Bir dakika sonra, masum bir adamın üstüne kurşun yağdırıyorsun. | Open Subtitles | وفي الدقيقة التالية ، كنت تضخ الرصاصات على رجلٌ بريء |
Müteşekkirim ama, masum bir kişi hapse atılıyor olabilir şu an. | Open Subtitles | أقـدر ذلك، ولكن قد يكون هناك رجل بريء في السجن الآن |
Hiç bir Tanrı kutsanmışlığı ispat için masum bir adamın öldürülmesini istemez. | Open Subtitles | لا إله يجب أن يطلب منك أبدا قتل رجل بريء لتثبت طهارتك. |
Kızım, bu Texas adaleti gözünde masum bir taraf olmayabileceğiniı unutuyor. | Open Subtitles | ابنتي تنسى أنها في نظر عدالة تكساس قد لا تكون بريئة |
Sen emirleri uygularsın. ve sen masum... bir sivili öldürmüş olamazsın. | Open Subtitles | بل أن تنفذ الأوامر ولأنك لم تفعل ربما ماتت مدنية بريئة |
Beni yanlış anlama, masum bir çocuk öldürülürken eli kolu bağlı durmayacağım. | Open Subtitles | لا تسئ فهمي ,أنا لم أقف وأري طفل برئ مقتول من قبل |
Sorun yok. l masum bir koruma büyü. lt tamam olmalıdır. | Open Subtitles | لا بأس . لقد قلت تعويذة عن حماية الأبرياء . يجب أن تكون جيدة |
Seni böylesine kötü davranışlara iten zalim bir toplumun masum bir kurbanısın. | Open Subtitles | الضحية البريئة من مجتمع غير عقلاني مما دفعكَ لإرتكاب أمور سيئة جداً |
Oh, devletinizin masum bir uzaylıyı kaçırıp ölesiye işkence ettiği filmden mi bahsediyorsun? | Open Subtitles | أتعني الفيلم الذي قامت به حكومتك بخطف فضائي بريء وتعذيبه حتى الموت تقريباً؟ |
Evet masum bir adamın ölmesi çok üzücü, ama sokaklardan bir tane çocuklara dondurma satan çocuk tacizcisi eksildi. | Open Subtitles | نعم، إنه مأساوي أن رجل بريء مات، لكن هناك واحد أدنى شاذّ جنسيًا في الشارع يبيع الآيس كريم للأطفال. |
masum bir adamın hayatını teröristlere silah yaparak geçirmesine karşı çıktım. | Open Subtitles | لكنني رفضت أن أقدّم رجل بريء فداء بحياته لصنع الأسلحة للإرهابيين |
Fakat bu davanın masum bir insan ile ilgili olduğunu unutmayalım. | Open Subtitles | ولكن دعونا لا نغفل أن هذه القضية متمحورة عن رجل بريء |
masum bir adam, hayatının on yılını ben gerçeği göremedim diye kaybetti. | Open Subtitles | لقد أضاع رجل بريء عشر سنوات من حياته لأنّي لم أدرك الحقيقة |
Korkmuş ve masum bir adam kovalanıyor. Bu konuda bir şeyler yapmalısınız. | Open Subtitles | لأن هنالك رجل بريء وخائف تتم مطاردته، عليكم فعل شيء بشأن ذلك |
Neden Yaşlı masum bir cadı feda veya tehlikeye Büyülüler koydu? | Open Subtitles | لماذا سيضحي رجلاً حكيماً بساحرة بريئة أو يعرّض المشحورات لخطر ؟ |
Bana onun içinde masum bir kızın sıkışıp kaldığını mı söylemek istiyorsun? | Open Subtitles | أتحاول أن تقول أن هناك فتاة بريئة محبوسة في الداخل بمكان ما؟ |
Oğlunu kitap okuması için kütüphaneye getiren masum bir kadın. | Open Subtitles | إنها إمرأة بريئة والتى أتت بإبنها إلى المكتبة لقراءة الكُتُب. |
Sen yatmaya gittikten sonra, bir saat boyunca masum bir adamın kanının olay yerine nasıl geldiğini anlamaya çalıştım. | Open Subtitles | بعد أن ذهبتي إلي السرير قضيت بعض الوقت أحاول أن أتوصل لكيفية وصول دم رجل برئ إلي مسرح جريمة |
Bugün cezaevi otobüsünden kaçış olayında masum bir sağır kız öldü. | Open Subtitles | فتاة صماء وأحد المارة الأبرياء في عملية هرب حافلة السجن مؤخراً اليوم |
Ve bu masum bir kurbanın, benim, vahşice kaçırılışının öyküsü aslında. | Open Subtitles | ولذلك أصبحت الضحية البريئة للاختطاف الوحشي |
masum bir insan hapiste çürürken, suçluların dışarıda serbestçe dolaşmasını izin mi verelim? | Open Subtitles | هل تقترح بأن نجعل بريئاً يذهب للسجن ؟ بينما المجرمون خارج السجن ؟ |
Tamamen masum bir yanlış anlamadan bir bar odası arbedesi çıkaran şu dehan. | Open Subtitles | عبقريتك لجعل الحانة غرفة مشاجرة من سوء فهم شخصي بريئ تماما. |
Ne kadar da masum bir yüzü olduğuna bakın. | Open Subtitles | الق ِ نظرة قريبة على مدى براءة هذا الوجه! |
Los Angeles otoyolunda ilerleyen, içinde masum bir adam olan beyaz arabayı görmeyeli bir yıldan fazla oldu. | Open Subtitles | بعد مرور أكثر من عام، نشاهد سيارة بيضاء متجهه للوس أنجلوس والرجلُ البريء فيها. |
Bu yüzden diyebiliriz ki Tanrı balık tutmaktan daha sakin daha sessiz, daha masum bir eğlence yaratmamıştır. | Open Subtitles | لذا نحن ربما نقول ...أن الله لا يعمل أبداً ...هدوء و سكينه اكثر إستجمام برىء أكثر من الصيد |
Terörizm temel olarak masum bir yabancıyı almak ve korku yaratmak için öldüreceğiniz kişiye düşman olarak eğitmektir. | TED | ان الإرهاب هو خطف شخص غريب بريء ومن ثم معاملته وكأنه العدو الذي كان يحاربك بهدف صناعة الرعب في صفوف العدو |
Geleneklerinize ve atalarınıza saygı duyarım, fakat masum bir yaşam formunun yokedilmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | احترم تقالديكم واسلافكم لكننا لا يمكننا ان نقبل بهلاك حياة برئية |
Şey, masum bir hayatı riske edebilirmişim gibi değil aslında. | Open Subtitles | حسناً، ليس كما لو أستطيع وضع روح بريئه في الخطر |