه كان يوجد هناك غرفة بآلة نسخ
    Kural falan yok. Bu sadece yaşam, tamam mı? Open Subtitles لا يوجد هناك قواعد، هناك الحياة فقط إتفقنا؟
    Beyninizde doğal olarak oluşan opioidler vardır, ve bunlar sosyal süreçlerle derinden ilişkilidir. TED يوجد هناك التكون الطبيعي للمواد الافيونية في أدمغتكم التي ترتبط بعمق بالعمليات الاجتماعية.
    hiçbir zenci silahşör o kara kıçını bulamayacağım kadar uzağa gidemez! Open Subtitles لا يوجد هناك زنجي بارع بإطلاق النار يهرب هكذا أيُها الوغد،
    Artık orada toz kalmadı en azından. Ben masama geçeyim. Open Subtitles حسنٌ، لا يوجد هناك غبارٌ بعد الآن، ساكون في طاولتي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus