Gerçek su ki, insanlarin çogu söylenene inanirken ben asla inanmam. | Open Subtitles | أغلب الناس يصدقون ما يقال لهم بينما أنا لا أصدق ذلك |
Hakkında her şeyi bilirdim ve buna asla inanmam. | Open Subtitles | كلا , لا أصدق ذلك أننى أعرف كل شئ عنها ولن أصدق ذلك |
Nedenlere inanmam Sid. - Norman Bates'in nedeni var mıydı? | Open Subtitles | حسناً,أنا لا أؤمن حقاً بالدوافع,سيد هل نورمان باتس له دافع؟ |
Ama bu Sonu Dilli'nin söylediği hiç bir şeye inanmam. | Open Subtitles | ولكن اذا سونو ديلي قال ذلك, لن اصدق على الاطلاق |
Zamanla oluşacağı düşünülen kurmaca aşklara inanmam. | Open Subtitles | انا لا اؤمن بالحب المحدّد والذي على مايبدوا فإنه ينموا مع الوقت |
Yabancılaşma mıdır? Nedir? Öyle deme inanmam, buralar senin memleketin. | Open Subtitles | لا تحاول حتى أن تقولها فلن أصدقك وستبقى هذه بلدك |
Sana inanmam için ses tonunu değiştirmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تستخدم نبرة مختلفة لكى تجعلنى أصدّق هذا |
Korktuğunu söyleme. İnanmam. | Open Subtitles | لا تخبريني أنك كنتِ خائفة، فلا أصدق ذلك. |
Bu çocuğun ne olduğunu bilirken bana neye inanmam gerektiğini söyleyemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لن تطلب مني أن أصدق هذا الولد، ونحن نعرف من هو. |
İlerisini göremem. O yüzden sonraya inanmam. | Open Subtitles | انا لااستطيع رؤية المزيد من ذلك لا أستطيع أن أصدق أبعد من ذلك. |
Bir kafire inanmam - sana bile, Gordon Paşa - korkusuz yalnız bir ölümle yüzleşebilirim. | Open Subtitles | اننى لا أصدق كافرا حتى انت جوردون باشا تستطيع ان تواجه الموت دون رهبة |
Zaten Habighorst'un söylediği hiçbir şeye inanmam. | Open Subtitles | وأود ألا أصدق أي شيء قاله هابيفورست على أي حال |
-E-mail gönder. -Hayır, ben e-mail'e inanmam. Eski kafalı bir kızım. | Open Subtitles | لا أؤمن بذلك، أنا عتيقة الطراز أفضل الاتصال و وضع السماعة |
Kılı kırk yarmak istemem, Kardeş, ama aslında umuda inanmam. | Open Subtitles | لا أقصد الإعتراض يا أختي لكنّي بالضبط لا أؤمن بالأمل. |
Uzun vedalara inanmam özellikle de böyle hoş bir fırsat karşına çıktığında. | Open Subtitles | أنا لا أؤمن بالتوديع لمدة طويلة خصوصاً عندما يأتي شيء جميل كهذه |
O rolleri alamayacağına, hayatta inanmam. | Open Subtitles | حَسناً لا أَستطيعُ ان اصدق بأنّك لَنْ تَحْصلَ عليهم |
Hayır, çocukları tutuklayarak inanmam, efendim. | Open Subtitles | لا , انا لا اؤمن باعتقال الاطفال , سيدى انا قضيت اربع سنوات فى سبانداو سنتين فى اكاديميه الحرب |
Aksini söylemeye kalkma, sana inanmam. | Open Subtitles | و لا تحاول أن تخبرني غير ذلك، لأنني لن أصدقك. |
İnanmam. Eksi 38 bedenken filan mı doğum yaptın? | Open Subtitles | لا أصدّق ذلك، متى أنجبتها، عندما كنت بسنّ سالب عامين؟ |
Onu becerdiğinden dolayı buna inanmam biraz zor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق ذلك بما أنّكَ تواعدها حالياً |
Buna inanmam. Annem sürekli benimle övünür. | Open Subtitles | اجد ذلك صعب التصديق والدتي تتباهى بي طوال الوقت |
Onun yapmadığına inanmam için hiçbir sebep yoktu. Ona inanamazdım ki. | Open Subtitles | لم تكن هناك طريقة تجعلني أصدقه لم أستطع تصديقه |
Bana geleceğini de etkilemeyeceğine inanmam için bir neden vermiyor. | Open Subtitles | ولم تعطني سبباً لأصدق بأن لا يقوم بتعريف مستقبلها أيضاً |
Babamın ayağı takılıp düştüğüne inanmam mı isteniyor? | Open Subtitles | أقصد ، من المُفترض أن أُصدق أن والدي تعثر وسقط ؟ |
Sana inanmam gerekirdi. | Open Subtitles | كان علي ان اصدقك هناك مقعد امامي وآخر خلفي |
-Ben saçma şeylere inanmam | Open Subtitles | إذن أعتقد من الجيد أنى لا أومن بمثل هذه الأشياء |
Seni neredeyse kovduğunu söyledi. Buna inanmam kolay. | Open Subtitles | وقال أيضاً أنه سيفصلك قريباً أجد أن هذا من السهل تصديقه |
zamanın sonu yoktur, o halde görüyorsun ki sana inanmam mümkün değil. | Open Subtitles | لذا, آتري ؟ , لا يمكنني تصديقك |