50 yaşında ve kel bir şekilde eve gelmesini mi? | Open Subtitles | تجعلينَ هذا الرجل الذي عمرهُ خمسونَ سنة وأصلع يأتي لمنزلكم؟ |
Eğer şefinin buraya sabahtan gelmesini istiyorsan ve ofisini bıraktığı gibi dağınık bulursun, | Open Subtitles | لذا إن أردت أن يأتي قائدك صباحاً ويرى مكتبه غير مرتب كما تركه |
Şimdi, eşim Michal'den, sahneye benimle birlikte gelmesini ve bir resim oluşturmasını rica edeceğim, çünkü bütün olay resimlerde. | TED | لذلك أطلب من زوجتي ميشيل أن تأتي معي علي المسرح لعمل صورة واحدة معكم، لأن كل شيء متعلق بالصور. |
Bütün Düzen Efendileri'nin gelmesini bekleyeceksin ve sonra bunu kullanacaksın. | Open Subtitles | أنت ستنتظر حتى وصول كل حكام النظام ثم تستعمل هذه |
Ve kız tüm hayatını o stüdyoda tek başına adamın gelmesini bekleyerek geçiriyor. | Open Subtitles | وأفنت حياتها تنتظر من أجل أن يعود وحيدة، في الشقة، بتلك النهاية الحزينة |
Bu yönetim bizi, aileleri ayırmak ve çocukları gözaltına almak zorunda olduğumuza, çünkü bunun daha fazla sığınmacının sınırımıza gelmesini engelleyeceğine inandırmaya çalışıyor. | TED | هذه السياسة تجعلك تعتقد بأنه يجب علينا تفريق العائلات وحجز الاطفال، لأن هذا سيوقف قدوم اللاجئين لحدودنا. |
6 gün oldu, ve biz hala birilerinin gelmesini bekliyoruz. | Open Subtitles | مر ستة أيام و لازلنا ننتظر أن يأتي أحد لإنقاذنا |
Benim hakkımda anlatacak bir hikâyesi olan herkesin gelmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريـد أن يأتي كل من يحمـل قصـة عني ليقـوم بسـردها. |
Güven bana bu adamın, sen yalnızken buraya gelmesini istemezsin. | Open Subtitles | لا تريد أن يأتي هذا الرجل إلى هنا وانت بمفردك |
- Gidip Ajan Finley'e buraya gelmesini söyle. - Emredersiniz. | Open Subtitles | اذهبي و أخبريه أن يأتي إلى هنا حاضر ، سيدي |
Haberleri bazı kelimelerin bir araya gelmesini duymak için dinledim ama gelmediler. | Open Subtitles | راقبت الأخبار منتظرا أن أسمع مجموعة معينة من الكلمات, لكنها لم تأتي |
Bana her şeyimi anlattırmıştı ama gerçekten de gelmesini beklemiyordum. | Open Subtitles | لقد أجبرتني أن أخبرها لكنني لم أظن انها سوف تأتي |
Tatlım, gidip kardeşine gelmesini ve masayı hazırlamasını söyler misin? | Open Subtitles | عزيزي، هل تذهب لتحضر أختك؟ أخبرها أن تأتي لتجهز المائدة. |
Bir kaç sıradan teli duvar kasasına bağlayıp süvarilerin gelmesini bekleyeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم فقط بربط بعض الأسلاك المزيفة بخزنة الجدار وننتظر وصول الدعم. |
- Hayır bayım, sadece arkadaşımızın biraz kendine gelmesini bekliyoruz. | Open Subtitles | لا، سيدي. نحن ننتظر صديقنا هنا حتى يعود لاتزانه الطبيعي |
Pantolonlarımızı yukarı sıyırıp sivrisineklerin bizi ısırmak için gelmesini bekliyorduk. Böylece onları yakalayıp sıtma taşıyanları tespit edebilecektik. | TED | كنا نُشمّر ملابسنا، وكنا ننتظر قدوم الناموس ليقوم بلدغنا حتى نتمكن من الإمساك بهم لنتحقق إن كانوا يحملون الملاريا. |
sekil Degistirenler'i ögrensin diye gelmesini sen söyledin, degil mi? | Open Subtitles | قلتِ له أنّ بإمكانه المجيء ليطّلعَ على معلومات المتحوّلين، صحيح؟ |
Herkesin buraya gelmesini beklerken onunla havadan sudan... konuşmak zorunda kalan sen değildin. | Open Subtitles | لن تحاولى بحديث صغير يستمر ثلاث ساعات و تنتظرى شخص آخر يأتى هنا |
Bana çabuk Orval'ı bul Mitch. Köpekleriyle buraya gelmesini söyle. | Open Subtitles | ميتش, أحضر أورفال على اللاسلكى و أخبره أن يحضر إلى هنا مع كلابه فى الحال |
Gündemimiz mültecilerin ülkemize gelmesini nasıl engelleyeceğimiz olmamalı. | TED | يجب أن لا يكون الحل منع اللاجئين من القدوم إلى بلداننا. |
Gidip küçük bir çanta hazırlıyordum ve Bay Timsah' ın gelmesini bekliyordum. | TED | و كنت اذهب و احزم حقيبة صغيرة و انتظر السيد التمساح ليأتي |
Ben de Bayan Vole'la bağlantı kurup buraya gelmesini sağlayayım. | Open Subtitles | الأفضل أن أتصل بمسز فول و أدعها اٍلى الحضور ، اتجلس هنا |
El Monte'deki evine gittim ve gelmesini beklemeye başladım. | Open Subtitles | وذهبت لمنزل الرجل في ألمونت وأنتظرت عودة الرجل |
Benim marushamdan bir kadının buraya gelmesini kolay bir şey mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه من السهل على امرأة من مستوايا لتأتي هنا ؟ |
bir gün sonra ölen insanlar gibi miyiz? Ya bu derin yer altı organizmaları sadece yazın gelmesini bekliyorlarsa ama hayatımız bunu görmemiz için çok kısaysa? | TED | ماذا لو أن هذه الأحياء العميقة تحت السطح ينتظرون مجرد مجيء نسختهم الصيفية، ولكنّ أعمارنا قليلة جدًا لإدراك تلك النسخة؟ |
Senin için bir sakıncası yoksa... buraya oturup arabaların gelmesini bekleyeceğim. | Open Subtitles | لو ان الأمر سواء عندك سوف أجلس هنا وانتظر حتى تأتى السيارات |