Beş. Beş, çıplak gözle 100 milyar galasiden beş tanesi. Ve çok keskin bir görüşünüz yoksa bunlardan bir tanesini görmeniz oldukça zor. | TED | خمسة من أصل 100 مليار مجرة ، بالعين المجردة. واحدة منهم من الصعب جدا أن تراها ما لم يكن لديك بصر جيد جدا. |
Yüzlerce, tümü çıplak gözle görülemez durumda su, üstümüzde ve etrafımızdaki toprağa sızıyor. | Open Subtitles | المئات منهم. لا يُمكن رؤيتهم بالعين المُجرّدة، تُسرّب الماء إلى التربة فوقنا وحولنا. |
Vücut, gözle görülemeyen bir tür enerji yayar. | Open Subtitles | الجسم يَبْعثُ شكل من أشكال الطاقة خفيه عن العين البشريه |
Alın çizgileri hep kısık gözle baktığını işaret ediyor. | Open Subtitles | خطوط التجاعيد حول العين تشير إلى عُمر من التحديق |
Yani bu dövmeler, cildiniz UV ışınlarına maruz kaldığında bunları gerçek zamanlı, çıplak gözle gösteren bir işlev görür. | TED | إذًا هذه الوشوم تعمل كمؤشر للعين المجردة في حال تعرُض بشرتك للأشعة فوق البنفسجية. |
Diğer şeyleri kaybetmen önemli değil. Tek gözle bile gayet iyi idare edebilirsin. | Open Subtitles | لا يهم ما تفقده غير ذلك بوسعك أن تتدبر أمرك حتى بعين واحدة |
Etrafı gözle. Merak etme, bunu daha önce yaptım. | Open Subtitles | راقب الطريق, لا تقلق لقد فعلت هذا من قبل |
Ancak sadece çıplak gözle bakarsanız, gerçekten bir teleskoba ihtiyacınız yok. | TED | لكن مجرد النظر بالعين المجردة، يغنيك عنها. |
Beş. Çıplak gözle, yüz milyarlarca içerisinden beş tane. | TED | خمسة. خمسة من مئة مليار مجرة بالعين المجردة. |
Size çıplak gözle görülemeyen küçüçük yaşam formlarını görme olanağı sağlıyordu. | TED | مايسمح لك بالقيام به هو رؤية الكائنات الحية الصغيرة جداً التي لا ترى بالعين المجردة. |
Çıplak gözle göremeyeceğimiz kadar küçük nesnelerin, canlıların, yapıların küçük dünyasını bizlere açtı. | TED | فقد أظهرت لنا الأجسام والحياة والتركيبات الدقيقة والتي من الصعوبة بمكان النظر إليها بالعين المجردة |
O gözle dövüşmez, o kadar aptal değil. | Open Subtitles | وقال انه لن قتال مع أن العين ، أنه ليست غبية. |
Çünkü bunları açtığın zaman,... gözle görünmeyen bir kızıl ötesi ışın emecek. | Open Subtitles | يرسلوا أشعه تحت الحمراء لا تراها العين المجرده |
Karımın büyükannesi o şişko piçe kem gözle baktı, bir kaç saat sonra da geberdi. | Open Subtitles | جدةُ زوجتي وضعَت العين الشريرة على ذلكَ السمين الحقير فماتَ في غضون ساعات |
Neredeyse iki yıl boyunca geceleri çıplak gözle onu görmek mümkündü. | TED | وكان مرئيًا للعين المجردة لمدة عامين في سماء الليل. |
Gittikçe yaklaşıyorlar, ama hâlâ çıplak gözle görülmüyorlar mı? | Open Subtitles | إنه يقول أنهم يتقدمون، لكنهم ما زالوا غير ظاهرين للعين المجردة |
Belki parçanın içerisinde çıplak gözle göremediğimiz yapılar olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون هناك أشياء داخل البناء غير مرئية للعين المجردة |
Bonica, yaralı bir gözle iki kere ameliyata girdi, fakat göremiyordu. | TED | دخل بونيكا مرتين إلى غرفة الجراحة بعين مكدومة ولم يتمكن من الرؤية خلالها |
Ama bu öylesine yaygın, öylesine gözle görünmez ki çok uzun bir süre boyunca insanlığın evriminden bahsederken onu da hesaba katmayı unuttuk. | TED | وهي تكنولوجيا متفشية جداً وخفية جداً لدرجة اننا ولمدة طويلة من الزمن نسينا أن نأخذها بعين الاعتبار عندما نتحدث .. عن التطور البشري |
Sadece etrafı gözle, tamam mı? | Open Subtitles | انت فقط , اه000 فقد راقب الأجواء , حسنا ؟ |
Burada kalıp asansörü gözle. Durduğunda beni cepten ara kaçıncı katta olduğunu söyle. | Open Subtitles | ابق هنا، وراقب المصعد إتصل بي وأخبرني حين يتوقف |
Ama artık büyüdüm, başka bir gözle görebiliyorum. | Open Subtitles | لكني أكبَر الآن و أرى الأمر بعيون مُختلفَة |
Sömestr tatilini dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار حتى نهاية الفصل الدراسي |
Eminim bir süre yazın gelmesini dört gözle beklemeyeceğim. | Open Subtitles | ...رُبما لن أكون قادرةً .على التطلع للصيف لوقتٍ طويل... |
Dairenizle çalışmayı dört gözle bekliyorum. Sizinkiyle de Albay. | Open Subtitles | وإنني أتطلع إلى العمل مع مكتبك، لك، العقيد. |
Bende davet için kimi ayarladığımı görmenizi dört gözle bekliyorum | Open Subtitles | و لا يمكنني الانتظار حتى تريان من سأحضر للترفيه. |
Bir daha bifteğe aynı gözle bakamayacağım. | Open Subtitles | أنا أبدا استعمل نظرة على شريحة لحم بنفس الطريقة مرة أخرى |
Fakat bilginin çevrimiçi dolaşımında bir kayma var. ve bu gözle görünmüyor. | TED | لكن حصلت هذه النقلة في كيفية تدفق المعلومات على الانترنت، وهي غير مرئية. |
İnsanların daha stresli bir hâle geldiklerini gözle görebilirsiniz. | TED | حتى فيزيائيا يصبح الناس أكثر توترا. |
Yarın geceyi dört gözle beklediğimi söylemek istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أخبركِ فقط كم اتطلع بشوق لليلة الغد |