"keçi" - Traduction Turc en Arabe

    • الماعز
        
    • ماعز
        
    • عنزة
        
    • العنزة
        
    • معزة
        
    • العنزه
        
    • المعزة
        
    • عنزه
        
    • الجدي
        
    • عنزات
        
    • معزاة
        
    • جوتمان
        
    • العنزةِ
        
    • سكسوكة
        
    • أغنام
        
    Böyle olunca Daasanach dili konuştuğum kadar keçi dili de öğrenmem gerekti. TED فكان الدرس آنذاك أن أتعلم كيفية التحدث مع الماعز كالتحدث الى الداسانك
    Ve biraz da keçi peyniri ve tavuk yağı getirin. Open Subtitles و بعضاً من جبن الماعز و بعضأ من زيت الدجاج
    Elbette biz orada köylü ve keçi çobanı gibi duruyorduk. Open Subtitles وكنا هناك ، نبدو كمجموعة من رعاة البقر وسارقي الماعز
    Savaşa gideceğin günün arifesi kılıcını keçi kanıyla vaftiz etmiştin. Open Subtitles الليلة التي سبقت رحيلك للحرب عمَّدت ذلك السيف بدم ماعز.
    Dinle beni... ..ortada gırtlağı parçalanarak ölen bir keçi varsa, sebebi köpeğim olamaz. Open Subtitles اسمع اذا كان هناك عنزة مقتولة , من غير الممكن أن يكون هو.
    Bu atları çok sevdiklerinden değil, bebeklerinin şanssız keçi olmaması içindi. TED ليس لانهم يحبون الحصان جداً، ولكن تفاديا لعام العنزة قليلة الحظ،
    İçinde keçi sütü olan ve hayvanlar üzerinde denenmemiş organik şampuan! Open Subtitles إنه مستحضر من الشامبو العضوي مع أثر من زبد حليب الماعز
    Ağaçtan düşen palamutlarla ve keçi sütüyle kıt kanaat geçindiler. Open Subtitles لقد عاشوا على لبن الماعز والجوزات المُتساقطة من شجر البلوط
    On yıl öncesinin keçi cinayetleri hakkında sahip olduğunuz bütün bilgileri arıyorum. Open Subtitles كنت أبحث عن المعلومات التي لديك عن الماعز القاتل منذ 10 سنوات.
    Yazın oynadığımız keçi yavrularından büryan yaptıklarını görünce ne kadar çok ağladığımızı hatırlıyorum. TED أتذكر أننا بكينا بشدة حين تحول الماعز الذي لعبنا معه في الصيف إلى برياني.
    Bölgede başarılı keçi teslimatları yaptı ve ünlü bir keçi doktoru oldu. TED قامت بنجاح في توليد الماعز في المنطقة، وأصبحت طبيبة ماعز شهيرة.
    Bir kuruluş onlara keçi ve tavuk dağıttı. TED إحدى تلك المنظمات أعطتهم الماعز والدجاج الحي.
    O kulaktan DNA'sını çıkardılar, klonlanmış yumurtasını bir keçiye naklettiler, keçi hamile kaldı ve yaşayan bebek bir Bucardo doğdu. TED أخذوا الحمض النووي من أذنها زرعوه بما يشبه البويضة المستنسخةوخصبوا به ماعز مرت فترة الحمل عادية ليولد بوكاردو صغير.
    Sonuç bir kimera oldu. Yani Yunan mitolojisinde ateş soluyan, aslan başlı, keçi gövdeli ve yılan kuyruklu fantastik bir yaratık. TED والنتيجة هي كيميرا، مخلوق خرافي ينفث نارًا من الأساطير اليونانية، له رأس أسد وجسد ماعز وذيل أفعى.
    Bana üç yaşında bir inek üç yaşında bir keçi, üç yaşında bir koç bir kumru ve bir güvercin yavrusu getir. Open Subtitles خذ لي عجلة ثلثية و عنزة ثلثية و كبشا ثلثيا و يمامة و حمامة
    Güzel rüyalar görmeniz için baş masajı sizi bir keçi gibi zıplatmak için ayak masajı. Open Subtitles تدليكها يجلب النوم الهنئ تدليكها للساق سيجعلك تقفز مثل عنزة
    Seni yaşlı keçi! Eğer seni bir daha mutfağımda görürsem, seni... Open Subtitles وأنت أيتها العنزة الكبيرة إذا أمسكتك هنا مرة أخرى في المطبخ
    Komiser beni, bir keçi gibi yere yatırdı, günışığı üzerimden gidene kadar dövdü. Open Subtitles العريف ، قيدني من أعلى واسفل مثل العنزة وظل يضربني طوال النهار
    Gündüzleri 20 keçi güdüyor ama akşamları başkanlık yapıyor. TED وترعى 20 معزة في الصباح ولكنها رئيسة وزراء في المساء
    Komik saçları olan at yaptı. keçi de işin içinde. Open Subtitles لقد فعلها الحصان ذو الشعر الغريب وكان متفقا مع العنزه
    Hayatım boyunca keçi peynirinin... bozulmuş peynire verilen isim olduğunu sanıyordum. Open Subtitles لأغلب حياتي ظننت أن جبن المعزة تعبير دارج للجبن عندما يفسد
    keçi sidiğini benzine dönüştürecek kadar güçlü bir grubumuz vardı. Open Subtitles كان عندنا فرقه قويه كفايه لان تجعل عنزه تبول على الغازولين
    Bu, Akhilleus'u yetiştiren keçi adam değil mi? Open Subtitles أليس هذا رجل الجدي الذي درب أكيل ؟
    İşin gerçeği en büyük oğlan olarak seni birkaç keçi için yaşlı biriyle evlendirebilirdim ve burası benim olurdu. Open Subtitles والحقيقة لأني الابن الأكبر كان بإمكاني تزويجك لرجل عجوز مقابل بضعة عنزات وسيصبح هذا المكان لي
    Kafir Yahudi ciğeri, keçi safrası porsukağacı yongası. Open Subtitles كبد يهودى مجحد مرارة معزاة وفروع من شجر الطقسوس
    Tamam, şu an keçi Adam için endişelenerek enerjimi akıtamam. Open Subtitles حسناً، لا أستطيع ان افقد طاقتي بشأن القلق على جوتمان
    Ben keçi peyniri ve biberli, yumurta akından yapılmış omlet alayım lütfen. Open Subtitles نعم. أنا سَيكونُ عِنْدي القلبَ صحّيَ عجة البيض بجبنِ العنزةِ وفلافل، رجاءً.
    keçi sakalı bırakıyorum. Sonra spor salonuna gitmeye karar verdim Open Subtitles وقد وضعت سكسوكة وافكر بالذهاب لصالة الجيم
    81. aracın yıllar önceki ilk yangın görevi Little Italy'deki bir keçi çiftliğindeydi. Open Subtitles منذ سنوات كانت أول مهمة للشاحنة 81 في مزرعة أغنام في ليتل إيتلي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus