Bipbip bir yolunu bulur. Üzgünüm ama bunu yapmana izin veremem, Red. Risk çok fazla. | Open Subtitles | صديقنا القديم هنا سيجد طريقة أخشي اني لن استطيع أن ادعك تفعل هذا ياريد هذه مخاطرة غير مقبولة |
Belki birgün ona söylemenin bir yolunu bulur yani onu öylece terkettiğini. | Open Subtitles | ممكن يوم من الايام سيجد طريقة ليخبرها بالحقيقة ولكن فى الوقت الحاضر هو سيتركها هكذا |
İyi bir şeyse.... ...o bunu kötüleştirmenin bir yolunu bulur. | Open Subtitles | لا يهم إذا كان شيء جيد ستجد طريقة لجعله سيئ |
Yardıma ihtiyacım olursa, bir yolunu bulur eder gelirsin. | Open Subtitles | لو احتجت اي مساعده منك ستجد طريقة لتأتي ألي |
- Öğrendiğim bir şey varsa o da sırlar mutlaka açığa çıkmanın bir yolunu bulur. | Open Subtitles | شيء واحد تعلمته هو أن الأسرار دائماً تجد طريقة للظهور. |
Jessie asla pes etmez. Jessie bir yolunu bulur. | Open Subtitles | (جيسي) لا تستسلم (جيسي) تجد حلاً |
Zeki bir adam savaşmamanın bir yolunu bulur. | Open Subtitles | الرجل الذكي هو الذي يجد طريقة لتفادي هذه الحرب |
Don Pablo hep bir yolunu bulur. | Open Subtitles | أجل ، دون بابلو يجد حلاً دائما |
Eğer aşk gerçekse, bir yolunu bulur. | Open Subtitles | عندما يكون الحب حقيقياً, يجد طريقاً |
Çalışmak için yardıma ihtiyacı olan çocuklar, bir yolunu bulur alır elbet. | Open Subtitles | أذا كان الشخص بحاجه لمساعدة بالدراسة سيجد طريقة ليحصل عليها |
- Herkes sakin olsun. - Cooper, bir yolunu bulur. | Open Subtitles | كل واحد ياخذ نفس,كوبر سيجد طريقة |
Ben niyetimi gösterdim. Aşk bir yolunu bulur. | Open Subtitles | لقد أظهرتُ نواياي، الحب سيجد طريقة |
Dışarı çıkarıp kapıları kilitlesem gene içeri girmenin bir yolunu bulur. | Open Subtitles | إذا أقفلت عليه الباب سيجد طريقة للدخول |
Sakıncası olsa bile sizin gibi bir kadın yapmanın bir yolunu bulur. | Open Subtitles | وحتى لو كنت أمانع فامرأة مثلك ستجد طريقة' لفعلها بأيّة حال |
- Scottie bir yolunu bulur diyorsun yani. - Tam olarak bunu dedim. | Open Subtitles | تعني بأنّها ستجد طريقة - ذلك ما عنيته تماماً - |
- Scottie bir yolunu bulur diyorsun yani. - Tam olarak bunu dedim. | Open Subtitles | تعني بأنّها ستجد طريقة - ذلك ما عنيته تماماً - |
O bizi kurtarmanın bir yolunu bulur. | Open Subtitles | سوف تجد طريقة لحمايتنا |
bir yolunu bulur. | Open Subtitles | سوف تجد طريقة للدخول |
Bu şeyler açığa çıkmanın bir yolunu bulur. | Open Subtitles | الأمور تجد طريقة لتنكشف. |
Jessie bir yolunu bulur. | Open Subtitles | -جيسي) تجد حلاً)! |
Jessie bir yolunu bulur. | Open Subtitles | (جيسي) تجد حلاً |
Zeki bir adam savaşmamanın bir yolunu bulur. | Open Subtitles | الرجل الذكي هو الذي يجد طريقة لتفادي هذه الحرب |
Savaşçı Carl bir yolunu bulur." - Şimdi söyle! | Open Subtitles | (كومبات كارل) يجد حلاً" هيا قوليها |
- Hayır, Savaşçı Carl asla pes etmez. Savaşçı Carl bir yolunu bulur. | Open Subtitles | لا، (كومبات كارل) لايستسلم هو دائماً يجد طريقاً |