| Madem ki artık hayatla yüzleşeceksin... bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | بني، الاَن حان الوقت لتخرج وترى العالم لكن هناك شيئاً يجب أن تعرفه أترى هذا ؟ |
| Bilmem gereken bir şey var mı? Çok gergin görünüyorsunuz. | Open Subtitles | سيدتي، تبدين هادئة جداً هل هناك شئ يجب أن أعرفه؟ |
| Bu polisleri fırçalamadan önce bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن تعاقب هاذين الشرطيين هنالك شيئ يجب أن تعرفه |
| Bu arada, benim için yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | في الوقت الراهن, هناك شيء يجب ان تفعله من أجلي |
| Ölümünü çabuklaştırma. Sana sormam gereken bir şey var. | Open Subtitles | لا تستعجل الموت فلذي شيء أريد أن أسالك عليه |
| - Ama... İyice heyecanlanmadan önce, bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن تفعل كل تلك الإثاره هناك شيء يجب أن تعرفه. |
| Gitmem gereken bir yer ve yapmam gereken bir şey var. Beni vurmadıkça veya tutuklamadıkça, ben gideceğim, Jack. | Open Subtitles | اسمع يا رجل لدي مكان علي أن أذهب إليه لدي شيء علي القيام به إلا إذا أطلقت علي النار |
| Annen hakkında sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء ما يجب أن أخبركِ إياه بخصوص والدتكِ |
| Son spot ışığı da kapanmadan söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | لكن قبل أن يخبو نجمي هناك شيء واحد يجب أن أقوله |
| Başarısızlık hepimizin birlikte yaşamayı öğrenmesi gereken bir şey. Ama seni tanımlayan şey nasıl üstesinden geldiğindir. | Open Subtitles | الفشل أمر يجب أن نتعايش معه لكن تخطّينا الأمر هو ما يحدّدنا |
| Davayı usûl gerekçelerine dayatarak düşürdüler. Fakat bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | تمكنوا من إسقاط القضية لأسباب إجرائية لكن ثمّة شيء ينبغي أن تعلميه |
| Newark PD beni size yönlendirdi. Bu işin içinde FBI olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. - Bilmem gereken bir şey mi var? | Open Subtitles | تفجأت بتدخل المباحث الفيدراليه أهناك شىء يجب أن أعرفه؟ |
| Sana büyük bir sürprizim var. Ama önce yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | لدي مفاجأة كبيرة لك لكن أولاً ثمة شيئاً يجب أن تفعله |
| Şirketin sorunları varsa, eğer ikiniz bana söylemeniz gereken bir şey yaptıysanız... | Open Subtitles | , الشركة في مشكلة . . لو أنكما فعلتما شيئاً يجب أن تخبراني |
| Eski nişanlım sürekli aklımda ve sanırım buradan anlamam gereken bir şey var. | Open Subtitles | خطيبتي السابقه تخطر ببالي كثيراً و أعتقد أن هذا شئ يجب أن أستوضحه |
| Aslına bakarsan hayır. Ve bu da minettar olmamız gereken bir şey. | Open Subtitles | في الواقع,لا وهذا شئ يجب أن نكون ممتنين من أجله |
| Führer'im bugün ayrılmadan önce, size söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | قائدي.. هناك شيئ يجب أن أعلمك به قبل مغادرتنا. |
| Bay Monk,sana söylemem gereken bir şey var. Evet. | Open Subtitles | السيد مونك ، هناك شيء يجب ان اخبرك به ـ نعم |
| Lily, bekle. Seninle konuşman gereken bir şey var. | Open Subtitles | ليلي ،انتظري هناك شيء أريد أن أتحدث إليك بشأنه |
| Sen de halledilmesi gereken bir şey olduğunda, hallediyorsun öyle değil mi? | Open Subtitles | وعندما يكن هناك شيء يجب أن يحدث عليك أن تفعله، أليس كذلك؟ |
| Bütün gün bir tuhaftın. Seninle konuşmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | كنت تتصرف بغرابة طوال اليوم هنالك شيء علي التحدث به معك |
| Sherlock, bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | شيرلوك هناك شيء ما يجب أن تعرفه |
| Bilmen gereken bir şey daha var. Burada kutuplar terstir. | Open Subtitles | هناك شيء واحد يجب أن تعرفه هنا بأسفل، الأقطاب معكوسة |
| Dedektif, size söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | أيّتها المُحققة، أشعر بأنّ هناك أمر يجب أن أخبركِ به. |
| Bilmeniz gereken bir şey olduğu için bugün mahkemeye çıkmak istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت الحضور قبل المحكمه اليوم لأنه هناك شيء عليك أن تعرفه |
| - Beni karın yolladı. Yapman gereken bir şey var. Siyahlı adamı durdurmak zorunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هناك شيءٌ يجب أن تفعله قالت أنّك يجب أن تردع الرجل بالزيّ الأسود |
| Başlamadan önce, senin hakkında bilmem gereken bir şey var mı? | Open Subtitles | قبل ان نبدأ هل يوجد شيئ يجب ان اعرفه عنك ? |