Sen futbol ve beyzbol çok oynayacağız olduğunu ve normal oyuncaklar, ve çok sayıda belki de bir köpek alırsınız. | Open Subtitles | أنك ستلعب الكثير من كرة القدم و البايسبول و سيكون لديك الكثير من الألعاب الطبيعية و ربما حتى سنحضر كلباً |
Emir vermek istiyorsan kendine bir köpek al çünkü artık hiç umurumda değil! | Open Subtitles | يجب أن تحضري كلباً إذا أردت إصدار الأوامر لأنني لم أعد آبه لذك |
Ve şimdi köpeği görüyorsunuz. Adı Tweed. Border collie cinsi bir köpek. | TED | و بعد ذلك تستطيع رؤية الكلب. إنه يدعى تويد. نوعه بوردر كولى. |
O adam saldırıları yapmadan önce bana koruma için bir köpek almamı söylemişti. | Open Subtitles | قبل ان يقوم ذلك الرجل بفعلته اخبرني انه يجب ان احضر كلبا للحماية |
O bir köpek ve bu işi para için yapmıyorum. | Open Subtitles | إنه كلب و كما إنني لا أفعل هذا لجني المال. |
Başka çocuk kalmamıştı, biz de yerine bir köpek ayarlamak zorunda kaldık. | Open Subtitles | لم يكن هناك مايكفي من الأطفال، فكان علينا أن نحصل على كلب. |
Otobüsün içinde bir köpek var. -Beni gördüğüne sevinmedin mi? | Open Subtitles | هناك كلب في مكان ما في الباص. المحطة التالية، فريدنجن. |
Neredeyse koca bir tır ve orta boy bir köpek tarafından eziliyorduk. | Open Subtitles | كنا سنسحق تقريباً من قبل شاحنة كبيرة و من كلب متوسط الحجم |
Biliyor musun, eğer bu işi başarırsak sana bir köpek alacağım. | Open Subtitles | أجل تعرفين, غن نجح هذا الأمر فإنني سأشتري لكِ كلباً صغيراً |
bir köpek yakalamıştık ve sen de onu eğiteceğine bahse girmiştin. | Open Subtitles | لقد مسكنا كلباً, وأنت قمتَ بالرهان على ذلك بأن يُمنُك تدريبه |
Uykusunda koşan bir köpek kadar değil ama idare ederim. | Open Subtitles | ،ليس مثل كلباً يركض وهو نائم لكنني على ما يرام |
Bana arkadaşlık edecek bir köpek alırım daha iyi! | Open Subtitles | كان من الأفضل أن أحضر كلباً أصفر، ليشاركني حياتي |
bir köpek gibi ölmek istemiyorum. Karım ve çocuklarım var. | Open Subtitles | أنا لا أيد أن أموت مثل الكلب لديّ زوجة وأطفال |
....ressamların yaptığı gibi.. ......ağlayıp inleyen .küçük bir köpek buldu. | Open Subtitles | ثم سقط على ذلك الكلب الذي كان يبكي مفقود وتائه |
Hayır, yeterince değil. Üçüncü mülakatta bir köpek yavrusu öldürtüyorlar. | Open Subtitles | لا ليس مجنونا كفاية فى المقابلة الثالثة يجعلونك تقتل كلبا |
Sadece küçük bir yangındı ve küçük bir köpek. Her şey iyiydi... | Open Subtitles | أقصد, لقد كان حريق صغير إنه كلب صغير, وكل شيء بخير, و... |
Ve, çocuklar, ileride kayıp bir köpek bulduğunuzda, bunu bildirin. | Open Subtitles | ويا أولاد، إن عثرتم على كلب في المستقبل فأبلغوا عنه |
Bu Cal. Yemin ederim ki sokağın biraz aşağısında kuduz bir köpek var. | Open Subtitles | أقسم بالله , هناك كلب مجنون على أول الطريق |
Bu gezegende beni korkutabilecek bir köpek yaşamıyor. | Open Subtitles | بيني ، ما من كلب على هذا الكوكب يمكنه إخافتى |
Bilirsin işte, normal dediğim, bir anne, bir baba... bir köpek falan işte. | Open Subtitles | حسنٌ،أعني بالعائلة الطبيعية أمّ وأبّ وكلب وتلك الأمور |
Onu bir köpek gibi öldürmek her vatanseverin görevidir. | Open Subtitles | إنه واجب بسيط لشخص محب لوطنه أن يقتله كالكلب |
- O iyi bir köpek! - Geldiğimi bile görmeyeceksin! | Open Subtitles | انه كلب وفي لاتريدين رؤيتي وانا قادمة |
-Çok büyük bir köpek. | Open Subtitles | هو كلب كبير. نعم، هو واحد ذكية جدا، أيضا. |
Belki bir köpek sürüsü, ya da şehirde gezen bir kaç çakal. | Open Subtitles | حشد من الكلاب البرّية .. ربما .. أو بعض الذئاب التي تتجوّل في المدينة |
Kötülük zincirlerini kırmış, kuduz bir köpek gibi dünyayı dolanıyor. | Open Subtitles | الشيطان يتحرر من أغلاله . وينطلق فى البريه ككلب مجنون |
Veya o sadece ışığa doğru gitmesi gerektiğini bilmeyen bir köpek. | Open Subtitles | أم أنه مجرد كلب لا يعرف كيف يدخل في فتحة الضوء |