"anlayış" - Traduction Turc en Arabe

    • التفاهم
        
    • الفهم
        
    • التفهم
        
    • التعاطف
        
    • تتفهم
        
    • تفاهم
        
    • تفهمت
        
    • سأتفهم
        
    • تتفهمي
        
    • ستتفهم
        
    • متفهم
        
    • متفهما
        
    • تفاهماً
        
    • تعاطف
        
    • تفهمهم
        
    Yılın geri kalanı birlikte çalıştıklarında bu anlayış ve empatiyi de sunabilirler. TED وعندما يعملون معًا بقية العام، يمكنهم أن يستحضروا ذلك التفاهم والتعاطف معًا.
    Tamamdır, fakat karşılıklı anlayış altında bugünden sonra daha ileri gitmek yok. Open Subtitles حسناً، في ظل التفاهم الصارم أن هذا لن يحصل مجدداً من اليوم
    Çocuk okulda başarısız olunca, bu iyi adam anlayış ve sabır göstermiş. Open Subtitles وعندما يخفق الفتى في الدراسة، كان يظهر ذلك الرجل الطيب الفهم والصبر.
    Ama eğer bir oyun yapımcıları konferansına gitseniz, tüm konuştukları duygu, amaç, anlam, anlayış ve his olacaktır. TED ولكن إذا ذهبتم إلى مؤتمر إنتاج الألعاب الإلكترونية ما يتحدثون عنه هو العواطف والأهداف المعاني، التفهم والمشاعر
    Peki anlayış bizi süt ve bal akan o ülkeye götürecek mi? Open Subtitles لكن أسيقودنا التعاطف إلى الأرض التى يتدفق فيها اللبن و العسل ؟
    Lütfen Müdür Joo'nun bu konuda sesini yükseltmesine anlayış gösterin. Open Subtitles أرجوا منك أن تتفهم نبرة المفوض الحادة في هذه المسألة
    Yok, hala amirim. Neyse. Dedim meslek içi anlayış ruhuyla... Open Subtitles على أي حال ظننت أنه ضمن روح التفاهم بين الفروع
    Böyle bir adamı sevmek için çok fazla anlayış göstermek gerekir. Open Subtitles يتطلب الأمر الكثير من التفاهم لتحبي رجلاً مثله ماذا قلتِ يا أمي؟
    Bu anlayış ise Peder Moore'un ihmalkar olup olmadığına karar vermemiz için azami derecede önemli. Open Subtitles وذلك التفاهم المتبادل أساسي وحاسم فيما إذا كان الأب مور مهمل أم لا
    Ancak içtendi ve argümanlarına ilişkin daha derin bir anlayış elde ettim. TED لكنها كانت جيدة، وبدأت أحصل على المزيد من الفهم للجدال.
    Ayrı kimliklerinin altında bütün hayvanların bir olması şeklindeki eski anlayış, benim için güçlü bir esin kaynağı olmuştur. TED إن الفهم القديم الذي قلل من قدر هوياتهم المنفصلة، كل الحيوانات واحد، قد كان إلهامًا قويًا بالنسبة لي.
    Cevabın şiddet değil, anlayış olduğunu görebiliyordum. TED ويمكنني أن أدرك أن الفهم هو الجواب، عوضًا عن العنف.
    anlayış, nezaket ya da acıma duygusu... mümkün olan başka hiçbir şey... Open Subtitles التفهم , الطيبة أو الشفقة عندما لا يكون شيء آخر غير هذه الأشياء متاحا
    Eğer her şey için izin almak ve anlayış için yalvarmak zorunda olursam, liderliğin ne anlamı kalır? Open Subtitles ان كان يجب ان تحصل على الامر وتتوسل الى التفهم فى كل شىء فأى نوع من القاده انت؟
    Peki anlayış bizi süt ve bal akan o ülkeye götürecek mi? Open Subtitles لكن أسيقودنا التعاطف إلى الأرض التى يتدفق فيها اللبن و العسل ؟
    Her müvekkile anlayış gösterme huyun seni bir yere ulaştırmıyor. Open Subtitles موهبة التعاطف مع كل عميل. لا تنتاسبك في كل الأحوال.
    "Geçen gün annemle senin hakkında konuşmaya başladık. Korkunçtu. anlayış göstermiyordu." Open Subtitles اليوم السابق بدأت أكلم امي عنك الامر كان رهيبا، هي لم تتفهم
    İşte bu uzun vadeli anlayış ve dostluğun ilk adımı oluyor. Open Subtitles هذه أول خطوة عملاقة لصداقة تفاهم لمدى بعيد
    İçinde bulunduğun durumu ona da açıklamak zorundaydım. O da anlayış gösterdi. Open Subtitles كان عليّ أن أوضح لها بعض الأمور بخصوصك، وهي تفهمت
    Bir buluşma için bana anlayış göstereceğini düşünmüştüm. Open Subtitles حسنا ، لكنني سأتفهم الأمر إن لم ترافقيني من أجل موعد
    - Çünkü seni belgesel bölümüne nakletmeme anlayış göstermeni umuyorum. Open Subtitles لكي تتفهمي... قرار نقلك لدائرة الوثائقيات
    - Yüzüğümü aldılar. - Eminim karınız anlayış gösterecektir. Open Subtitles ـ لقد أخذوا خاتمى ـ أنا متأكده أن زوجتك ستتفهم
    Bu konuyla ilgili anlattıklarını inanılır bulmazsam anlayış gösterir misin? Open Subtitles أنت متفهم أنني أجد تفسيرك للموضوع أقل من أن يُعقل؟
    anlayış göstermeye çalışıyorum, hayatım. Gerçekten. Ama golf de nereden çıktı? Open Subtitles أنا أحاول أن أكون متفهما هنا عزيزي أنا حقا أحاول لكن الجولف
    Çocukken öğrendiyseniz, ...daha sonra elde edemeyeceğiniz bir anlayış yakalayacaksınız. Open Subtitles عندما تتعلمينها كطفلة يكون هنالك تفاهماً من الصعب الوصول إليهِ لاحقاً
    Ve aklımı bulandıran, Treadwell in şimdiye kadar çektiği tüm ayıların yüzünde, hiç bir yakınlık, anlayış, merhamet görmedim. Open Subtitles ما يؤرق لي هو أنه, في أي من الدببة التي صورها ثريدويل, أنا لم أرى أي تقارب او تعاطف
    Biliyormusun, Bernice, Bazı insaların bağışlanmaya ihtiyacı yok... onlara sadece biraz anlayış gerek. Open Subtitles اتعلمين يابرنيس بعض الناس لا يحتاجون للعفو هم فقط يحتاجون منك فقط ان تحاول ان تفهمهم ولو قليلا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus