Yalnızca delil ve deneyi dikkate almalısınız herhangi bir kişinin söylediklerini değil. | Open Subtitles | يجب أن تمتثل للنقاش و التجربة فقط و ليس لأقوال أي شخص |
Şuna bak. Wells deneyi zaman yolculuğu için erken bir denemeydi. | Open Subtitles | الق نظرة على هذا التجربة كانت مجرد محاولة للسفر عبر الزمن |
Geçtiğimizde bu deneyi Koreli bir yayın organı için yaptım. | TED | فقمت بهذه التجربة مؤخراً على نظام الإذاعة الكورية |
Size bir deneyden bahsetmek istiyorum Connecticut'taki birkaç diş hekimi bundan 30 yıl öcne yapmışlar bu deneyi. | TED | وسوف اتحدث عن تجربة واحدة التي قام بها اطباء الاسنان في ولاية كونيكت منذ حوالي 30 عام |
Bu bir evrensel ışın deneyi taa üst stratosfere kadar atılmış irtifası 40 km civarında. | TED | هذه تجربة أشعة كونية والتي تم إطلاقها على طول الطريق إلى الستراتوسفير العلوي الى علو 40 كيلومترا. |
Ekipten yaklaşık 30'umuza uyku mahrumiyeti deneyi yapıyorlardı. | TED | وأخذوا ما يقارب 30 منّا ليقوموا بعمل تجارب حرمان النوم عليهم. |
Yıllar önce uzaylılar onu kaçırmışlar. Üzerinde her türlü deneyi yapmışlar. | Open Subtitles | من سنين ماضية اختطفته الكائنات الفضائية وأجرت التجارب المختلفة عليه مثل |
Sonra bu deneyi tekrarladım. Bir kaç kere... Bir seferinde çok ilginç bir şey oldu. | TED | بعد ذلك قمت بتكرار هذه التجربة لعدة مرات، وفي إحدى المرات حدث أمر مثير للاهتمام. |
Galileo'nun ışığın bir hızının olup olmadığı üzerine yaptığı deneylere yabancı sayılmazdı. Galileo, şu mükemmel deneyi gerçekleştirmişti: | TED | وكان على ذراية بتجارب غاليليو في محاولته لإثبات إذا ماكان للضوء سرعة أم لا. فغاليلو قام بتلك التجربة الجميلة |
Fizeau, bu deneyi biliyordu. Paris'te yaşıyordu | TED | كان فيزو على علم بهذة التجربة. وقد عاش في باريس، |
bu deneyi büyük ölçeklerde görebilelim diye 50,000 nüfusluk bir şehri kapsayacak şekilde büyültmek için bir süreçten geçiyoruz. | TED | والآن ما نقوم به هو المرور بعملية توسيع نطاق التجربة في مدينة يبلغ عدد سكانها 50,000 لنرى الأثر في المستوى الأعلى. |
Ülkenin diğer bölümlerinde, Bu deneyi bir sürü kez sürekli birebir aynı sonucu alarak tekrarladım. | TED | و من ثم الى أجزاء اخرى من البلاد، لقد كررت التجربة مراراً و تكراراً حاصلاً على نفس النتائج في كل مرة |
GG: Joud, bu deneyi 12 kişide uyguladı ve sonuçlar dikkate değerdi. | TED | جريج: أجرت "جود" هذه التجربة على 12 شخص، وقد كانت النتائج مهمة. |
Yapacağınız deneyin sonucunu zaten biliyorsanız, zaten o deneyi yapmanıza gerek yoktur. | TED | لأنه إن كنتم تعرفون نتيجة تجربة مسبقاً .. إذا لا يجب عليكم القيام بها. |
Daha sonra sekiz yıl boyunca yaz kampı deneyi" denen şeyi pek çok Amerikalı'nın bile duymadığı farklı şehirlerde yaptık. | TED | وقمنا لاحقاً بما أسميناه "تجربة المخيم الصيفي" لمدة 8 سنوات في مدن مختلفة لم يسمع عنها العديد من الأمريكان أنفسهم |
NASA'ya katılacak ve Venüs'e gidişle ilgili bir deneyi başarıyla önerecek kadar şanslıydım. | TED | لقد كنت محظوظا لانضمامي إلى وكالة ناسا الفضائية واقتراح تجربة ناجحة للتحليق نحو كوكب الزهرة. |
Buna Gücünü İnsandan Alan Bilgisayar deneyi diyordum. | TED | كان اسمها، تجربة الحاسوب ذو الطاقة البشرية |
Yakın zamandaki başarısızlıklarına rağmen Avrupa dünyanın en başarılı sınır ötesi barış deneyi. | TED | أوروبا و بالرغم من إخفاقاتها الأخيرة هي أنجح تجربة للسلام عبر الحدود في العالم |
Proje listesinden üç laboratuvar deneyi seçin ve beş haftada bir o deneyler hakkında rapor hazırlayın. | Open Subtitles | اختاروا 3 تجارب مختبر من قائمة المشاريع و قدموا تقارير عنها كل 5 أسابيع |
Bize laboratuar fareleriymiş gibi davranıp "birbirilerini ne zaman gırtlaklayacaklar" deneyi yapma. | Open Subtitles | لكن لا تعاملنا كفئران التجارب و تختبر كم سيستغرق قضاؤنا على بعضنا |
Nozick'in tecrübe makinesi düşünce deneyi ile gösterdiğine inandığı şey buydu. | TED | هذا ما أيقن نوزاك بأنه كان يثبته. من خلال تجربته الفكرية بآلة التجربة. |
Fakat biz dalgıçlar ara sıra da olsa bir takım problemlerle karsı karsıya gelebiliriz, bu yüzden ben burada kısa bir düşünce deneyi yapacağım | TED | ولكن هناك أمر وحيد حولها وهو أنه كل مرة خلال مدة معينة نستطيع نحن السباحون الوقوع في المشاكل، لذلك سأقوم هنا بتجربة ذهنية قصيرة. |
Arkadaşımın tüm bu deneyi dansla açıklayabildiğini tasavvur ettiğimi hatırlıyorum. | TED | انا اتذكر اني فكرت، صديقي كان بإمكانه ان يشرح التجربه بكاملها من خلال الرقص. |
Polis memuruna ise yalnızca, çok ilginç bir deneyi maalesef az evvel kaçırmış olduklarını söyler. | Open Subtitles | قال للشرطي من المؤسف انك فوت علي نفسك تجربه مثيره |
Hayatımın geri kalanını bir bilim deneyi olarak geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | انا لن اضيع السنين التي قضيتها كتجربة للعلم |
Şaşırtıcı olan şu, başka bir şirket doğru bir klinik deneyi yaptı, hastaların yarısına placebo, diper yarısına da ilaçtan verdiler. | TED | الأمر الرائع أن شركة أخرى قامت بالتجربة العلمية على النحو الصحيح حيث اعطوا نصف المرضى العقار و النصف الآخر دواء وهمي |