Ve yetişkinler olarak bebeklikte ve çocuklukta öğrendiğimiz bütün bu şeyleri alıp gerçek hayatta işleri yapmak için kullanabiliriz. | TED | ثم كبالغين، يمكننا استغلال كل تلك المعارف التي تعلمناها ونحن صغار والاستفادة منها للقيام بأشياء في هذا العالم. |
öğrendiğimiz kadarıyla kurbanların hepsi borsa skandalıyla alakalı kişiler. | Open Subtitles | بجرائم القتل الأخيرة، الآن على حد علمنا كل الضحايا كانوا متورطين في فضيحة السمسرة ولكن هناك سؤال |
öğrendiğimiz model değişiminin zor olduğudur. | TED | ما نتعلمه منها هو أن تغيير النماذج صعب. |
Beni, Sydney Bristow'un annesinin KGB ajanı olduğunu ve babam dahil, pek çok kişiyi öldürdüğünü öğrendiğimiz için görmek istediniz. | Open Subtitles | تعلمين أننا عرفنا أن والدة سيدنى بريستو كانت عميل ال كى جى بى الذى قتل والدى,بين الاخرين. |
Burada öğrendiğimiz her şey dışarıda bize lazım olacak şeyler. | Open Subtitles | كل شئ ، نحن نتعلم هنا وهذا ما سنحتاجه بالخارج |
Çalışmalarımızdan öğrendiğimiz stresli ve kendini veremeyen bir aklın zıttı farkında olan bir akıl. | TED | اكتشفنا من دراستنا أن المقابل للذهن المتشتت، والمضغوط هو العقل الواعي. |
Sınıfta öğrendiğimiz şey somut politika önerileri şeklinde işe yaradı. | TED | ما تعلمناه في الصف شق طريقاً ليصبح توصيات سياسية ملموسة. |
Sonra öğrendiğimiz şey kusurlu davranış suçundan tutukluysanız insanların yüzde 90'ı suçu kabulleniyor. | TED | تعلمنا بعد ذلك أنه إن كنت محتجزًا في السجن بسبب جنحة، فإن 90 في المائة من الأشخاص سيقرّون بالجرم. |
Ve size anlatmak istediğim bizim bu yolculuklardan ne öğrendiğimiz. | TED | لذلك ، ما أريد فعله الان هو إخباركم عن الأشياء التي تعلمناها في هذه الرحلات. |
öğrendiğimiz şeylerden biri, bu fakir toplumların ürünleri büyük miktarlarda satın almadığıydı. | TED | أحد الدروس التي تعلمناها هي أن الطبقات الفقيرة لا تشتري المنتوجات بكميات كبيرة. |
Şimdi bugün öğrendiğimiz bazı şeyler. | TED | لذلك هنا بعض الأشياء التي تعلمناها اليوم. |
Gittiğimiz kostüm partilerinden öğrendiğimiz bir şey varsa o da, bir takım olarak hareket ettiğimiz zaman yıldız gibi parladığımızdır. | Open Subtitles | تاريخنا في الحفلات التنكرية قد علمنا نحن نسطع اكثر اذا عملنا كفريق |
Ya öğrendiğimiz, bilmek istemediğimiz olursa? | Open Subtitles | وماذا إذا علمنا كل هذا وإكتشفنا بأننا لم نرد ذلك |
Ve sonrasında öğrendiğimiz her şeyi bir konuya temel oluşturması için öğreniyoruz. | TED | وكل ما نتعلمه بعد ذلك يبني بغية الوصول لموضوع واحد |
öğrendiğimiz ilk şey budur. Kameranızı da yanınızda getirmişsiniz, Mr. Monk. | Open Subtitles | انه اول شيء نتعلمه احضرت معك كاميرا سيد مونك |
Baban bunu bana sana hamile olduğumu öğrendiğimiz gün almıştı. | Open Subtitles | أباك أحضر لي هذا في اليوم الذي عرفنا انني حامل بك |
Beni boğmaya çalıştığı zaman öğrendiğimiz bir semptom. | Open Subtitles | عارض عرفنا بشأنه عندما خنقني يكره عرقلتنا بتعريفنا عليه |
Elbette ki bu alışveriş ettiğimiz veya öğrendiğimiz herhangi bir şey olabilir ve ince ayarla onu yavaşça hareket ettirmek için ellerimi kullanabiliyorum. | TED | و يمكن أن يكون هذا أي شيءنتسوق لأجله أو نتعلم منه، و أستطيع استعمال يداي و أحركها بكل سهولة. |
Sonradan öğrendiğimiz kadarıyla en azından Berlin'de temerrüt satışı bu miktardı. | Open Subtitles | وقد اكتشفنا لاحقًا أنّها نفدت جميعها في أنحاء برلين على أقل تقدير |
Dahası, bir çok beceri başka dallara aktarılabiliyor, ve yol aldığımız her yeni alanda öğrendiğimiz her şeyi götürüyoruz, yani biz nadiren sıfırdan başlıyoruz. | TED | ماذا أيضا، يمكن نقل المهارات بين مختلف التخصصات، ونجلب معنا كل ما تعلمناه إلى كل مجال نسعى إليه، إذن نادرًا ما نبدأ من الصفر. |
Araştırdıkça öğrendiğimiz üzere çoğu tıbbi araç Batılılar için, daha zengin ekonomiler için dizayn ediliyor. | TED | وقد تعلمنا أن أغلب الأجهزة الطبية كما أوضحنا، مصممات خصيصا للغربيين لأجل اقتصاد أقوى |
O yüzden lütfen onu geri getirin çünkü şu dünyadaki kısıtlı zamanımızda kendimizle ilgili öğrendiğimiz tek bir şey varsa, o da bir şeyi uzatmamamız gerektiğidir. | Open Subtitles | لذا أرجوكم دعوها تعود لأنه إن كان ماتعلمناه أمرًا واحدًا عما نكون وعن وقتنا المحدود على الأرض |
Her insan aşkı bildiğini sanır aşk, öğrendiğimiz üzere, bir gizemdir. | Open Subtitles | كل رجل يظن أنه يعرف الحب الحب الذي تعلمناه هو لغز |
Para basma deneyimlerinden öğrendiğimiz üzere, oluşabilecek endişelerimizin kurallarla önüne geçebiliriz. | TED | و، كما تعلّمنا مع مخططات طباعة الأموال، يمكنُ تهدئة مخاوفنا مهما كانت عن طريق القوانين. |
Babanla yaşadığımız bunca şeyden sonra öğrendiğimiz tek bir şey var. | Open Subtitles | بعد كلّ ما خضناه أنا و والدك هناك أمرٌ تعلّمناه |
Bu merkezde,... öğrendiğimiz en önemli şey, affetmek oldu. | Open Subtitles | بالمركز، إحدى الأشياء الأساسية التي نتعلمها هي الغفران |
Burada öğrendiğimiz bir başka şey, AIDS sorunu kendi kendine çözülmeyecek. | TED | إذن الأمر الأخر الذي أعتقد أننا تعلمناه هنا هو أن الإيدز لن يقوم بمعالجة نفسه |