Artık bir eksiğimiz yoktu. Erken emekliliği yeni kabul ettirmiştik. | Open Subtitles | لاحاجة لنا باجتماعات اضافية يترتب علينا الموافقة على قانون التقاعد |
Eğer henüz emekli olmamışlarsa emekliliği düşünürler. | TED | ويخططون إلى التقاعد حتى إن لم يكونوا متقاعدين بالفعل. |
Senin durumundakilerin çoğu emekliliği dört gözle bekler. | Open Subtitles | بعض الرجال فى حالتك كانوا ليتطلعون الى التقاعد |
Bu fikir hoşuma gitti. Ben de erken emekliliği nasıl kaldıracağımı merak ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أتسائل إن كنت أستطيع الحصول على تقاعد مبكر |
Eğer başarırsa, kriz sona erer... ve Crassus'un emekliliği de süresiz olarak devam eder. | Open Subtitles | إذا نجح ستنتهي الأزمة و ربما يبقى كراسوس في تقاعده الغامض |
Beni zirveye ulaştıran şey, çoğu insanın emekliliği düşündüğü dönemde beni buralara getiren ilkelerden şaşmamamdır. | Open Subtitles | إنها تلك المبادئ الجوهرية التي مكنتني من الإرتقاء إلى قمة التل في الوقت الذي يفكر فيه غالبية الناس بالتقاعد |
Patronum, bu kayıp yüzünden, emekliliği bırakıp çalışmaya başlamak zorunda kaldı. | Open Subtitles | تلك الخسارة المالية التى أجبرت رئيسى للخروج من التقاعد و العودة للعمل |
Emekli oldu derken, ...golf oynayıp gezmek olan emeklilik mi, ...yoksa sizin versiyonunuz olan artık yaşamıyor emekliliği mi? | Open Subtitles | متقاعد متقاعد يعني أنه يلعب الجولف و يستجم أم نسختكم من التقاعد |
Erken emekliliği gözden geçirip zaman içinde kaldırmalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نقيم التقاعد المبكر وكيف نقلل منه |
Bu benim sorumluluğum. Erken emekliliği kaldırma konusunda hemfikir değiliz. | Open Subtitles | انها مسؤوليتي، لم نتفق على ايقاف التقاعد المبكر |
Ben de erken emekliliği nasıl kaldıracağımı merak ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أتسائل كيف أتحمل التقاعد المُبكر. |
Daha kurul sınavına bile girmeden erken emekliliği düşünüyorsun demek. | Open Subtitles | ألم تكتبي في لوحتك بأنك قلقة من التقاعد المبكر |
86 bize 300 milyar daha veriyor erken emekliliği yok etmek istiyorum. | Open Subtitles | ورفعسنالتقاعدإلى ثمانيةوستونيعطينا.. 300 مليار أخرى وأريد أن ألغي التقاعد المبكر |
emekliliği çok ileriye bırakıp tadını çıkaramayan bir sürü insan var. | Open Subtitles | رأيت كثير من الناس إنتظروا التقاعد طويلاً ولم يستمتعوا به عندما وصل |
Üvey babana bir şey söylerse, babamın emekliliği yanar, anladın mı? | Open Subtitles | إذا قلت شيئا لزوج أمك قد يفسد تقاعد أبي |
İngiltere'de çok rahat bir emekliliği sağladı. | Open Subtitles | لقد حصل على تقاعد مريح جداً في انجلترا |
Balerinin emekliliği hakkında yazı yazıyormuş. | Open Subtitles | تغطي تقاعد هذا راقصة الباليه، |
Sadece parayı ve erken emekliliği açıklamak için kızına anlattığı bir hikayeydi. | Open Subtitles | إنها مجرد قصه قالها لإبنته ليشرح مفاجئة تقاعده المبكر |
Kaçaklar son bölgeye girdiler... ..ve Kaptan Freedom mikrofonunu ve emekliliği bir kenara... ..bırakıp geri döndü. | Open Subtitles | الهاربون قد دخلوا المنطقة النهائية و المدرب (فريدم) يظهر من جديد و قد رجع بعد تقاعده |
- Bana kalırsa artık emekliliği düşünme vaktin geldi. | Open Subtitles | يبدو لي أنه ربما حان وقت لتفكر بالتقاعد |
emekliliği unutun. Yaşamı ve onun nereye gideceğini düşünün. | TED | أنسوا موضوع المعاش . فكروا في الحياة وإلى أين ستتجه . |
- Senin hiç hobin yok ki. Senin gibi bir adamın emekliliği ancak bir kurşunla olur. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي سيتقاعد منها أشخاص منك ستكون بواسطة رصاصة. |
En azından o günlerde tek düşündüğüm emekliliği kabul edilen tek kişi oydu. | Open Subtitles | الذي كنت أفكر به على الأقل في تلك الأيام انه لن يتقاعد |
Daha da önemlisi iyi bir emekliliği var. | Open Subtitles | لكن الشيء المهم، إنه يتقاضى راتب تقاعدي جيّد. |