Dahası, bu durumdaki her hayvanın yaşamda ikinci bir şansı hakettiğine inanıyorum. | TED | كما أؤمن أن كل حيوان غارق في النفط يستحق فرصة ثانية للحياة |
Benim gibi bir adamın, nasıl, ikinci bir şansı olabileceğine inanmaya başladım. | Open Subtitles | بدأت فى الإعتقاد أن شخصاً مثلى قد يمكنه الحصول على فرصة ثانية |
Pekâlâ, bana göre herkes ikinci bir şansı hak eder. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ، في رأيي الكُل يَستحق فرصة ثانية. |
Şimdi, herkes ikinci bir şansı hakeder.. | Open Subtitles | لكن الحاجة أم الأختراع كلنا نستحق فرصة أخرى |
Tamam. İkinci bir şansı hak etmiyorum, değil mi? | Open Subtitles | حسنٌ، أنا لا أستحق فرصةً ثانية معكِ أليس كذلك؟ |
Sanırım ben de ikinci bir şansı hak ediyorum, değil mi? | Open Subtitles | وأعتقد أنني أستحق فرصة ثانية ألا توافقونني؟ |
Ve senin baban olmak için ikinci bir şansı hakketmiyorum, ama yine de bana bir şans vereceğini umuyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أستحقّ فرصة ثانية لكي يكون أبّاك لكني أتمنّى أن تعطيني فرصة اخرى على أية حال. |
İkinci bir şansı hak etmesinin tek nedeni sensin. | Open Subtitles | أنت السبب لماذا الحصول على انها فرصة ثانية. |
...ve sınavda başarısız oldum ama ikinci bir şansı hakediyorum. | Open Subtitles | أنا ممتاز في عملي , و أنا رسبت في الاختبار لكنني أستحق فرصة ثانية |
Sanırım öyle görünmesler bile yaptığımız hatalar ikinci bir şansı hak ediyor. | Open Subtitles | اعتقد بأن للأخطاء فرصة ثانية حتى لو لم تبدو على الطريق في تلك اللحظة |
Biz bu adamların rehabilite olduklarından emin olmak zorunda değiliz... ama bu adam cezasını çekmiş ve ikinci bir şansı hak ediyor, değil mi? | Open Subtitles | نحن لسنا مسؤلين عن التأكد من ان هؤلاء الناس اعيد تأهيلهم لكن هذا الرجل انهى محكوميته ويستحق فرصة ثانية اليس كذلك ؟ |
İkinci bir şansı hakettiğinizi hiç hissetmediniz mi? Of anam. Bu Norveç Kuleleri projesi. | Open Subtitles | لم تشعر أبدا بأنك تستحق فرصة ثانية ؟ هذا عقد أبراج النروجيون |
Bir çoğunun. Hayatını kurtardığım insanların yarısı, ikinci bir şansı hak etmiyor. | Open Subtitles | نصف الأشخاص الذين أنقذهم لا يستحقون فرصة ثانية |
...ve sınavda başarısız oldum ama ikinci bir şansı hakediyorum. | Open Subtitles | أنا ممتاز في عملي , و أنا رسبت في الاختبار لكنني أستحق فرصة ثانية |
Adadaki insanlar hayatlarında ikinci bir şansı elde ettiler. DL: | Open Subtitles | الأشخاص على الجزيرة أتتهم فرصة ثانية لعيش حياتهم |
Onunla en son konuştuğumda ikinci bir şansı olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | اخر مرة تحدثت إليه فيها كان يعتقد أن لديه فرصة أخرى |
Yani adam biraz çürümüş ama herkes ikinci bir şansı hak eder. | Open Subtitles | أتعرف, نعم الرجل كان لديه تاريخ دنيء. و لكن أنت تعرف أن الجميع يستحق فرصة أخرى. |
Bence herkes ikinci bir şansı hak eder. | Open Subtitles | بالطريقة التي أراها كل المخلوقات يجب ان يحصلوا على فرصة أخرى |
Hata yapmanın olağan olduğu öğretildi bana. Ayrıca herkesin ikinci bir şansı hak ettiği inancındayım. | Open Subtitles | عُلمتُ أنّه لا بأس بإرتكاب الأخطاء وأؤمن بأن الجميع يستحق فرصةً ثانية |
Toplum, ikinci bir şansı hak ettiğime karar verdi. | Open Subtitles | المجتمع يظن أني أستحق فرصةً أخرى حقا ؟ |
Bu adam çok iyi biri ve ikinci bir şansı hak ediyor. | Open Subtitles | هذا رائع ، رجل رائع و ، و ، و هو يستحق فرصة ثانيه |
Bu yüzden ona borçlusun. Belki de ikinci bir şansı. | Open Subtitles | هذا يتعيّن أن يمنحها امتيازًا لشيء، ربّما لفرصة أخرى. |
Ama ikinci bir şansı gördüğüm zaman anlayacak kadar zekiyim. | Open Subtitles | لكني ذكي بما فيه الكفاية لأعرف الفرصة الثانية عندما أراها |
Benim gibi bir adamın, nasıl, ikinci bir şansı olabileceğine inanmaya başladım. | Open Subtitles | لقد كنت أعتقد أن شخصاً مثلي يمكنه أن يحظى بفرصة ثانية |