Bu son zamanlardaki zincirleme vampir olaylarının arkasında büyük ölçekli bir organizasyon var. | Open Subtitles | هناك منظمة كبيرة تعمل في الخفاء وتسببت بكل هذه الأحداث المتعلقة بمصاصي الدماء |
Bu insanları gizlice izleyen ve düzgün şekilde davranmalarını sağlayan bir organizasyon. | Open Subtitles | بل هي منظمة هدفها مراقبة الناس خلسة. للتأكد من أن تصرّفاتهم طبيعية. |
Öncelikli amacı uzay seyahati olmayan bir organizasyon için çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل لدى منظمة هدفها الرئيسي ليس السفر في الفضاء. |
Temelinde, organizasyon çocukların bakıcı aile sistemiyle kötüye gitme tehlikesinde çocuklara rehberlik ediyor. | Open Subtitles | بصورة أساسية، تعمل المنظمة على مساعدة الذين يتعرضون لخطر الانزلاق في نظام التبنّي |
Böylece, Londra için Ulaşım firması ile çalışıyoruz ve bu organizasyon 50 yıldır, yeni bir otobüs için, bir müşteri olarak sorumlu olmadı. | TED | هكذا كنا نعمل مع النقل في لندن، وهذه المنظمة لم تكن في الواقع مسؤولة كعميل لحافلة جديدة لمدة 50 عاما. |
organizasyon işe yarar, bu nedenle anlam çıkaracak şekilde yaptıklarımızı planlamalıyız. | TED | التنظيم يساعدنا, اذا نحتاج الى هيكلة ما نفعله بطريقة تجعل له معنى. |
Saygın bilgisayar bilimleri profesyonellerinden oluşan kar amacı gütmeyen bir organizasyon. | Open Subtitles | وهي منظمة غير ربحية تتألف من المهنيين البارزين في علوم الكبيوتر |
Kyoto: pakt bazlı bir organizasyon yaratma çabalarının başlangıcı. | TED | إتفاقية كيوتو: بدايات الكفاح من أجل خلق منظمة معتمدة على المعاهدات. |
Bir üretici bulmakla başladık, Vietnam'da MTTS adında Güneydoğu Asya için yenidoğan bakımı teknolojileri üreten bir organizasyon. | TED | لذا نبدأ بإيجاد مصنّع، مثل منظمة تدعى أم تي تي اس في فيتنام، والتي تصنّع تقنيات لحديثي الولادة في جنوب شرق آسيا. |
Bu DNA'sında gizlilik olan bir organizasyon için önemli bir kültür değişimiydi. | TED | كان تغييرا كبيرا في ثقافة منظمة كانت السرية تجري في عروقها. |
Öncelikle, tabi ki inanılmaz gücü, çünkü bir organizasyon içinde değişik fonksiyonları bir araya getirmişti. | TED | في البداية، كانت قوة ضخمة، لأنها وحدت أدوارًا مختلفة تحت منظمة واحدة. |
Gelişmekte olan ülkelerde ihtiyacı olanların ayağına giderek onları ameliyat eden harika insanlardan ve doktorlardan oluşan bir organizasyon. | TED | وهي منظمة رائعة مكونة من أطباء وأشخاص يذهبون للدول النامية ليعرضوا جراحات تجميلية لأولئك الذين هم بحاجة لها. |
Social Finance, benim kurulmasına yardım ettiğim bir organizasyon toplumsal konulara önem veriyor. | TED | المالية الاجتماعية، المنظمة ساعدت إعداد، يهتم الاشياء الاجتماعية. |
Bunlar önemli ve liderler için enerji verici olabilir, ama bunlar organizasyon içindeki çoğu kişi için pek motivasyon sağlayıcı değildir. | TED | هذه الأمور مهمة وبإمكانها أن تكون محفزة للقادة، ولكنها تميل لتكون بالعكس لأغلب الناس في المنظمة |
Bu değişikliklere strateji, organizasyon ve en önemlisi kültür de dâhil. | TED | وهذا تضمن تغيير في الاستراتيجية وفي المنظمة والأهم، في الثقافة. |
İlginç olan bir şey daha şu: Gruplar spontane olarak karıştırıp ilave organizasyon katmanları ekliyorlar. | TED | المثير للإعجاب أيضًا هو أن المجموعات مُزجت من تلقاء نفسها وأضافت إليها طبقات إضافية من التنظيم. |
Ortada gerçekten bizim istihbaratımızı engelleyecek ciddi bir organizasyon var. | Open Subtitles | هنالك حفنة من المنظمات قد تعترض على عملنا بشكل جدي |
Sadece NY'da 15.000 gönüllü, fena değil. organizasyon problemleri de olmasa! | Open Subtitles | خمسة عشر الف متطوع ليسوا سيئين ولكن المشاكل فى الناحية التنظيمية. |
Sürgündeki diğer iki meslektaşıma katıldım ve diğer mültecileri desteklemek için bir organizasyon kurduk. | TED | انضممت إلى زملائي الآخرين في اللجوء وأسسنا مُنظمة لدعم اللاجئين الآخرين. |
Kral, sizi bu organizasyon için hazırlamamı istedi, ki ben de bunu yapmaktan mutluluk duyarım. | Open Subtitles | لقد أمرني سمو الملك بإعدادك لهذا الحدث وأنا سعيد وعلى استعداد للقيام بذلك |
Ya sana beni, arkadaşlarımı öldürmek isteyen, devleti kontrol eden ve... amaçları dünyayı kısırlaştırmak olan karanlık bir organizasyon tarafından kovalandığımı söyleseydim? | Open Subtitles | ماذا إذا أخبرتك أني أهرب مُطارد من قِبَل منظّمة خفيّة تريد قتلي أنا و أصدقائي و تتحكم في الحكومة و هدفها إصابة العالم بالعقم. |
Burada kanserojenleri gruplandıran beş ayrı organizasyon var. | TED | .هذه خمس منظمات مختلفة تصنف المواد المسرطنة |
Eşimle ben, genellikle özellikle bu zamanlarda hayır kurumu partisi düzenleriz bu organizasyon için hayati bir anlam taşıyor. | Open Subtitles | أنا وزوجي عادتاً نقيم حفل خيري بهذا الوقت من السنة إنه حدث أساسي للمنظمة |
Hepimizin çalışmak istediği organizasyon bu değil mi? | TED | أليست هذه هي المؤسسة التي نود جميعا العمل فيها؟ |
organizasyon böyle işlemiyor. | Open Subtitles | هذه ليست الطريقة التي تعمل بها المنظّمة. |
Çok büyük bir organizasyon olduğu izlenimini vermeye çalıştığı doğruydu. | Open Subtitles | لقد كان الأمر حقيقياً بأنهُ كان يُحاول أن يخلق إنطباعاً، بأن هُناك تِلك المُنظمة الكبيرة. |
Gob yakınlarda Sihirbazlar İttifakını kurdu, sihir numaralarını açıklayan göstericilere karşı çıkan bir organizasyon. | Open Subtitles | جوب ابتداء مؤخرا تحالف السحره منظمه تقاطع اى ساحر يقوم بكشف اسرار السحر |
Ama bunun sayesinde Zorba Karşıtları ulusal bir organizasyon olacaktı. | Open Subtitles | لكن هذا كان الشئ الذى سيجعل أخيراً (قاهروا التنمر - ماركة مسجلة) منظمة عالمية |