"korkmuş" - Traduction Turc en Arabe

• خائفة
• خائف
• خائفاً
• خائفا
• خائفون
• الخوف
• خائفين
• خائفه
• مرعوبة
• بالخوف
• مرعوب
• مذعور
• خائفًا
• الخائف
• مرتعبة

Ama bilmiyorsunuz neden dolayı kaçtığımı ve bu sebeple korkmuş olduğumu.
لكنكم لا تعلمون بالذى مررت به وكل ذلك لأننى كنت خائفة

Bak, korkmuş bir bayan ile 8 yaşındaki oğlu söz konusu.
نحن نتحدث عن سيدة شابة خائفة جداً لديها طفل في الثامنة.

korkmuş küçük bir oğlan gibi. Sevgilim ve annesinden para istiyorum.
وكأنني طفل خائف يجب أن أطلب من عشيقتي و أمها النقود

Şu an korkmuş olduğunu biliyorum, ama her şey yoluna girecek.
أعرف أنك خائف الآن لكن كل شىء سيكون على ما يرام

O filmi ilk izlediğimde çok korkmuş, bir hafta uyuyamamıştım.
أتذكر حين شاهدت ذلك الفيلم، كنت خائفاً ولم أنم لأسبوع.

Hayır. Hayır, öyle söyledim çünkü küçük kız çok korkmuş görünüyordu.
لا لقد قلت ذلك فقط للطفلة الصغيرة لقد كانت خائفة جداً

Burada her ne oluyorsa koca kasaba ölümüne korkmuş durumda.
بغض النظر عما يحدث هنا القرية بأكملها خائفة حتى الموت

Kırılgan ve korkmuş bir haldeyken çok kaygan bir yerde kendini toparlamaya çalıştı.
كانت خائفة و ضعيفة حاولت أن تبقي على هدوءها في مكانٍ زلق جداً

O küçük korkmuş ruhlarınızı derinliklerinde bunu siz de biliyorsunuz.
وفي أعماق الخاص بك النفوس خائفة قليلاً كلكم تعرفون ذلك.

Çok korkmuş. Etraftaki sarhoşlardan korkuyormuş.
و قد كانت خائفة من السكارى الذين يتسكعون في الجوار.

Sana baktığım zaman, korkmuş ve bütün bunlardan kurtulmak isteyen birisini görüyorum.
،عندما أنظر إليك أرى شخص خائف شخص يرغب بإنتهاء هذا الأمر برمته

Orada oturdum, kim olduğunu veya niçin güreştiğini artık bilmeyen korkmuş bir yeniyetmeydim.
فها أنا هناك جالس مراهق خائف لا يعرف من هو ولا يعرف حتى لماذا يصارع بعد الآن.

Oldukça şiirsel, yine de narin ve korkmuş, tıpkı küçük bir beyaz tavşan gibi.
شاعري بشكل كبير و لكن رقيق و خائف تماماً كالأرنب الأبيض الصغير

Sen de en az benim kadar başarısızmışsın ve aynı zamanda korkmuş.
إنك فاشل بقدر ما كنت تماماً، وخائف بقدر ما كنت خائفاً تماماً.

Onu öldürmek zorunda da değildim, korkmuş da değildim onu öylece öldürdüm.
لم اكن مضطرا ان اقتله فلم اكن خائفا او انا فقط قتلتة

- korkmuş, kafası karışmış, zihinlerindeki hayatla uzlaşmak için mücadele ediyorlar.
إنهم خائفون و مشوشون و يجاهدون ليستوعبوا حياة كاملة في عقولهم

Şuna bak. İnsanların dünyasına giriyorlar ve korkmuş görünmüyorlar bile.
انظر لهذا ،يدخلون إلى عالم البشر ولا يبدو عليهم الخوف

Tatlım, kusura bakma ama daha önce korkmuş çok insan gördüm.
عزيزى, انا اسفة, ولكنى رأيت اناسا خائفين من قبل هكذا

Ayrıca senin de korkmuş gibi davranman gerek ve onlara şeker vermezsen, sana çok kötü bir şaka yaparlar.
وانتى من المفروض ان تمثلى انك خائفه وانتى إذا لم تعطيهم مقايضه فإنهم يقذفوكى ببعض الحيل القذره

Kulağın biraz ezilmiş ayrıca beni aradığında, sesin çok korkmuş geliyordu.
كان لديك كدمات في أذنك و عندما كلمتني , كنتي مرعوبة

Güzel bebeğim. Çok çaresiz ve korkmuş olmalı.
طفلي الحبيب، لابد أنه يشعر بالخوف والضعف

Elbette yalan söylüyor ama korkmuş ve acı ve kızgınlıktan daha fazlası varmış gibi görünüyor.
حسنا، انه يكذب، بالطبع لكنه مرعوب ويبدو متهور وممتعض أكثر من المعتاد

korkmuş bir kıza, güzel bir yalan bile söyleyemedin.
أنت لم تستطع حتى أن تقول لفتاة صغيرة مذعور كدبة جميلة

Yani eğer yardıma ihtiyacı olan birini tanırsanız, korkmuş birini tanırsanız onlara karşı nazik olun.
لذلك، إذا عرفتم شخصًا ما بحاجة إلى مساعدة، إذا عرفتم شخصًا ما خائفًا للغاية، كونوا لطفاء معهم.

Burada korkudan bahsediyorum, ancak kimin gerçekten korkmuş olduğunu biliyorsunuz değil mi?
أنا هنا أتحدث عن الخوف، ولكنكم جميعًا تعلمون من هو الخائف حقًا، أليس كذلك؟

Ben ondan nasıl korktuysam o da o kadar korkmuş gibiydi.
لا, لقد بدت مرتعبة مني كما أنا مرتعبة منها