"ünü" - Traduction Turc en Arabe

• سمعة
• السمعة
• الشهرة
• شهرة
• سُمعة
• شهرته
• سمعتهم
• بسمعة
• السمعةِ
• مشهورا
• صيتهم إنتشر إلى
• كنزته
• الشهرةِ
• سمعةَ

Zorla çalıştırma, Han İmparatoru Han-Wudi'nin himayesinde devam ettirildi ve duvarların ünü, meşhur bir acı alanına dönüştü.
استمر العمل القسري تحت إمبراطور الهان هان أودي و سمعة الجدران نمت إلى مكان للمعاناة ردئ السمعة.

Sömürgeciler bu garip ve yeni tohum yükleriyle döndüklerinde, misyonerlerin şehvetli yerel gelenek yazıları tohuma bir afrodizyak ünü vermişti.
عندما عاد المستعمرون بشحنات الحبوب الجديدة الغريبة، أشاع المُبشّرون أنها تزيدُ من شهوانية السكان الأصلييين مما أُعطاها سمعة كمنشّط جنسي.

"Elimizdekilerden tam istifade edemiyoruz! Reklam dünyasındaki yerimizin getirmesi gereken ünü tam anlamıyla kazanamıyoruz."
هناك خطب ما بدعايتنا ليس لدينا الشهرة التى يتطلبها موقعنا فى عالم التجارة

- Görüyorsun perşembe günlerinin ünü İngiltere'ye bile yayılmış.
وجاء لتر. ترى، انتشرت شهرة بك الخميس إلى إنجلترا. عفوا.

Babam ünü gittikçe artan bir yazarmış ve annem de çok güzel ve zeki bir kadınmış.
"أبـي كـان كـاتباً ذو سُمعة مُتزايدة، "وأمّـي كـانت جميلة جداً وذكية جداً

Diyojen'in ünü yayıldıkça insanlar onun kararlılığını sınamaya çalıştı.
وكلما تنامت سمعة جيودين، حاول آخرون تحدي التزامه.

Bir yanda hastanemiz, onun ve iki önemli doktorunun ünü ve etkinliği.
سمعة مستشفانا وفاعليتها وفاعلية طبيبين من أهم أطبائها من جهة

Carla Brody, ünü hızla artan bir sanatçı, buradaki hayatımızın nasıl olduğunu bütün dünyaya daha kalıcı bir şekilde... ifade etmek için görevlendirildi, bu sahildeki herkesin bildiği gibi;
كلارا برودى فنانة ذات سمعة متنامية لقد تم تفويضنا للتعبير عن طريقتنا فى الحياة بصفة دائمة

Alkatraz'ın ünü, kaçılamayacak kadar güvenli olmasından geliyor.
سمعة ألكتراذ كسجن لا يمكن الهروب منة أصبحت مأكده

Bed-Stuy'da, birçok insanın farklı farklı konularda ünü vardır.
في حيّنا، الكثيرون لديهم سمعة يُعرفون بها

Annemden kalan bir yüzük karşılığında ve biraz kötü ünü olan bir kadının yardımı ile ölümden kurtuldum.
وأستطعت الهرب من الموت بمساعدة سيدة سيئة السمعة وكلفنى ذلك خاتم ثمين كان ملكاً لوالدتى

Emerald Garden denilen ünü kötü bir yerde.
في مكان السمعة المريضة يسمي بالحديقة الزمردية.

Bugünlerde vampirlerin şok edici ünü giderek azalıyor.
أتعلمين،إنه أمر مؤسف بشأن السمعة الرهيبة التي يملكها مصاصو الدمام بهذه الأيام

ünü paylaşmak istemedi ve seni ortak yapmayı reddetti.
ولا تشاركُكَ فى الشهرة, ثم بعد ذلك، ترفض أن تجعلك شريكاً

Yetenekleri ve ünü burada duyduklarımızı bile aşan şeyler.
صاحب الشهرة وبراعة له تجاوز أي شيء ما نعرفه هنا.

Watt'ın ve makinesinin ünü makinenin hemen altında yer alan buradaki küçük bir modifikasyona dayanıyor.
ترجع شهرة واط و ماكينته إلي تعديل بسيط أجراه موجود بقاع المحرك

Sanırım bir ünü vardı. Ama umursamıyorum.
"لذا أعتقد بأن لديها سُمعة ولكني لا أبه"

meşhur bir adamdı.ünü daima onu izlerdi..
أظن شهرته كانت لسبب ما لماذا شخص ما أو آخر كان يطارده دائما؟

Onların bir numaralı ustası öldürüldüğünden beri, Onların ünü kalmadı.
منذ ان مات معلمهم الاول و سمعتهم في الحضيض

Onun iyi bir ünü var fakat sen daha iyisin. Ona çok dikkat et.
إنها تحظى بسمعة حسنة لكن الأفضل أن تتوخى الحذر معها.

Öyle bir ünü vardı.
كَانَ عِنْدَهُ تلك السمعةِ.

O zaman zar zor ünü yakalamıştım ve bir daha asla ünlü olmayacağım.
كنت بالكاد مشهورا وقتها و لن أعود مشهور ثانية

Bir yıl sonra ünü bölgemizin sınırlarını aştı, ve herkes, hiçbir ölümlünün ona karşı koyamayacağını düşünmeye başladı.
بعد عام ، صيتهم إنتشر إلى ما بعد حدود مقاطعتنا وصدقنا أن ما من مخلوق قادر على أن ينهي الرعب

Bu yüzden sweatshirt'ünü boğazına kadar çekmişti.
ولذلك كنزته الرياضية كانت مغلقة للأعلى بالسحاب

Trinidad'ın asıl ünü daha büyükçe bir yerlisinden gelir.
إدّعاء ترنيداد الحقيقي إلى الشهرةِ هو سكانُه الأكبرُ بكثيرُ.

Bramford'un, yüzyılın başlarında pek de iyi bir ünü olmadığını biliyor muydunuz?
أنت مدرك ان ذلك البرامفورد أَنْ لة سمعةَ غير سارةَ حول نهاية القرنِ؟