Uzakta geçirdiğim süre bana çok şey sorgulattı. | Open Subtitles | الوقت الذي قضيته بعيدًا جعلني أتسائل عن الكثير من الأشياء |
Yaptıklarım için üzgünüm, hapiste geçirdiğim günler için değil. | Open Subtitles | أنا آسف على ما فعلته لكن ليس على الوقت الذي قضيته فى السجن |
Köyde büyükannemle geçirdiğim her okul tatili bu inanılmaz fırsatın kendi ailem içinde yarattığı eşitsizliklerin bilincine varmamı sağladı. | TED | في كل عطلة مدرسية أقضيها في القرية مع جدتي جعلتني أدرك التفاوتات التي خلقتها هذه الفرصة المدهشة داخل عائلتنا. |
Tanışmaktan büyük onur duyduğum bu güzel, kötü muamelede bulunulmuş insanları düşünmeden geçirdiğim tek gün dahi yok. | TED | لا يمر يوم دون أن أفكر بهؤلاء الناس الجميلين المهانين الذين حظيت بشرف كبير لالتقائي بهم. |
Benim ilişkim Brookline ile, büyüdüğüm kasabayladır; New York City ile, çalışmaya başladığım şehirle; Lawrenceville ile, Şükran Günü'nü geçirdiğim yerle. | TED | علاقتي هي مع بروكلين، المدينة التي نشأت فيها، مع مدينة نيويورك، حيث بدأت العمل، مع رينسيفسل، حيث أمضيت عيد الشكر. |
Gündüzümü, gecemi, en kötüsünün olabileceğini hayal ederek geçirdiğim göz önüne alındığında, dünya görüşümün kasvetli olması şaşırtıcı olmazdı. | TED | وحيث أنني أقضي نهاري وليلي في تخيّل أسوأ ما قد يحدث، فليس من الغريب أن تكون نظرتي للعالم سوداويّة. |
Ama seninle geçirdiğim her günde, sende sevdiğim küçük şeyler buldum. | Open Subtitles | لكن مع كل يوم أمضيته معك وجدت أمور صغيرة أحببتها بك |
Bu size, sizinle geçirdiğim harika zaman için teşekkür ederim hediyesi. | Open Subtitles | هذا مُجرّد شُكر بسيط للقول كمْ قضيتُ وقتاً رائعاً معكم جميعاً. |
'68 Demokratik Kongresi, hayatımda geçirdiğim en manyak dönemdi. | Open Subtitles | .. الاجتماع الديمقراطي لعام 1968 كان أسوأ وقت قضيته في حياتي |
Oh, pişmanlık duyduğum şeyler var, Will, fakat onunla geçirdiğim bir tek günden bile pişman değilim. | Open Subtitles | لقد ندمت يا ويل, لكنى لا أندم على أى يوم قد قضيته معها |
Joyce'la geçirdiğim zaman bana yaşlı kadınların tavşanlar gibi s*kiştiğini öğretti... ve Nick de cinselliğinin doruğunda. | Open Subtitles | إن الوقت الذي قضيته مع جويس علمني أن النساء الكبيرات أفضل من الصغيرات ونيك هنا في ذروة عطائه |
Bu adamla geçirdiğim her saniye kendimi daha da kötü hissediyorum. | Open Subtitles | كل ثانية أقضيها مع هذا الرجل تجعلني أشعر بـالسوء عن نفسي |
Burada geçirdiğim her dakika annemin yapmamı istediğinden biraz daha uzak kalıyorum. | Open Subtitles | كل لحظة لي هنا, هي لحظة أخرى أقضيها بعيدا عما أرادته أمي. |
Bu, burada geçirdiğim her an bana işkence eden düşünceydi. | Open Subtitles | ذلك الفكر الذى يعاقبنى فى كل لحظة أقضيها هنا |
Bu huzurevine koyulduktan beri geçirdiğim en iyi yolculuktu. | Open Subtitles | أفضل رحلة حظيت بها منذ أن وضعوني في تلك الدار اللعينه |
Bu suçlu, benim 1956'da Georgia Tech'ten mezun olduktan sonra son 52 yılımı geçirdiğim yer olan ticaret ve sanayidir. | TED | والمتسببان هما الأعمال التجارية والصناعة والتي أمضيت فيها 52 عامًا منذ تخرجي من معهد جورجيا للتكنولوجيا في عام 1956 |
Çocukluktan beri tatillerimi geçirdiğim bir evim var. Satmaya geldim. | Open Subtitles | أملك منزلًا هناك حيث أقضي فيه الإجازة مذ كنت طفلًا. |
Bu geçirdiğim en kötü zaman! Umarım sizi bir daha asla görmem. | Open Subtitles | هذا أسوأ وقت أمضيته أتمنى ألا أراك مرة أخرى اطلاقا |
Gerçeği söylediğim için 9 sahte kimliğim, 23 işim, konuştuğum 4 dilim ve akıl hastanesinde geçirdiğim 3 yılım oldu. | Open Subtitles | ، كانت لديّ تسع هويّات , ثلاثة وعشرون عملاً أتحدّث أربع لغات ، قضيتُ ثلاث سنوات في مستشفى أمراض عقليّة لنُطقي بالحقيقة |
Orada geçirdiğim son aksam çekilmişti. | TED | أُخذت هذه الصورة في آخر ليلة أمضيتها هناك. |
Bu benim başıma geldiğinde, Babamla geçirdiğim güçlü bir deneyimi hatırlıyorum. | TED | عندما يحدث ذلك لي، أتذكر تجربتي القوية التي عشتها مع والدي. |
Konu açılmışken, seninle geçirdiğim haftasonları beni hiç eğlendirmiyor. | Open Subtitles | بصراحة ، أنا لا أحصل علي شئ بقضاء عطلات الأسبوع معكِ |
Burada geçirdiğim 4 yıl boyunca, Yöneticilik pozisyonuna çağ atlattım. | Open Subtitles | خلال الأربع السنوات التي قضيتها هنا تغيير جذري لمنصب المدير |
Ayrıca, seni kıskanarak geçirdiğim onca yıldan sonra şimdi senin için üzülmem zor. | Open Subtitles | قضيت سنوات طوال اشعر با الغيرة منك لا شعر با لاسى عليك الان |
Ne yaptığımı ben de bilmiyorum bazen. Hayatımın anlamlı olan son günü seninle geçirdiğim son gündü sanki. | Open Subtitles | أشعر بأنّ آخر يوم كان معقولاً في حياتي هو آخر يوم قضيتُه معكَ |
Ve Chris, ben her zaman kendi çocuklarımın benim çocukken geçirdiğim Noel'lerden daha iyi bir Noel geçirmelerini isterim. | Open Subtitles | و حُري بك أن تعلم أنني لطالما تمنّيتُ لأبنائي أن يحظوا بأعياد ميلاد أفضل من التي حظيتُ بها أنا |