"güçlü" - Traduction Turc en Arabe

    • أقوى
        
    • القوة
        
    • أقوياء
        
    • القوية
        
    • القوي
        
    • قوية
        
    • بالقوة
        
    • قويه
        
    • الأقوياء
        
    • اقوى
        
    • بقوة
        
    • قوة
        
    • اقوياء
        
    • القوّة
        
    • القوى
        
    Bizim yapamayacağımız kadar karmaşık ama doğal kaynağından elde edebiliriz. Ediyoruz da çünkü en güçlü antibiyotikler arasında yer alıyor. TED إنه أمر معقد للغاية، ولكن نستطيع الحصول عليه من مصدره الطبيعي، ونحن نفعل ذلك، لأنه أحد أقوى المضادات الحيوية لدينا.
    Bu girişimcilik ve inanıyorum ki girişimcilik, bekleyiş karşısında en güçlü araç olabilir. TED إنّها ريادة الأعمال، التي في اعتقادي يمكن أن تكون أقوى سلاح ضدّ التّرقّب.
    Öyle güçlü ve aşk dolu hissederim ki, patlamak üzereyimdir. Open Subtitles أشعر بهذه القوة ومليئة بالحب، أنا على وشك أن أنفجر
    Bahse girerim, "Koç"sundur! Koç insanları hareketli ve güçlü olurlar. Open Subtitles أشك أنك من مواليد برج الحمل، مواليد الحمل أقوياء وعنيفون
    Sorunun, neden güçlü bağlarımızda olduğunu düşünürsek mesela hayat arkadaşınızı düşünün. TED إذن إذا فكرت بـالمشكلة مع روابطك القوية فكر بالزوج ، مثلاً
    Eşsizlik içinde yıldızların doğduğu gibi, bilmenin bu güçlü bileşimi, kimliklerin patlayıcı birleşmesinin parıldayan bir örneği ile neticelendi. TED مثل ولادة النجوم في السماوات، هذا المزيج القوي من معرفة النتائج في مثالٍ رائعٍ من الدمج المثالي والقوي للهويات.
    Lazerler öyle güçlü ki, topu çok hızlı bir şekilde eziyor. TED موجات الليزر قوية جدا فهي تسحق كرة الطاولة بشكل فائق السرعة.
    Kişisel ilişkiler, bence muhtemelen sahip olduğumuz en güçlü araçlar. TED أعتقدُ أن العلاقات الشخصية، هي ربما أقوى الوسائل التي لدينا.
    Salyangoz, en güçlü şövalyeleri bile yenen ölümün kaçınılmazlığının sembolü olabilir. TED قد يكون الحلزون رمزاً لحتمية الموت، الذي يهزم حتى أقوى الفرسان.
    Buna rağmen uzun zamandır beklediğim her şeyden daha güçlü hissettim o an. TED مع ذلك، كان الشعور أقوى من أي شيء آخر توقعته منذ فترة طويلة.
    Biliyorum, çok aşikar, ama değişimin en güçlü sembolü olan Gandhi ile bitirmeliyim. TED أنا أعلم أنه واضح, لكن يجب أن أختم مع أقوى مثال للتغيير, غاندي.
    Karar anında, kalpleriniz öyle güçlü olacak ki onun aşkını koparıp atabileceksin. Open Subtitles وعندما تحين ساعة الحسم ستكون قلوبكن بمنتهى القوة وسيصبح بامكانكن التلاعب بعواطفة
    Herkesin aradığı şeyi buldunuz: korku dolu, hastalıklı bir dünyada güçlü olmak. Open Subtitles لقد عرفتكم كلكم ما يبحث عنه الآخرين القوة في عالم خائف ومدمر
    Bahse girerim, "Koç"sundur! Koç insanları hareketli ve güçlü olurlar. Open Subtitles أشك أنك من مواليد برج الحمل، مواليد الحمل أقوياء وعنيفون
    Birbirimize yardım edebilmemiz için bizi bir süre güçlü kılar. Open Subtitles إنه يجعلنا أقوياء فقط لفتره حتى يمكننا مساعدة بعضنا البعض
    Bu benim başıma geldiğinde, Babamla geçirdiğim güçlü bir deneyimi hatırlıyorum. TED عندما يحدث ذلك لي، أتذكر تجربتي القوية التي عشتها مع والدي.
    Diyoruz ki, yapmamız gereken tek şey bu güçlü lideri seçmek ve bizim sorumlarımızı bizim yerimize de çözecek. TED فكل ما نقوله، كل ماعليك فعله هو أن تنتخب هذا الزعيم القوي وسيقوم هو أو هي بحل كل مشاكلنا.
    Ortak insanlık anlayışımızın değişmediğini bize hatırlatan güçlü unsurlar bunlar. TED فهي تعتبر رسائل تذكير قوية بأن إنسانيتنا المشتركة لم تتغير.
    Bu kadar güçlü bir inancın varsa neden Uluslararası Tugay'a katılmıyorsun? Open Subtitles وإذا كنت تشعر بالقوة حقاً لماذا لا تترشح للأولوية , الدولة؟
    Organizmayı öldürecek kadar güçlü, etkilenmiş vücudu öldürmeyecek kadar zayıf. Open Subtitles قويه بما يكفى لتقتل هذه الخلايا لكن ضعيفه بالنسبه للمضيف
    Onun çok güçlü isimlerle kurnazca işler çevirdiği çok açık. Open Subtitles . يبدوا بأنها كانت تتصارع . مع بعض الناس الأقوياء
    TED deki kalplerimize yakın bir yerden, bir fikri paylaşmada videonun baskıdan daha güçlü olduğunu gösteren bir örnek daha var. TED وهذا مثال آخر أقرب لمؤتمر تيد أي عندما يكون الفيديو اقوى بكثير من القصاصات الورقية في نشر الافكار وحث الناس عليها
    Ölümünden hemen önceki günlere kadar, çok güçlü biçimde belki mantıksız bir biçimde, daima onu ölümden koruyabileceğimi hissettim. TED لأحسست وحتى ايام قبل وفاة بقوة ويمكنكم ان تقولوا من غير منطق انني استطيع ان احفظه من الموت للأبد
    Bu sene 1 Haziran, Monson Kasırgası'nın birinci yıl dönümüydü. Ve toplulumumuz daha önce hiç bu kadar birbirine bağlı ve güçlü olmamıştı. TED شهد 1 يونيو من هذا العام الذكرى السنوية لاعصار مونسون. و لم يكن مجتمعنا ابدا أكثر ارتباطا أو قوة أكثر من تلك اللحظة.
    Sizin güçlü olmanız gerekiyor. Bütün o şeylere ihtiyacınız yok ki? Open Subtitles من المفترض ان تكونوا رجال اقوياء لستم بحاجه للادوات صح ؟
    Bütün enerjileri ve kuvvetleri, sağlıklı güçlü ve dirençli bir okyanusa bağlı. Open Subtitles كلّ هذه القوّة وَ الطاقة مرهونة بسلامة وَ ازدهار وَ مرونة المحيط
    Artık terör içimize yerleşmişti ve gitmiyordu, çünkü o kadar güçlü olan Mahina, kendini kurtaramadıysa, diğerlerimiz ne yapabilirdi. Open Subtitles دب الذعر فينا وابى ان يزول فان لم يستطع ماهينا القوى انقاذ نفسه ماذا يسعنا نحن ان نفعل ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus