"ölmesi" - Traduction Turc en Arabe

    • يموت
        
    • موت
        
    • يموتوا
        
    • وفاة
        
    • ليموت
        
    • للموت
        
    • موته
        
    • بموت
        
    • موتها
        
    • لموت
        
    • يُقتل
        
    • وفاتها
        
    • موتُ
        
    • حتى يمت
        
    • بحياته فلن
        
    Birinin ölmesi hiç önemli değil... Yeter ki kendini kurtarsın. Open Subtitles لا يهمه أن يموت شخص آخر, طالما بقيت يداه نظيفتين.
    Eğer bana soruyorsan tek güvenli yolun ikisininde ölmesi ise. Open Subtitles إن سألتني رأيي، الحماية الوحيدة لك هي أن يموت كلاهما
    Birinin ölmesi ve senin kendini serbest hissetmen ama aslında öyle olmaman gibi. Open Subtitles مثل شخص ما يموت ، وأنت تعتقد أنك حر ، ولكن لست كذلك.
    Conrad, Alex'in ölümü yüzünden vicdan azabıyla doluydu ve geziden döndüğünde ölmesi gereken oymuş gibi bir his taşıyordu. Open Subtitles كونرد كان مشبع بالندم علي موت أليكس ورجع من الرحلة ولديه الشعور بأنه كان يجب أن يكون من المتوفين
    Doğru olanı yapmanız için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor? Open Subtitles كم من الناس يجب أن يموتوا أمامك يعمل الشّيء الصّحيح؟
    Ama buraya ilk geldiğinde, annenin kaldırım kenarında ölmesi hakkındaki üzüntünü dile getirmiştin. Open Subtitles حين أتيتِ أوّل مرة إلى هنا، أبديتِ رعباً كبيراً بشأن وفاة والدتكِ بمزراب
    Eğer Anka Kuşunu kullanırsan birinin ölmesi gerekir, değil mi? Open Subtitles اذا.. استخدمة العنقاء هاذا يعني ان احد ما سوف يموت
    Ama daha fazla insanın ölmesi gerekmez, öyle değil mi? Open Subtitles لكن لا حاجة لأن يموت أي أحد الآن، صحيح ؟
    On yedi yaşındaki bir oğlanın kalp krizinden ölmesi ne kadar doğalsa tabii. Open Subtitles لو كان أمراً طبيعية لفتى عمره 17 سنة أن يموت بسبب نوبة قلبية
    Kendi adamı onu arkadan vurdu ve ölmesi için benim kapıma bıraktı. Open Subtitles أحد رجاله أطلق النار عليه في الظهر وتركه يموت على عتبة بابي.
    O öldükten sonra bana bir kişinin daha ölmesi gerektiğini söyledi. Open Subtitles بعد مفارقتها للحياة، أخبرني أنّ ثمّة شخص أخير يتحتّم أن يموت
    Annemi katlettikten sonra bana bir kişinin daha ölmesi gerektiğini söylemişti. Open Subtitles بعدما قتل أمي، قال أن ثمّة شخصًا أخيرًا يتحتّم أن يموت.
    Eğer benim dünyamın yaşaması için bu dünyanın ölmesi gerekiyorsa, öyle olsun. Open Subtitles إن كان على هذا العالم ان يموت لكي يعيش عالمي, فليحدث هذا
    Babamın boğularak ölmesi beş sene sürdü, madenciydi akciğerleri bitikti. Open Subtitles بقي أبي لخمس سنوات قبل أن يموت من تغبير الرئة
    Kanla ilgili değil. İşe yaraması için, birilerinin ölmesi gerekiyor. Open Subtitles ليست مرتبطة بالدم وحسب، لتُحلَّ الرابطة يتحتّم موت شخص ما.
    Uzun lafın kısası, arıların ölmesi çiçeksiz bir tabiat ve işlemeyen bir gıda sistemini göstermektedir. TED وخلاصة القول هي، أن موت النحل دليل على أراض دون أزهار وعلى خلل في النظام الغذائي.
    Karşılaştıkları sorunlardan biri beyaz kabuklu çam ağaçlarının ölmesi. TED أحد المشاكل التي يواجهونها الآن هي موت الصنوبر أبيض الساق.
    Şayenlerin, Şayenler olarak ölmesi daha iyi. Open Subtitles من الاجدر للشايان ان يموتوا كما يموت الشايان
    Ünlü bir şahsiyetin ölmesi tüm kenti şok edebilir fakat asıl hikâye her zaman, özelde başlıklardan uzakta evde olanlardır. Open Subtitles وفاة رمز اجتماعي من الممكن أن تهز مدينة بأكملها لكن القصة الحقيقية هي دائماً التي تحدث سراً بعيداً عن العناوين
    Ne mırıldanıyordu? ölmesi bu kadar uzun zaman aldığı için özür diliyordu. Open Subtitles بماذا كان يفكر لقد كان يعتذر, لأنه أحتاج الكثير من الوقت ليموت
    En iyi dostunu savaşta ölmesi için gönderdi, böylece kadın ona kaldı. Open Subtitles قام بإرسال صديقه الحميم للموت في معركة حتى يمكنه أن يأخذها لنفسه
    Ama ölmesi için değil, yaralanması için.... ve nihayet her matadorun bir sonu olduğunu anlayabilir. Open Subtitles وليس موته ، بل يُجرح فقط لذا ، فقد يُفاجأ بالنهاية التى يلقاها كل مصارع
    İsrailoğullarının ilk doğanlarının ölmesi. Open Subtitles الذي يقضي بموت المولود الأول فى عائلات العبريين
    Sanki... Sanki burada ailesiyle ölmesi gereken kıza tutunmuşum gibi hissediyorum. Open Subtitles أشعر وأنّي أنازع تشبثاً بحياة فتاة اُفترض موتها هنا مع والديها.
    Bu şehirde birinin ölmesi için birçok yol var. Open Subtitles هناك طرق عديدة يا رجل لموت شخص بهذه المدينة.
    Birinin ölmesi, ne yaparsa yapsın iyi bir şey olmaz. Open Subtitles عندما يُقتل شخصا ما, أنه أبدا ليس بأمراً حسن، لا يهم ما فعلوا.
    Bekar bir kadın, kısır bir çiftin artık bir embriyosunu ve ölmesi halinde de çocuğunu gerçek ailesine vereceğini kabul mu ediyor? Open Subtitles إمرأة عازبة تتبنى أجنة ملقاء من زوجين عقيمين وعند وفاتها توافق على إعادة طفلها لوالديها الأصليين ؟
    Her ne kadar bu genç bayanın ölmesi çok trajik bir mesele olsa da halletmem gereken daha önemli sorunlarım var. Open Subtitles موتُ هذهِ الفتاة الشابة مأساةٌ كبيرة لكن لدي مشاكل أكبر لأتعامل معها
    ölmesi bir gün sürmüştü. Open Subtitles سيستغرق يوما كاملا حتى يمت.
    Kazanmak için ölmesi gerekiyorsa, korkmadan ve pişmanlık duymadan ölür. Open Subtitles إذا تطلب النصر أن يضحي بحياته فلن يتردد, بلا خوف أو ندم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus