Ortalığın sakin ve biraz sisli olması sebebiyle şartların, planlı bir taarruz için mükemmel olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | و كان الطقس رائعاً كان البحر فى تلك الليله هادئاً جداً و الضباب خفيف كانت كل الظروف مثاليه لشن هجوم متأنى |
Bu şartların tekrarlanmasının çok zor olduğu kanısındayız. | Open Subtitles | نشك تماماً أن تتكرر تلك الظروف ثانيةً أي ظروف؟ |
Dünya'nın nasıl göründüğünü bilmek şartların ne kadar çetin olabileceğini anlamaya yetmez. | Open Subtitles | لكن معرفة ما بدا عليه كوكب الأرض لا يعكس مدى فظاعة الظروف المفترض تواجدها. |
şartların buysa, o not dökümünün bedeli senin naklinse kabul ediyoruz. | Open Subtitles | إذا كانت هذه شروطك إذا كان سعر سجل الدرجات هو تحويلك ؟ نحن نقبل و لكن شخصياً، آمل بأنك تخادعين |
şartların bunlardı, değil mi? | Open Subtitles | بيت البيرت انيشتاين هذه كانت شروطك, اليس كذلك ؟ |
Bu anlaşmalarda gizlilik şartı olduğu için kimse şartların ne olduğunu bilmiyor. | TED | وبما أن هذه التسويات تكون في إطار اتفاقية عدم الإفشاء، لا أحد يعرف ماهي الشروط. |
Onları göremesek de küf sporları, etrafımızdaki bütün yüzeylerde hareketsizce bekleyerek, saldırmak için doğru şartların oluşmasını beklemektedirler. | Open Subtitles | بالرغم من أنّنا لا نستطيع رؤيتهم جراثيم العَفَن على كلّ السطوح حولنا، ساكنة تنتظر وقتها لتوافر الظروف المناسبة للهجوم. |
Evet, biliyorum, birinin benim rekorumu kırmak için şartların kusursuz bir şekilde ayarlandığını düşünüyor olmalısınız. | Open Subtitles | نعم، أعلم، ستظن أن الظروف مواتية تماما لآي شخص ليحطم رقمي القياسي |
Bunun şartların ne kadari, uygunsuz olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أدرك كم هو غير ملائم ذلك الأمر في ظل تلك الظروف |
savaştan eve sağ dönerler, şartların tamamiyle olumsuz olmasına rağmen, ve beş çocuk ölüyor. | Open Subtitles | يعودون سالمين من الحروب حتى و إن كانتْ الظروف ضدّهم تماماً ثمّ يموت خمسة صغار |
Hücre hapsi, yetişkinleri deli eder. Bu şartların bir çocuğa neler yapabileceğini düşün. | Open Subtitles | الحبس الإنفرادي يصيب الرجال بالجنون، تخيل ما ستفعله تلك الظروف بطفل. |
Yani, doğru şartların oluşması için beklemek zorundayım, ama... | Open Subtitles | أعني ، أنه علي أن أنتظر الظروف المناسبة، لكن.. |
Dünya yörüngesinde dönerken yüzeyinde sıvı suyun var olması için uygun şartların olduğu bir bölge var. | Open Subtitles | يُمكن للأرض أن تدور فيها و تبقى الظروف مُلائمة لوجود الماء السائل على سطحها. |
Umrumda değil çünkü hep şartların fark yaratmadığını söylerdin. | Open Subtitles | أنا غير مهتم لأنّك دائما تردد الظروف لا تشكّل فرقاً |
Özür dilerim ama şartların pek kabul edilir gibi değil. | Open Subtitles | أنا آسف، لكن شروطك ليست مقبولة |
şartların hoşuma gitmese de, benimle eşitin gibi konuştun ve bana saygıyla davrandın ve ben böyle biriyle iş yapmak istiyorum. | Open Subtitles | لأن بالرغم من أن شروطك لمْ تعجبني، لقد تحدثتَ معي على قدمِ المساواة وقد عاملتني بإحترام وهذا الشخص الذي أريد بأن أستثمر معه. |
Pekâlâ, demek şartların bunlar. | Open Subtitles | حسنا، إن كانت هذه هي شروطك. |
Daima senin şartların, daima senin... | Open Subtitles | الإصرار على شروطك دائماً، وشروطك فقط... |
Bu telefonu finanse ediyorsunuz ama tüm şartların karşılandığını doğrulayana kadar ödeneği salmanız gerekmiyor. | TED | أنت تموَل ذلك الهاتف، لكن لا يجب عليك الإفراج عن الأموال حتى يمكنك التأكد من تحقق جميع الشروط. |
Almanya'nın haksız bir savaşın ne olduğunu... .öğrenmesi için şartların ağır olması iyidir. | Open Subtitles | إنه شيء جيد أن يجب تكون الشروط صعبة جداً لكي تعرف ألمانيا ماذا تعنى حرب ظالمة ؟ |
Belli şartların kabul edilmesi hâlinde geminin kontrolünü teslim etmeye hazırım. | Open Subtitles | انا مستعد أن أسلمك التحكم بهذه السفينة ولكن ببعض الشروط |
Seninle iletişimde olacaksam senin şartların altında olmalı. | Open Subtitles | من أجل أن أكون على صلةً بك يجب ان يكون وفقاً لشروطك |