Bir de farkettiğim kadarıyla Bay Ashley size evlenme teklif etmedi! | Open Subtitles | وأنا أعرف أن السيد آشلي لن يطلب الزواج من نحيفة مثلك |
Bana evlenme teklifi etti. Bunun böyle olmasını senin istediğini söyledi. | Open Subtitles | وقد طلب منى الزواج وقال انك تريد هذا ايضا بهذا الشكل |
Acaba.. ..bu yüzüğü takıp, bana evlenme teklif edebilir misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تمسك هذا الخاتم وتطلب منّي الزواج منك؟ |
evlenme teklifi olarak kulağa daha iyi geliyorsa evlenme teklifi diyelim. | Open Subtitles | إذا كان هذا يبدو أفضل كعرضُ للزواج اذن هو عرضاً للزواج |
Ve ben de bildiğini ve sana evlenme teklif etmeme izin vereceğini biliyordum. | Open Subtitles | أنك ستكون أول من سينقض وأنا علمت بأنّك علمت ودعيني أطلب منكِ الزواج |
Marki'ye, evlenme teklifini senin adına kabul ettiğimi ve evliliğin bir an önce yapılması için bir mektup yazdım. | Open Subtitles | كَتبتُ إلى المركيز ووافقت على ، اقتراحه وعرض الزواج نيابة عنكِ وأطلب بأن يتم ذلك فى أقرب فرصة ممكنة |
Daha önce tanımadığım bir kadına evlenme teklifi ettiğim için mi? | Open Subtitles | لمَ إذاً سأطلب الزواج من إمرأة لم أقابلها من قبل ؟ |
Yarın Haley'ye tekrar evlenme teklif edene kadar yüzüğü ben saklıyorum. | Open Subtitles | و أنا أحتفظ له به حتى يعرض عليها الزواج مجدداً غداً |
evlenme teklif etmek için bir yüzüğe ihtiyacın yok ki. | Open Subtitles | أنا أعنى ، أنت لست بحاجة لخاتم لتعرض عليه الزواج |
Birisine neredeyse evlenme teklif edip, sonra da o teklifi geri alamazsın. | Open Subtitles | انت لا يمكنك ان تعرض الزواج على احد ثم ترجع فى عرضك. |
Ona evlenme teklif edecek kadar zekiymişsin ve Syl hâlâ o mükemmel kadın. | Open Subtitles | كنتَ ذكيّاً بما يكفي لتطلب إليها الزواج منك، ولا تزال تلك المرأة المذهلة |
Bu bakışı en son, eski karına evlenme teklif ettiğimde gördüm. | Open Subtitles | لم أرَ تلك النظرة منذ أن عرضت الزواج من زوجتك السابقة. |
Sadece buraya en son geldiğim günü düşünüyordum kocam bana evlenme teklif etmişti. | Open Subtitles | فقط كنت أفكر في آخر مرة كنت هنا طلب مني زوجي الزواج به |
Ayrıca kadınlar evlilik teklifi yapabilselerdi her erkek 3. buluşmadan evlenme teklifi alırdı. | Open Subtitles | ،بالإضافة إلى، إذا كان مسموح للفتيات بالتقدّم للزواج ستتقدّمن للرجالِ بعد الموعِد الثالث |
evlenme teklif ettiğim gün bana bunun hayatının en mutlu günü olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | اليوم الذى طلبتك فية للزواج انتى اخبرتينى ان ذلك كان اسعد يوم بحياتك |
Ancak sonrasında, 20'li yaşların ortasına geldiğimizde, evlenme potansiyeli olan adaylara ciddi bakmaya başlıyoruz. | TED | ومن ثم نبدأ في البحث بجدية عن مرشحين محتملين للزواج بمجرد أن نصل ما بين منتصف وأواخر العشرينيات. |
Ama bir Quaker ile evlenme, seni bir mağazada çalıştırır. | Open Subtitles | ولكن لا تتزوج من الغرباء أبداً ستُجبرك على أدارة المخازن |
Kadın erkeğe 29 Şubatta evlenme teklif eder..4 yılda 1 olan bigünde. | Open Subtitles | فى أيرلندا يوجد تقليد أن تتقدم المراه للرجل بالزواج فى فبراير 29 |
Bakın, bunun sıradan bir evlenme teklifinden farklı olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد من هذا أن يكون أكثر من عرض زواج اعتيادي |
Sonra beni öptün ve ağlamam durdu, ve büyüdüğümüzde evlenme sözü verdin. | Open Subtitles | ثم قبلتني وتوقفت عن البكاء بعد ذلك وعدت ان تتزوجني عندما نكبر. |
Yeniden evlenme konusunda biraz daha dikkatli olursun. | Open Subtitles | ولكن هذا يجلِعك قلقة من أن تتزوجي مرة أخرى. |
Mesaj bu kez tek dizinin üstünde evlenme teklifi ederken fotoğrafıydı. | TED | أرسل لي هذه المرة صورة له وهو راكع يطلب يد صديقته. |
Eğer bu adamla evlenmek istemiyorsan evlenme. İstiyorsan, evlen. | Open Subtitles | اذا لن تتزوجى الرجل ، اذن لا تتزوجيه ، اذا ستتزوجيه ، تزوجيه |
Ona evlenme teklif ederek, onu dul bırakma riskini göze alamam. | Open Subtitles | لا استطيع المخاطره بجعلها ارمله عندما اطلب يدها للزواج |
Beklemediğim bir anda geldin ve evlenme teklif ettin. | Open Subtitles | جئت للتو على بلدي كبير لحظة وطلب مني أن أتزوجك. |
Bana evlenme teklif ettiğinde altı aydır çıkıyorduk. | Open Subtitles | لقد تواعدنا لمدة 6 شهور عندما طلب مني أن أتزوجه |
Ve kızarkadaşıma hazırladığım sürpriz evlenme teklifimi en altta yayımladığını gördüğümde kendimden geçtim. | TED | وبالتالي حين اكتشفت أنك قد نشرت عرض زواجي لصديقتي الحميمة في أقصى الأسفل، كنت متحمسا للغاية. |
Bundan kısa bir süre sonra da Hatice Muhammed'e evlenme teklifi yaptı. | Open Subtitles | بعد فترة وجيزة طلبت خديجة من محمد ان يتزوج بها |
Ve bana evlenme teklif edene kadar, onun beni önemsediğini paramı önemsemediğini inanıyor diye uzun süredir kendime yalan söylüyordum. | Open Subtitles | وبالوقت الذي سألني فيه ان اتزوجه كذبت على نفسي في الداخل لفتره طويله باعتقادي انه كان يهتم لي وليس المال. |