Benden kurtulmak isteyen o kalabalığın bir parçası olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن انك جزء من هذا الحشد الذى يحاول التخلص منى |
Yaşlı erkek yaklaştıkça, tecrübeleri, bu korkutucu kalabalığın merkezine ne kadar yakın olursa, dişileri o denli etkileme şansı olacağını söylüyor. | Open Subtitles | حالما يقترب الذكر العجوز يعرف انه , كلما كانت البقعة اقرب للمركز في هذا الحشد المخيف كلما كان أكثر جاذبية للإناث |
Ben de öyle. kalabalığın önünde şarkı söylemek... beni korkutuyor. | Open Subtitles | فكرة الغناء أمام هذا الحشد الكبير من الناس ترعبني كثيراً |
Einstein'ın bir kalabalığın davranışını modelleme konusunda hiçbir fikri yoktu. | TED | لا يدري آينشتاين كيف يضع نموذجًا لحركة الحشود. |
O zaman ben neden oldukça entelektüel bir kalabalığın önünde rahibe idrarından bahsediyorum? | TED | إذن، لماذا أقف هنا الآن، أحكي لهذا الجمهور الرائع المثقف عن بول الراهبات؟ |
Kuleden kaçıp kalabalığın arasına karışarak gözden kayboldum... ve ayakları yorulana kadar yürüdüm. | Open Subtitles | لقد ركضت من البرج اختفيت في الزحام ومشيت حتى خارت قدماي |
kalabalığın uğultusunu duydum ve heyecanla üstesinden geldim. | TED | وسمعت هتاف الجماهير وكنت في غاية التأثر. |
Bir kalabalığın karşısında, sırtın duvara dayalı, yumruk ve köpek dişlerinle. | Open Subtitles | القتال المتكامل الذي يشمل الحشد ولا شئ تملكه سوي قبضتك وأنيابك |
kalabalığın arasına karışmış düşmanlar olup olmadığını görmek için buraya gelmiştim. | Open Subtitles | ولهذا جئت هنا لأتحقق من وجود أي دخلاء مختبئين بين الحشد. |
Polis ses bombası attı ve kalabalığın üzerine biber gazı sıktı. | Open Subtitles | ألقت الشرطة قنابل صوتيّة و رشّت الغاز المسيل للدموع على الحشد |
kalabalığın hareketi yavaşladığında ya da insan yoğunluğu istenen eşiğin üstüne çıktığında yetkililer uyarı alabiliyordu. | TED | يمكن تنبيه السلطات إذا تحرك الحشد ببطء شديد أو إذا تجاوزت كثافة الحشد الحد المطلوب. |
Ahmakça gülüşen bir kalabalığın ortasında bile anlayan ve bilen birisi her zaman vardır. | Open Subtitles | حتى وسط الحشد .. الذييضحكبغباء. هناك دائما شخص ما .. |
Tam o sırada kalabalığın arasından bir ses yükselmiş. | Open Subtitles | ثمّ ظهر شخص صـاح بأعلى صوتـه مِن على حـافة الحشد |
Boksörlerden biri kalabalığın arasından ringe geliyor. - Kalabalığı dinle! - Burada sadece nefret var. | Open Subtitles | احد الملاكمين فى طريقة الان وسط هذا الحشد الى الحلبة |
kalabalığın gözyaşları. Aslanın kükremesi. | TED | هتاف الحشود. زئير الأسد. اصطدام المعادن. |
Sinirli kalabalığın içinden eldiven yardımı ile geçiryorlardı ve bazıları zarar görmemek için kask giyiyordu. | TED | أداروا العملية من خلال الحشود العدائية، وبعضهم يرتدي خوذة دراجة نارية لمنع الإصابة. |
Katil hala burada olabilir. kalabalığın resmini çeker misin? | Open Subtitles | قد يكون الفاعل من الحشود ألا تلتقط صورة من أجلي ؟ |
Ve bir kalabalığın önüne çıktığında, bu haberi paylaşacaksın. | TED | عندما تصبح أمام هذا الجمهور ، ستنشر هذه الأخبار. |
Hızlıca, göreceğiniz şey, sahaya inmeden birkaç dakika önce Juliano Pinto dış iskeletli olarak topa vurdu ve bunu bütün kalabalığın önünde tekrar yaptı. Göreceğiniz ışıklar operasyonu tarif etmektedir. | TED | ما سترونه بسرعة هو جوليانو بينتو بالهيكل الخارجي وهو ينفذ ركلته قبل دقائق قليلة من النزول إلى أرض الملعب وتنفيذ الإنجاز الحقيقي أمام الجمهور كافة، والأضواء التي سترونها تصف العملية. |
kalabalığın içinde yalnız kalmak ise daha kötü. | Open Subtitles | أن تكون وحيداً وسط الزحام لشئ أسوأ من ذلك |
Kötü bir kalabalığın içinde kaldığını, ve bir belaya bulaştığını söylemiştin, tam olarak bunu demiştin. | Open Subtitles | لا أنت لم تقل لي لقد قلت لي بأنك كنت تجري مع مجموعه من الجماهير |
Çin mahallesindeyiz... sadece, bir dövüş sanatı gösterisi izlemek için bir araya gelmiş olabilecek kadar büyük bir kalabalığın toplandığı yerde. | Open Subtitles | حيث تحملق جمهور حول ما يمكن ان يكون سوى نزالاً بفنون القتال |
Ayrıca coşkuyu artırmak için, kalabalığın arasına karışmış askerlerimiz var. | Open Subtitles | نعم، فلدينا جنود مندسون بين الجموع لإشعال حماسهم |
Adamların gümrük binasının dışındaki bir nöbetçiye yardıma gelmişlerdi. kalabalığın sataşmalarına maruz kalıyordu. | Open Subtitles | جاءني أحد رجال الجمارك يطلب المساعدة قد أنتهك من قبل حشد من الناس |
Ama kalabalığın içinde konuşsak çok daha iyi olur. | Open Subtitles | لَكنَّه سَيَكُونُ أفضلَ إذا نحن يُمْكِنُ أَنْ يَذْهبَ كلامَ داخل مِن قِبل الحشدِ. |
Şimdi aşağı gel de aval aval bakan kalabalığın önünde kıçına şaplağı atayım | Open Subtitles | والآن، انزل إلى هنا حتى أصفعك أمام هؤلاء الرعاع الفضوليين. |