"söylemesi" - Traduction Turc en Arabe

    • قول
        
    • القول
        
    • قوله
        
    • الجزم
        
    • قولها
        
    • يخبر
        
    • يخبرني
        
    • لقوله
        
    • يقولها
        
    • يخبرك
        
    • يخبرها
        
    • ليقول
        
    • لقول
        
    • معرفة ذلك
        
    • تخبرك
        
    Senin için söylemesi kolay. Sen Mr. White'sın. Oldukça havalı isim. Open Subtitles من السهل عليك قول ذلك ، لديك اسم لطيف سيد وايت
    Senin için söylemesi kolay. Nasılsa askere çağrılma ihtimâlin yok. Open Subtitles أعتقد من السهل عليكِ قول هذا لأن لا يمكنك اختيارها.
    Senin için söylemesi kolay. Geçen sefer bunları yaşamak zorunda kalmamıştın. Open Subtitles من السهل عليك قول هذا لم تعيش الأحداث في آخر مرة
    söylemesi oldukça zor. Rainsford'u tanıyorsun, değil mi? Open Subtitles من الصعب القول تعرف راينسفورد، ألست كذلك؟
    Benden söylemesi, o adamın hakkından geleceğim. Open Subtitles يمكننى القول أننى بالرغم من ذلك ، سوف أصلح عربته
    Bunu bir amigo kız olmayan birinin söylemesi kolay tabii. Open Subtitles حسنا ، هذا امر بسيط قوله بالنسبة لواحدة غير مشجعة
    Senin için söylemesi kolay. Mükemmel cildinle reklam yüzü oldun. Open Subtitles من السهل قول ذلك يا طفلة ملصق مطهر الجليد المثاليِة
    Senin için söylemesi kolay. Kirli ayak gibi koktuğunu söylemediler. Open Subtitles من السهل عليك قول ذلك فلم ينعتك أحد برائحة الحذاء
    - Senin için söylemesi kolay. - Senin adını taşımıyor. Open Subtitles ، من السهل عليك قول ذلك إنه لا يحمل اسمك
    söylemesi biraz zor ama ne zaman pantolonları atsan tekrar almak zorunda kalıyorsun. Open Subtitles من الصعب قليلا قول هذا لكن كلما تخصلت من السروال تضطر لشراءه مجددا
    söylemesi belki şiirsel ve romantik geliyor ama öyle değil. Open Subtitles ربما قول ذلك يبدو شاعرياً و رومانسياً. ولكنه ليس كذلك
    - dünyada en iyisi. - Senin için söylemesi kolay. Open Subtitles أكثر من أى شخص بالعالم من السهل عليك قول هذا
    Bir hafta yememiş gibi hissediyordum, ki söylemesi yapmasından daha kolay... kendi ellerini bile göremiyorken. Open Subtitles اشعر مثل أنني لم أكل في الإسبوع، من السهل القول من العمل عندما لا يمكنك حتى ان ترى يديك
    - Hadi şu bebeği durduralım. - söylemesi kolay, ama ben yanındayım. Open Subtitles لنوقف هذا القطار من السهل القول ولكن العمل أصعب
    söylemesi zor, ben fazlasıyla erotik buldum. Open Subtitles من الصعب القول. وجدت الكلام عنه رومانسى.
    Sizin gibi bir doktoroun bunu söylemesi bir iltifattır. Open Subtitles حينما يصدر هذا القول من جرّاح بارز مثلك فتلك مجاملة فى الواقع.
    söylemesi zor, sen sadece eğlence için oynuyorsun. Open Subtitles من الصعب القول لكنك تلعبين فقط لأجل المرح
    Ben söylemem gerekeni söyledim, o da söylemesi gerekeni söyledi işte. Open Subtitles رأيت فقط ما علي رؤيته، و قال ما عليه قوله فقط.
    Bunun gibi geriye dönük hafıza kaybı için söylemesi zor ama hasta, geçmiş yaşamını unutabilir. Open Subtitles يصعب الجزم بذلك ، حالات فقدان الذاكرة الانتكاسي كتلك قد تجعل المريض ينسى أعواماً من حياته
    İnsanların ne istediğini söylemesi gerekir. İlk -kez seks- zor durum. Open Subtitles من الآن فصاعداً, يجب على الناس قولها كما هي عليه الجنس بالمره الأولى, امر مخادع
    Trump'ın sevilmesinin bir diğer nedeni, ne düşünüyorsa onu söylemesi. TED سبب آخر لشعبية ترامب: أنه يخبر بما يفكر به.
    Sipariş etmeden önce bana söylemesi gerekirdi, fakat bana daha sonra söylemiş olurdu. Open Subtitles كان عليه أن يخبرني قبل طلبها لكنه كان سيخبرني بعدها لو فعل
    Senin yaşındaki birinin bunu söylemesi inanılmaz olgunca bir şey. Open Subtitles وذلك بشكل لايصدق قولٌ راشد لشخصٍ في مثل عُمرك لقوله
    Hep nefret ederim. Şimdi onu söylemesi için her şeyimi veririm. Open Subtitles كنت دائماً أكره ذلك ولكن الآن سوف أفعل أي شئ لكي أسمعه يقولها ثانية
    Daha da kötüsü herkesin çözümün çok basit olduğunu söylemesi. Open Subtitles والأسوأ من ذلك أن كل شخص يخبرك أن الحل بسيط
    Birinin ona gidip, söz verdiğin gibi düğüne odaklanmak yerine, küresel karışıklıklar ve kozmik radyasyon üzerine araştırmalar yaptığını söylemesi olur. Open Subtitles أن يخبرها شخص ما أنك كنت تحقق في الإضطرابات العالمية والإشعاع الكوني بدلا من أن تركز على الزفاف مثلما وعدت
    Tamam mı? Birinin bunu söylemesi için bütün gün bekledim. Open Subtitles لقد انتظرت اليوم بطوله كي يأتي شخص ليقول لي هذا
    Ve söylemesi gereken şeyi söylemek için asla uygun bir zaman olmayacaktı. Open Subtitles وكان هناك قط وقتا طيبا لقول ما كان عليها أن أقول.
    Bu kadar çürümüşken, söylemesi zor. Open Subtitles صعب معرفة ذلك بعد تحلل الجثة بهذا الشكل.
    Sana daha önce söylemesi gerektiğini söylemiştim ama nasıldır bilirsin... Open Subtitles قلت لها أن تخبرك في وقت سابق، لكن أنت تعرفها كم هي..

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus