"olduğumu" - Traduction Turc en Arabe

    • أنني
        
    • أني
        
    • أكون
        
    • بأني
        
    • انني
        
    • أنّي
        
    • أننى
        
    • اني
        
    • أنّني
        
    • بأنّني
        
    • بأنّي
        
    • اننى
        
    • أنى
        
    • إنني
        
    • وجودي
        
    Geçen gün biri Amerika'daki ikinci en büyük doğal gaz üreticisi olduğumu söyledi. TED قال أحدهم قبل أيام أنني ثاني أكبر منتج للغاز الطبيعي في الولايات المتحدة.
    Eğer özgün biri olduğumu hissediyorsanız bana güvenme ihtimaliniz yüksek. TED إذا شعرتَ أنني إنسانة صادقة، فيوجد احتمال أكبر لوثوقك بي.
    Öğrecilerime göre havalı değildim. Bir çeşit aptal olduğumu düşünüyorlardı. TED لم يعتقد طلابي أني رهيب. اعتقدوا بأني نوعًا ما أحمق.
    daha fazla enerji akıp gidiyor. Ya da ne kadar odaklı olduğumu TED كلما عبرت كمية من الطاقة أكبر خلاله. ربما أكون مهتمة أيضا بمعرفة
    Resifin efendisi olduğumu bilince kendimi canlı hissediyorum. "Resifin efendisi. Open Subtitles في داخلي احس بالحياة عندما اعلم انني سيد الشعب المرجانية
    Film reklamı yapan bir şirketin sahibi olduğumu söylemiştim. Şirketin sahibi olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles كما قلت في الليلة السابقة أنّي أملك شركة تعمل في مجال الدعاية السينمائيّة
    Böyle bir durumda tek ve yalnız olduğumu düşünerek yanılmıştım. TED كنت مخطئة في تفكيري أنني فريدة ووحيدة في هذا الوضع.
    ve diğer uzun tanımlayıcı ifadeler ve sana en kısa zamanda dönmek istiyorum, senin için orada olduğumu bilmeni istiyorum. TED وسلسلة طويلة من العبارات الوصفية الأخرى، وأريد أن أصل لك بأسرع وقت ممكن، أريدك أن تعلمي أنني سأكون بجوارك دائما.
    Senin arkadaşın, can dostun olduğumu kanıtlamak için kızlardan birini ben alacağım. Open Subtitles ولأثبت لك أنني صديقك المقرب سأخلصك من واحدة من الثلاثة وآخذه منك
    Bu alaycılığı küçük erkek çocuklardan farklı olduğumu anladığım gün edindim. Open Subtitles السخرية التي إكتسبتها كانت يوم اكتشفت أنني مختلف عن الأولاد الصغار.
    Eğer hiç işaret gelmezse, benim tehlikede olduğumu anlayıp saldıracaklar. Open Subtitles إن لم أعطي الإشارة معناها أنني في ورطة وأنهم سيهجمون
    Bir adam arayıp işsiz olduğumu bildiğini, ve kamyon sürüp süremeyeceğimi sordu. Open Subtitles . اتصل بيّ رجل ، يعرف أنني عاطل طلب مني قيادة شاحنته
    Feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. TED حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل.
    Ah, anne, biliyorum korkunç biri olduğumu düşünüyorsun, ama siyahlar içinde olmaya dayanamıyorum. Open Subtitles أعلم أنك ستظنين أني فظيعة يا أمي لكني لا أحتمل الظهور مرتدية السواد
    Beslenecek bir boğaz olduğumu, ama annemden daha iyi olduğumu söylerdi. Open Subtitles كانت تقول أني كنت فمّ للتغذية ولكن كنت ألطف من والدتي
    Ergenlik gelmişti ve kız olmanın ne demek olduğuna dair bir fikrim yoktu ve gerçekten kim olduğumu bulmaya hazırdım. TED بلغت سن البلوغ، ولم تكن لدي أي فكرة ما كان يعني أن أكون بنتا وكنت مستعدة لاستكشاف ما كنت حقا.
    Valerie, elimde olmadan hızlı arama listende olduğumu fark ettim. Open Subtitles فاليري، لم أنفك ألاحظ بأني مدرج بقائمة الاتصال السريع لديك.
    Anneme gidip sürpriz parti için fazla büyük olduğumu söyle. Open Subtitles انظر فقط اخبر امي انني كبير جدا على الحفلات المفاجئه
    Doğru olduğumu kanıtladığımda bu ülkeyi bir radikal devrimden daha kurtaracağız. Open Subtitles حين أثبت أنّي على حقّ، سنوفّر على هذا البلد إنقلاباً آخر.
    Ama benim Büyük Kötü Kurt olduğumu düşünmüyorsundur, değil mi? Open Subtitles لا ألومه لكنكِ لا تعتقدين أننى شرير أليس كذلك ؟
    Fakat baksanıza ben asla bu hikayedeki kahraman olduğumu söylemedim ki. Open Subtitles لكن , مهلا أنا لم اقل أبدا اني بطل هذه القصة
    Her neyse, onun her zaman fazla hassas olduğumu düşündüğünü hissederdim. Open Subtitles بأيّة حال، لطالما شعرت بأنّه كان يعتقد أنّني كنت حسّاساً جداً.
    Baban ortadan kaybolduğunda, sana ne kadar üzgün olduğumu söyleyemedim. Open Subtitles أنا ما قلت بأنّني كنت آسف عندما أبّك إختفى، ديلان.
    Seni bu hapishaneye koyanın ben olduğumu bilmen sana acı veriyordur. Open Subtitles لا بدّ أن معرفتك بأنّي من وضعتك في هذا السجن تقتلك.
    Ona elmas bir yüzük alamadığım için ucuz olduğumu söyledi. Open Subtitles لقد قالت اننى بخيل لأننى لم أشترى لها خاتم ماسى
    Benim barışsever biri olduğumu biliyorsunuz yani savaşın her türlüsüne karşıyım. Open Subtitles أنتم تعلمون أنى مسالمة لذا لا اهتم بالحروب من اى اتجاة
    Her zaman sahip olduğumu söylerlerdi, ama hiç yapamadım. Hiç sahip olmadım. Open Subtitles لطالما قالتا إنني أتمتع بها, لكن غير صحيح, لم أتمتع بها قط
    Fakat ikimizin arasında bir fark var. Ben neden burada olduğumu açıklayabilirim. Open Subtitles ولكن الفرق بينى وبينك هو أنني أستطيع أن أفسر سبب وجودي هنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus