Geldiğin için sağ ol. Hangi Slurpee'yi alacağıma karar veremedim. | Open Subtitles | شكراً لك على قدومك أعتقد أن هذه الفرصة الوحيدة لدينا |
Şehirden Geldiğin için teşekkür ederim. Seni yataktan kaldırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | ، أقدّر لك قدومك من البلدة . آسف لإيقاظك من فراشك |
Aslında, tam da yaklaşık akşam yemeğine eve Geldiğin sırada. | Open Subtitles | في واقع الأمر تقريباً في وقت مجيئك للغداء |
Geldiğin için çok teşekkür ederim. Onca yolu ışınlanarak gelmen büyük bir incelik. | Open Subtitles | شكراً علي حضورك كان لطيفاً منك أن تتنقل إلي هنا كل هذا الطريق |
Ya burayı çok sevdin ya da Geldiğin yerden nefret ettin. | Open Subtitles | إما أنّكَ تحبّ البلدة هنا، أو أنّكَ تمقتُ من حيث أتيت. |
Belki de senin Geldiğin yeri bilmesiyle alakalı bir şey. | Open Subtitles | ربما شيء متعلق بأنه يعرف من أين جئت أنت فعلا |
Dün akşam Geldiğin için teşekkürler. Babam harika zaman geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | أكرر شكري على القدوم بالأمس، قال أبي إنه قضى وقتاً ممتعاً |
CA: Boone, buraya Geldiğin için, bu sohbete katıldığın için gerçekten çok minnettarım. | TED | ك.أ: بون، أقدر حقا قدومك هنا، وانخراطك في هذه المحادثة. |
Geldiğin için çok teşekkür ederim. Oteldeki karışıklık için lütfen bizi bağışlayın. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لكى على قدومك . رجاء سامحينا على عدم حجز مكان لكى فى الفندق |
Geldiğin için çok teşekkür ederim, dostum. | Open Subtitles | انظر يا رجل . انا اريد حقا ان اشكرك على قدومك |
Soldaki kapıyı kullan, Dahi, ve, Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | خذ الباب الأيسر يا جينياس وشكراً علي مجيئك |
Geldiğin için sağ ol patron. | Open Subtitles | أنت في أحسـن حـال ستانلي أقدر مجيئك الى هنـا |
Hemen Geldiğin için teşekkürler. Nasılsın? | Open Subtitles | أشكرك على مجيئك السريع كيف تسير الأمور ؟ |
Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا على حضورك معي. ألما اعطتني المفتاح، |
- Geldiğin için minnettarım. | Open Subtitles | أخبرني مكتبك كم أنت مشغولة، أقدّر لك حضورك. |
Buraya nereden veya nasıl Geldiğin önemli değil. Sana yardım edemem. | Open Subtitles | مِن أنّى أتيت، و كيفما أتيت غيرُ مهمَّين، فلا أستطيعُ مساعدتك |
Bende her yıl sana, Geldiğin yerin bir önemi olmadığını hatırlatıyorum. | Open Subtitles | وفي كلّ سنة أكرّر تذكيرك بأنه ليس مهمّا من أين أتيت |
O halde bahse girerim buraya Geldiğin için mutlusun artık. | Open Subtitles | حسنا ، انا راهنت علي انك سعيدا انك جئت الآن |
Geldiğin için çok teşekkürler. Cesaret isteyen bir davranış. | Open Subtitles | , أريد أن أشكرك على القدوم إلى هنا إحتاج الأمر للكثير من الشجاعة |
Geldiğin için teşekkürler ve böyle boktan giyindiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على الحضور و شكرا على الملابس السيئة فى عرضنا |
- Bugün benimle Geldiğin için sağ ol. | Open Subtitles | أشكركم على حضوركم معي اليوم. أوه، بالطبع. |
Nerden Geldiğin beni ilgilendirmez. Belki de gökten düştün. | Open Subtitles | لا أهتم من أين أتيتِ يمكنكِ السقوط من السماء بحسب علمى |
Geldiğin için sağ ol anne. Hediyeler için birkaç çorap alacağım. - Git hadi, git. | Open Subtitles | شكراً على قدومكِ هنا يا أمي، فقط يتوجب عليَّ أن أحصل على البعض من جوارب الهدايا. |
Gitsen iyi olur. Seninle tanışmak güzeldi. Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | ينبغي أن ترحلي ، سعدت برؤيتك شكراً لك على المجيء |
Arkadaşın olarak buradayım. Biliyorum, Bill. Geldiğin için sağ ol. | Open Subtitles | لا انا اعرف هذا, شكرا لمجيئك و شكرا علي الغرفة |
Gerçi... buraya Geldiğin zamanki kıyafetlerinin artık sana olacağını sanmam. | Open Subtitles | لا اعتقد أن الملابس التي اتيت بها ستناسبك بعد الآن. |
İlk yanıma Geldiğin gece benimle olan adamı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين الرجل الذي كان معي أول ليلة جئتِ فيها هناك؟ |
Senin Geldiğin gün, güneşin... doğmadığı, soğuk hücremde monoton hayatımı sürdürüyordum... ama birdenbire hiçbir uyarıda bulunmadan... güneş her şeyi ısıtmaya ve aydınlatmaya başladı." | Open Subtitles | عندما قدمت كان يومي بدون شمس كان معتما وباردا و فجأة وبدون سابق إنذار |