| Her sene arkadaşlarımla büyük bir "şehre geri dönüş" partisi yaparız. | Open Subtitles | كل سنة أقيم حفلة بمناسبة العودة إلى المدينة وأدعو جميع اصدقائي |
| Eve dönüş biletimiz Takyon Yükselticisi'nden hala bir iz yok. | Open Subtitles | لا توجد هناك إشارة لمضخم الحبيبات الذي هو وسيلة العودة |
| Dünyadaki genç olan herkes yuvaya dönüş partisi için hazırlanırken ben kafamı incelettireceğim. | Open Subtitles | بينما كل المراهقين في العالم يستعدون لحفل العودة أنا سأخضع للتصوير المغناطيسي لرأسي |
| Hangi sıcak, söylenmemiş sırları öğreneceğiz geri dönüş noktasının ötesinde? | Open Subtitles | ما الذي يكشف الأسرار؟ سوف نتعلم بعد نقطة اللا عودة |
| Şimdi New Orleans'a dönüş biletinin parasının benim cebimden çıkacak olması da cabası. | Open Subtitles | وخصوصا عندما يعني أنه يجب علي أن أدفع لرحلتك للعودة إلى نيو أورليانز |
| Eğer dönüş cihazını aşırı yüklersem bizi evrene geri göndermeye yetecek kadar enerji oluşturabilir ama bu çok riskli. | Open Subtitles | حسناً ، لو زدت طاقة مفاعل لوحة العودة ربما تطلق طاقة كافية لترجعنا إلى الكون ، لكنها خطرة جداً |
| Okula dönüş gecesinde fıçı biralar ve bira pinponu mu? | Open Subtitles | هل سيتناولون الخمر و الجعة في حفلِ العودة إلى الديار؟ |
| Barda çıkan karmaşayı ve dönüş yolunda senin de eklenen ağırlığını düşünürsek saat tam 4'ü 13 geçe burada olurdunuz. | Open Subtitles | بالإضافة إلى افتعال شجَارِ في الحانة ورحلة العودة بعدما أُضيف لهم ونك كنتم ستصلون إلى هنا في غضون 26 دقيقة |
| İşte bizim fikrimiz aslında geleceğe dönüş fikri, kara yerleşim planının dehasından istifade etmek. | TED | فمفهومنا هو حقا هذا المفهوم هو العودة إلى المستقبل، تسخير الاستخبارات من أجل تسوية نمط الأرض |
| Hepinizin bildiği gibi "sürgünden dönüş", ikinci tapınak, Yahudiliği tekrar şekillendirdi. | TED | كما تعرفون جميعا، أن العودة من المنفى، المعبد الثاني، أعاد تشكيل اليهودية. |
| Bu, kuvvetli bir ulusal söylem; debdebeli bir törenle "geri dönüş"ü başlatan. | TED | هذا هو الخطاب الوطني المثير، وقد تم وضعها كلها مجتمعة في موكب عظيم مطلقين العودة. |
| Muhtemelen sana hakettiğinden fazlasını anlattım bu da dönüş için vakit yok demek. | Open Subtitles | أخبرتُك وفي كثير من الأحيان أنك تستحق أكثر, وأنها رحلة لا عودة منها. |
| Çünkü söylemezsen ve o başka bir yerden öğrenirse, bundan dönüş olmaz. | Open Subtitles | لأنك إن لم تفعل، واكتشف بأيّ طريقة أخرى، لن تكون هناك عودة |
| O andan itibaren geri dönüş yoktu. | TED | منذ ذلك الحين، لم تكن هناك عودة إلى الوراء. |
| Binbaşı Carter geri dönüş yolunda. O daha az dirençli olabilir. | Open Subtitles | ماجور كارتر فى طريقها للعودة قد تكون أقل منه فى المقاومة |
| Bir iksir daha Büyülülerden birkaç güzel söz ve eve dönüş yolunda olurum. | Open Subtitles | بجرعة أخرى إضافية، و تعويذة مناسبة من، المسحورات و سأكون في طريقي للعودة |
| Bir gün geri dönüş yolunu bulduğunda bunlar senin rehberin olsun. | Open Subtitles | و في يومٍ ما عندما تجد طريق عودتك دع هذه دليلك |
| Palmer eve dönüş yolculuğunda uçakta kendisinden de fena N Sync hayranı olan kendi yaşıtı bir tenisçiyle tanıştı | Open Subtitles | بالمر التقت مع لاعب تنس بنفس عمرها في طريق العوده في الطائره وكان من اكبر معجبين فرقة أن سينك |
| Vay be, Albuquerque'den yanlış bir dönüş yapmalıyız. | Open Subtitles | يا إلهي .. يبدو أننا أتخذنا منعطف خاطئ في مدينة ألباكركي |
| dönüş yolunda her zamanki noktada yüzelim dedik. | Open Subtitles | في طريق عودتنا قررنا أن نسبح في منطقتنا المعتادة. |
| Sanki bana buradan kesin olarak ayrılamayacağımı söylüyordunuz ve günün birinde kati dönüş yapacaktım. | Open Subtitles | تقولان لي أن لا مفر من عودتي يوما ما وبقائي للأبد |
| O an farkında değilmiş ama onu terk edişi, ona dönüş yolculuğunun ilk adımıymış aslında. | Open Subtitles | لم يعلم حينها، لكن، رحيله كان الخطوة الأولى لرحلة عودته لها. |
| Sen, o olamazsın. Seni pencereden attık. Oradan dönüş yoktur. | Open Subtitles | لايمكن ان تكون انت فلقد قذفنا بك من النافذة حيث لا رجعة |
| Tez elden geri dönüş yapmasını ve sınırları zorlaması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | اخبره اننا في حاجة الى تحول سريع ودفعه الى الخطوط الامامية |
| Nem var, bitkiler var dünyanın dönüş hızı bile etkileyici faktör. | Open Subtitles | يوجد رطوبة، وغطاء نباتي حتى دوران الأرض يُمكن أن يكون عامل |
| Özel biri, üç kardeşini kaybetti diye ve eve dönüş vizesi aldı. | Open Subtitles | هناك عريف في الفرقه101 فقد ثلاثه من اخوته و نال تذكرة عوده للوطن كيف جاء الى نيوفيلي؟ |
| Stella, Terra'nın ikinci ışık demetini gözlemlediğindeyse çoktan dönüş yolculuğunda olacaktır. | TED | بمرور الوقت سترصد ستيلا موجة تيرا الثانية، وستكون فعلياً في رحلة عودتها. |
| Ama doğum günü çocuğunun farkında olmadığı ayı kılığındaki kişinin Afganistan'daki ikinci seferinden evine dönüş yapan babası olduğu. | Open Subtitles | لكن صبي عيد الميلاد لا يدرك أن الدب المتنكر هو في الحقيقة والده عائد للوطن من الجولة الثانية بأفغانستان |