Bu çocuğun hayatına malolabilir. Doğru olduğunu düşündüğü şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل ما ظنه صواب أنت، علي الجانب الآخر، فشلت |
Burada işi bitti. Yapmaya geldiği şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد انتهى من هذا المكان لقد فعل ما جاء من أجله |
Carol, dehşet içinde büyüdü. Kendini sevdirmek için her şeyi yaptı. | Open Subtitles | كارول ، كارول نشأت متحجرة فعلت ما بوسعها لتدرك نفسها |
Tehlikeli olduğunu bildiği için herkesin yapacağı şeyi yaptı. | Open Subtitles | عَلِمَت أن هناك خطر لذا فعلت ما كان سيفعله أي شخص |
Piç kurusu düşündüğüm şeyi yaptı. | Open Subtitles | هل تحدثوا حول رالف ؟ لقد فعلها , ابن العاهرة فعلها |
O yapabileceği tek şeyi yaptı | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الوحيد الذي يمكنها ان تفعله |
- Doğru olduğuna inandığı şeyi yaptı. Bir insanın yapabileceği şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد قام بما يراه صائباً أي رجل كان سيفعل ذلك |
Başkan ona nerede olduğunu sordu, o da her kayıp kızın yapacağı şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد سألها الرئيس عن مكانها و قامت بما ستفعله أية طفلة ضائعة مكانها |
Benden aldığı büyü gücü, yapmasını umduğum şeyi yaptı. | Open Subtitles | إنه .. السحر الذي أخذته مني لقد فعل ما آملت أن يفعل |
Size bir şey anlatacağım. Söylediği her şeyi yaptı. Ve beni havaya kaldırabilen tek erkeğin Buck olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | وقد فعل ما قال إنه سيفعله وكان الوحيد الذي استطاع ترويضي انه رجل يدير الأمور |
Banka, babanı ayakta tutabilmek için her şeyi yaptı. | Open Subtitles | المصرف فعل ما بوسعه ليجعل والدك مُتماسكاً، |
Yakında bir doktor olmamasını göz önünde bulundurursak yapabileceği en iyi şeyi yaptı ve buraya geldi. | Open Subtitles | كون لم يكن هناك أي طبيب بالجوار فعل ما وسعه |
Zavallı Rudy Linnekar. Seni kızından uzak tutabilmek için her şeyi yaptı. | Open Subtitles | يا ل " رودى لينيكار " المسكين ، لقد فعل ما بوسعه ليبقيك بعيداً عن ابنته |
Yasalara göre baban ve Sekreter Wang iki yabancı ama Wang, Young için elinden gelen her şeyi yaptı, onun için bir anne gibi... | Open Subtitles | والدكَ والسكرتيرة وانغ، لا تربطهم أية علاقة فعلت ما بوسعها للإعتناء بـ يونجي، كانت بمكانة أمها |
Peki ya ne yaptı? Her iyi kızın yapacağı şeyi yaptı. Günah çıkarmaya gitti. | Open Subtitles | فعلت ما قد تفعله أيّ فتاة صالحة لجأت إلى القِسّ |
Benim iyi olmam için her şeyi yaptı. Ve o çok büyük bir iş yaptı. | Open Subtitles | فعلت ما هو واجب عليها حتّى تقوم على تربيتى. |
Yine aynı şeyi yaptı, buraya gelmelisin. | Open Subtitles | لقد فعلها ثانية يجب أن تأتي هنا |
Yine aynı şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد فعلها مرة أخرى |
Yine aynı şeyi yaptı. | Open Subtitles | لقد فعلها ثانية. |
Neler yaşadığını biliyorum, çünkü annem de babam evi terk ettiğinde bana aynı şeyi yaptı. | Open Subtitles | وأنا أعلم ما كنت يمر بها، لأن أمي فعلت الشيء نفسه معي عندما انفصلت عن والدي. |
Bunu yapamayınca elinden gelen en iyi şeyi yaptı. | Open Subtitles | عندما لم تستطع أيقاف هذا فعلت الشيء المفيد التالي |
O da siyasetçilerin en iyi yaptığı şeyi yaptı, yalan söyledi. | Open Subtitles | لذلك قام بما يجيده السياسيين المماطلة في الوقت |
Bu yolculuğu yapmasını istediğim şeyi yaptı Mike. | Open Subtitles | هذه الرحلة مايك قامت بما أحتجت منها ان تفعله |
Pekâlâ Jared, o her şeyi yaptı peki ya sen? | Open Subtitles | حسناً (جيرارد) اذن هي فعلت كل ذلك لكن ماذا عنك ؟ |