"öğrendiğim tek" - Traduction Turc en Arabe

• واحد تعلمته
• قد تعلمته
• واحداً تعلمته
• واحد تعلمت
• والشيء الوحيد الذي تعلمته

öğrendiğim tek şey yoluna ne çıkarsa çıksın devam etmen gerektiği.
شيئ واحد تعلمته عليك أن تتابع مقاومة ما يعترضك في طريقك

Bana yardım etmekten bahsettiğini biliyorum... ama öğrendiğim tek birşey varsa, o da herhangi birine güvenemezsin.
أعرف ما قلتِه لي بشأن أنكِ تريدين مساعدتي لكن لو أن هناك شيء واحد تعلمته في حياتي فهو أنك لا يمكنك أن تثق بأي شخص

Bu yıl öğrendiğim tek bir şey varsa, o da hayatta en önemli şeyin ailem olduğudur. Hey, Nate.
إذا كان هناك شيء واحد تعلمته هذه السنة فهو ان أهم شيء هو عائلتي

Bu yaz öğrendiğim tek bir şey var:
ولكن إذا كان هناك شيء قد تعلمته في هذا الصيف

Tüm ilişkilerimden öğrendiğim tek bir şey var Yahudi erkekler, Porto Ricolu erkekler, Aborjinler bir ilişkide sır saklayamazsın.
هناك شيئاً واحداً تعلمته من كل علاقاتى من اليهود, البرتغاليين, الهنود لا يمكنك ان تحتفظ بسر فى العلاقه

Spot için çalışırken öğrendiğim tek şey varsa, Ruslara asla güvenmemekti.
إذا كان هناك شيء واحد تعلمت العمل للبقعة، فإنه لا تثق في روسيا.

öğrendiğim tek bir şey var öğrendiğim tek bir şey var o da:
والشيء الوحيد الذي تعلمته الشيء الوحيد الذي تعلمته هو

Burada öğrendiğim tek bir şey varsa, o da çekim ekibinin felaket demek olduğudur.
إذا كان هناك شيء واحد تعلمته في هذا المكان فهو أنا وجود فريق تصوير يعني كارثة

Politikacılardan öğrendiğim tek şey şahsi sorunlarının yargılama yetini etkilemesine izin vermemektir.
شيء واحد تعلمته في السياسة أن لا اسمح ابداً للقضايا الشخصيه في التغير من حكمي

Bugün öğrendiğim tek bir şey varsa o da yüksek dalış için yaratılmadığım.
اذا كان هناك شئ واحد تعلمته اليوم انا لن اقفز باللوح العالي

Bir iş sahibi olmak konusunda öğrendiğim tek şey varsa o da kişisel hayatınla iş hayatını birbirine karıştırmamak gerektiği.
و إذا كان هنالك شيء واحد تعلمته عن إمتلاك عمل هو أنه يجب أن تبقي حياتك الشخصية

Kolombiya'da öğrendiğim tek bir şey var iyi ve kötü göreceli kavramlardır.
هناك شيء واحد تعلمته هنا في كولومبيا الخير وَ الشر هي مفاهيم نسبية

Savaşta öğrendiğim tek şey var ki o da en güçlü silah, bilgidir.
لأنّه إن كان هناك شيء واحد تعلمته في القتال هو أنّ أقوى سلاح هو المعرفة

Çünkü öğrendiğim tek bir şey varsa, deli olmadığını bilmek kadar seni deliliğe sevk eden başka bir şey yoktur.
لأنه لا يوجد شيء واحد تعلمته. هو أن لا شيء يحرر لك أن تكون مجنون مثل تعلم أنك لا.

Halliwell ailesinde öğrendiğim tek bir şey varsa, sevdiğin insanlarda sır saklamaman gerekiyor.
وإن كان هنالك شيء واحد تعلمته كفتاة "هاليويل" فهو: عدم إخفاء الأسرار عن الشخص الذي يحبك

Gittiğim onca deneyden öğrendiğim tek bir şey varsa o da; başkaları sonuç alıyorken ben alamıyorsam şarap rafımı toparlamamın vakti geldi demiştir.
...إذا كان هناك شيئ واحد تعلمته من جميع التجارب الطبية التي اشتركت بها هو أنه إذا حصل الآخرون على نتائج

Robin, bu işi uzun bir süredir yapıyorum ve öğrendiğim tek bir şey varsa o da flarmdır.
روبن" لقد كنت أفعل هذا لفترة وهناك شيء" واحد تعلمته ، إنه فلارم

Dikkatli ol, Eddie, Babamdan öğrendiğim tek şey varsa o da herkesin harcanabilir olduğudur.
احترس يا ايدى هناك شئ واحد قد تعلمته من ابى .. كل النس مستهلكون

Görevdeyken öğrendiğim tek bir şey varsa o da isimleri değişse de, sokakların aynı kaldığıdır.
لا , إذا هناك شيء واحد قد تعلمته من العمل هو بإن الأسماء تتغير , لكن الشارع يبقى نفسه

Bunca şeyden öğrendiğim tek şey
شيء واحد تعلمت على طول الطريق

öğrendiğim tek şey değişimin iş başında değilken, ardından ne geleceğini bilmezken, çevremdeki her şeyden büyük olduğumu sanmazken geldiğiydi.
والشيء الوحيد الذي تعلمته هو أن التغيير يحدث عندما لا أكون أنا من يمسك بزمام الأمور عندما لا أعرف ماذا سيحدث لاحقاً عندما لا يمكنني أن أفترض أنني أكبر من كل شيء حولي