| Yani, her şeye rağmen koloni çöküş sendromunda artış gözükmüyor. | Open Subtitles | إذاً، لا يوجد ارتفاع في انهيار المستعمرات الفوضوي في النهاية |
| Gerçekte, bilim insanları, bu davadaki gerçek dedektifler, koloni çöküş bozukluğuna neyin neden olduğu konusunda anlaşmazlık yaşıyor. | TED | في الواقع، فالعلماء، وهم المحققون الفعليون في هذه القضية، يواجهون خلافا حول ما يسبب اضطراب انهيار المستعمرة. |
| Yozlaşma, iklim değişimi, ekolojik çöküş, biyoçeşitlilik kaybı -- tüm bu sorunlar liderlik gerektirir. | TED | الفساد والتغير المناخي انهيار النظام البيئي وفقدان التنوع البيولوجي كل هذه الأمور تحتاج إلى قيادة. |
| -Suriye'ye gelmemizden sonra felaket derecesinde büyük bir mali çöküş yaşanmış. | Open Subtitles | منذ أن كنا في سوريا ، كان هناك الإنهيار الكارثي المالي |
| Bu yüzden bir çoğumuz bir tür felaket tellallığından muzdaribiz, çok fazla çöküş pornosundan uyuşmuş durumdayız. | TED | الكثير منا يعاني نوعاً من التعب من نهاية العالم، نصبح شيئاً فشيئاً مخدرين من الانهيار القادم. |
| Üstesinden gelinen tüm yığının yerçekimsel gücü ferdi atomların elektromanyetik gücü, böylece çöküş içe doğru oluyor. | Open Subtitles | أن قوى الكتلة الكاملة الجاذبية .. تتغلب على ،القوى الكهرومغناطيسية لكل ذرة .محدثةً إنهيار نحو الداخل |
| Onlar kopyaydılar nesillerdir kopyanın kopyası, onun da kopyası şeklinde ve sonuç olarak da geri döndürülemeyen genetik bir çöküş yaşadılar. | Open Subtitles | لقد كانوا مستنسخين نسخ من نسخ من نسخ ، عبر الأجيال و نتيجة لذلك عانوا من تدهور جينات جنسهم |
| Her yıl kutlarım. Kendime de bir çöküş almalıyım. | Open Subtitles | احتفل به كل عام، يجب ان ارتدي ملابس الغرق |
| Ne çöküş, ne isyan ne de devrim oldu. | Open Subtitles | لم يكن هناك انهيار أي انتفاضة، لا الثورة |
| Oh, ıı, bunun anlamı -gayet basit bir şekilde- İngiltere için ekonomik çöküş demektir. | Open Subtitles | انه قد يعنى ببساطة, انهيار الأقتصاد لأنجلترا |
| Hiçbir psikiyatristin tahmin edemeyeceği bir çöküş oldu. | Open Subtitles | لقد كان انهيار مفاجئ لا المحلل قد رأى المقبلة. |
| Koloni çöküş Bozukluğu ile ilgili bir bulgu var mı? | Open Subtitles | هل هنالك أية مؤشرات علي حدوث "اضطراب انهيار مستعمرة النحل"؟ |
| Alternatifinin korkunç bir çöküş olacağı uyarısını yaptılar. Çok ürkütücüydü. | Open Subtitles | و حذرا من أن البديل سيكون انهيار مالى مأساوى |
| Şehrin ürettikleri arasında ilk merkez bankası, ilk borsa ve ilk ekonomik çöküş de vardı. | Open Subtitles | أنشأت المدينة أول بنك مركزي و أول سوق أوراق مالية و أول انهيار اقتصادي |
| Bu çöküş; maddenin, öylesine yüksek yoğunlukta sıkıştırıldığı bir alan yaratır ki çekim alanından kaçmak imkansızdır. | Open Subtitles | الإنهيار يشكل قطاعات من الفراغ حيث المادة تُضغط لتكون كثافتها عالية جدا حيث حقول جاذبيتها لا مفر منها |
| Bu çöküş de bir istisna değil. | Open Subtitles | وعمليات قتل. وهذا الإنهيار ليس مُختلفاً، فمنذُ ساعة مضت، |
| Bak, eğer annen bu çocuğu bulursa, bu annem için bir çöküş olur tamam mı? | Open Subtitles | حسناً, اذا وجدت أمك ذلك الفتى ستعاني أمي من الانهيار , عرفت ؟ |
| Lüzumsuz savaşlar ekonomik çöküş inancın fanatikliğe dönüşmesi... | Open Subtitles | حروب لا لزوم لها. الانهيار الاقتصادي. الإيمان الملتوية في التطرف. |
| Daha sonra annesi öldü, ve o tamamen bir çöküş yaşadı. | Open Subtitles | ثم توفت أمه، وأصابه إنهيار تام. |
| Bence elimizdeki konu Büyük çöküş değil Büyük Soğuk'tur. | Open Subtitles | أعتقد أن "البرد العظيم" هو ما يقبع منتظراً "وليس "الإنكماش العظيم |
| Zincirleme reaksiyonla ani bir çöküş olacak. | Open Subtitles | سيكون هُنالك تفاعل مُتسلسل وانهيار فوري. |
| Oh... Açıkçası, benim gibi olmaya çalışmak sana sinirsel bir çöküş yaşatıyor. | Open Subtitles | من الجلّي, أنّ محاولتكِ لتكوني مثلي جلبت لكِ إنهياراً عصبيّاً. |
| çöküş. Buna çöküş denir ve düzeleceği de yok. | Open Subtitles | أنهيار انه يدعى أنهيار وانا لا اشعر بالراحة |
| " çöküş sanatı" terimini tanımla. | Open Subtitles | عرف اللفظ : الفن المنحل |