Şirketlerin bizi kontrol etmesine izin vermek yerine biz şirketleri kontrol edebiliriz. | TED | نستطيع أن نختار التحكم في الشركات بدلًا من السماح للشركات بالتحكم فينا |
Tüketiciler etik üretim süreçleri ve temiz enerji kullanan şirketleri desteklemelidir. | TED | وعلى المشترين دعم الشركات التي تستخدم الطاقة البديلة وعمليات التصنيع الأخلاقية. |
Amerikan şirketleri, yerli bir kaynağa ulaşmak için can atıyor. | Open Subtitles | الشركات الأمريكية في حاجة ماسة لوضع أيديها على المصدار المحلية |
İlaç şirketleri geçici bir tekele sahip. Zenginler için fiyatlandırıyor, fakirleri unutuyorlar. | TED | لدى شركات الادوية احتكار مؤقت؛ إنهم يثمنون حسب مقدرة الأغنياء، وينسون الفقراء |
Kayıt şirketleri için pek de öyle olmadı ama değil mi? | TED | لم تعمل هذه الحكمة بشكل جيد مع شركات انتاج الموسيقى,أليس كذلك؟ |
şirketleri üretim yerlerinin yakınına çekmek için Humbert mevkii uygun görünüyor. | Open Subtitles | لجذب الشركات ليستقرون بالقرب من مواقع الإنتاج موقع هوبرت يبدوا مثاليا |
Peki neden bu durum ilaç şirketleri için de geçerli olmasın? | TED | ولماذا يجب أن تكون الشركات الأدوية مختلفة عنا؟ |
Birincisi, ilaç şirketleri hisse sahiplerine bağımlı. | TED | الأول هو بسبب إلتزام الشركات مع المساهمين. |
Batmakta olan şirketleri alıp işgücünün yüzde otuzunu işten çıkarırdı ve Amerikan kasabalarını hayalet kasabalara çevirirdi. | TED | كان يدخل في الشركات التي تسقط ويقطع 30 بالمائة من قوة العمل يحيل بلدات أمريكية كاملة إلى بلدات أشباح ببساطة. |
Bu tüm şirketleri dünyada başarılı kılan bir şey var ortak bir noktada buluştukları sadece tek bir şey: Hiçbirisi tek bir kişi tarafından başlatılmadı. | TED | هناك صفة واحدة فقط مشتركة بين كل الشركات العالمية الناجحة، أمر واحد فقط: لم تنشأ شركة بمجهود شخص واحد فقط. |
LP: Doğru. Çoğu insanın şirketleri şeytan olarak görmesi beni rahatsız ediyor. | TED | ل.ب: أجل، أفزع حقا عندما يعتقد الناس أن معظم الشركات هي بالأساس لئيمة. |
Bunun çocuklardan ve şirketleri farklı şekilde kuran diğer kişilerden gelmesi gerekecek. | TED | لا بد أن تأتي من الأطفال و الناس الأخرين الذين بدأو ينشئون الشركات بطريقة مختلفة. |
Tüm bu şirketleri özelliklerine göre puanlayarak karşılaştırdım. | TED | لذا حاولت ان اصنف عبر كل السمات كيف شعرت حيال اداء الشركات في هذه العوامل. |
Bunlar dünyanın en sevilen, en beğenilen, en yenilikçi şirketleri arasında yer alıyor. | TED | هذه من بين الأكثر إثارة للاعجاب في العالم، شركات أكثر احتراماً، أكثر ابتكاراً. |
Ancak her gün gazetede teknolojinin yıkıcılığına teslim olan şirketleri okuyoruz. | TED | لكننا نقرأ في الصحف كل يوم عن شركات تتعرض لاختلال التكنولوجيا. |
Onlar çok etkili ve ucuz olan sıradışı ürünler geliştiren elektronik cihaz şirketleri. | TED | وهم شركات أجهزة، ينتجون منتجات غير عادية وذات كفاءة عالية وسعر رخيص جداً. |
Petrol şirketleri... tedarikçiler, tüketiciler ve bunların içinde herşey olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون بترول شركات البترول ممولون، مستهلكون و السماسرة |
Petrol şirketleri... tedarikçiler, tüketiciler ve bunların içinde herşey olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون بترول شركات البترول ممولون، مستهلكون و السماسرة |
Bu işlerden anlamam, ama şirketlerin içinde gizli şirketleri var. | Open Subtitles | لا أفهم أيًّ منه، لكن لديهِ شركات مختبئة داخل شركات |
Azınlık şirketleri oldukların için %10 garanti veriliyor. | Open Subtitles | فهي شركه أقليات، لذلك فهي تضمن عشرة في المئة من الأعمال |
İkincisi; devletler, postaneler ile para gönderme şirketleri arasındaki özel ortaklıkları durdurmalılar. | TED | ثانيًا، على الحكومات إلغاء الشراكات الخاصة بين مكاتب بريدها وشركات تحويل الأموال |
Tıbbi araştırma adına ilaç şirketleri başlayabiliyor ama biz eğlence sektörüne giriyoruz. | Open Subtitles | شركتكم الحالية بإمكانها ذلك تحت مسمى البحث الطبي ولكن تجارتنا ترفيهية |
Bu dev şirket kasabaya geldi ve benimki gibi küçük şirketleri yok edecekler. | Open Subtitles | فهذه الشركات العملاقة تأتي إلى البلدة لتدمر المؤسسات الصغيرة كمؤسستي |
İlaç şirketleri, kadınlar doğurganlıkları için saptanmış bir tedavi almaya ikna olduğunda haksız kazanç elde ediyorlar. | TED | وجني أرباح لا توصف لشركات الادوية عندما تصبح المرأة مقتنعة بأنها يجب ان تأخذ الدواء الموصوف لكل ما تنجبه من الأرواح. |
Tarım şirketleri çiftçilerin ekinlerini geliştirmeleri için kullanıyor. | TED | فشركات المنتجات الزراعية تستخدم هذه الصور لتحسين غلة المزارعين. |
Emlak krizinden sonra Bass şirketleri'nde sorunlar oluştu. | Open Subtitles | بعد الرهن الذي كان علي صناعات باس كانت في خطر |
Fikirleri, milyar dolarlık şirketleri ortaya çıkardı. | Open Subtitles | افكاره ولدت مؤسسات تساوي مليارات الدولارات |
Havayolu ve sigorta şirketleri için her şey düzgün gitmedi. | Open Subtitles | أنه لم يسر بخير لشركة الطيران وشركة تأمينهم. |
Westinghouse yöneticileri Tesla'nın, şirketleri adına yaptıklarını unutmamış hayatının kalan kısmında, oda ve yemek ücretlerini karşılama kararı almıştı. | Open Subtitles | وتقديرا لأعمال تيسلا لشركتهم قرر المسؤولين في شركه (ويستنجهاوس) تحمل كل نفقاته الي اخر حياته |