| Ben bundan sonraki seferde beni de Wichtown'a götürmeye söz verdi. | Open Subtitles | بن وعد أن يأخذني في رحلة لويتشيتا ويبين لي كيف يعيشون |
| Çocuğu reşit olduğunda, mutluluk ve refah getirmesi için ona geri getireceğine söz verdi. | TED | وعد بأن يعود عندما يصل الطفل للبلوغ، ليجلب له السعادة والازدهار. |
| Takım menajeri onu deneyeceğine söz verdi. Gerisi ona kalmış. | Open Subtitles | المدرب وعدني ان يعطيه تجربة والباقي يعتمد على اداء سانتياغو |
| Nana'yı eve götürmeliyim ve sorunları çözmemde bana yardımcı olmak için söz verdi. | Open Subtitles | هل أيمي مستيقظة؟ عليّ أن أقود الجدة لمنزلها، وقد وعدتني بأن تتعامل معها. |
| Suçlamanın kaydımdan silineceğine dair söz verdi ve karşılık olarak 2 kademe yükseltilecektim bu yüzden bunun gerçekleştirilmesini istiyorum. | Open Subtitles | لقد وعدت بأن يتم حذف الاتهام من ملفي، وأنه سيتم ترقيتي درجتين كتعويض، لذا أريد التأكد من إتمام هذا |
| Evet, ve bu gece burada olanları kimseye söylemeyeceğine söz verdi. | Open Subtitles | .. أجل، وقد قطع وعداً أنه لن يخبر أحداً بما حدث هنا الليلة |
| Ama haberi yayacağına söz verdi ve şimdi Birleşmiş Milletler ile yakın çalışıyoruz. | TED | ولكنه وعدنا على نشر الخبر، والآن نعمل وبشكل وطيد مع الأمم المتحدة. |
| Baumfree'nin sahibi John Dumont 1826'da onu serbest bırakacağına dair söz verdi. | TED | وعد جون دومونت، مستعبِد بومفري، بتحريرها بحلول عام 1826. |
| Şefleri, mesajını alınca 200 adam daha göndereceklerine söz verdi. | Open Subtitles | وعد الرؤساء 200 أكثر العدائون عندما تطرد النداء. |
| -Gördük işte. Sonu geldi. -Geri döneceğine söz verdi. | Open Subtitles | لقد رأيناه ، انها النهاية لقد وعد أن يعود |
| Peder Joseph, Vali bana söz verdi Leon Alastray adil yargılanacak. | Open Subtitles | أيها القس جوزيف لقد حصلت على وعد الحكومة بأن ليون ألستراي سيلقى محاكمة عادلة أقسم لك |
| Vali kumarla ciddi bir şekilde savaşacağına söz verdi ben de sorun çıkmaması için iki saatliğine işleri durdurdum. | Open Subtitles | العمدة وعد بالتصرف بحزم مع المخالفين . لقد أوقف الجميع لمدة ساعتين ليبدو كل شيء بشكل جيد |
| Planlarım aşama kaydetti, Peter. Başkan, karar vereceğine dair söz verdi. | Open Subtitles | لقد اقتربت خطتي يا بيتر فقد وعدني الرئيس بالبت في الأمر |
| Ama döneceğini biliyorum. Bana doğumgünümde kriket sopası alacağına söz verdi. | Open Subtitles | أعرفة جيداً، وعدني أنة سوف يشتري لي مضرب الكريكت لعيد ميلادي |
| Küçüklüğümden beri iş makinesi kullanmayı öğreteceğine dair bana defalarca söz verdi. | Open Subtitles | وعدني مراراًً وتكراراًً منذ أن كنت صغيراً بأنه سيعلمني أن أقود الرافعه |
| Lee bana bu dansı söz verdi. | Open Subtitles | إعذريني عزيزتي وعدتني السيدة لي بهذه الرقصة |
| Soyadını öğrenemedik henüz,ama Bridgette yarın soyadını ve telefon numarasını öğreneceğine söz verdi. | Open Subtitles | ليس لدينا لقب حتّى الآن، لكنها وعدت الحصول عليه و رقم التّليفون غدًا |
| Mektubu kimseye göstermeyeceğine dair bana söz verdi. | Open Subtitles | قطع لي وعداً بأنه لن يستخدم هذه الرسالة بأي شيء |
| Hamar, Firavun gömüldüğünde sizin özgür bırakılacağınıza söz verdi. | Open Subtitles | هامان وعدنا أنه سيطلق سراحنا عندما يتم دفن الفرعون. |
| Minik arkadaşı, çocukların önünde onun böyle konuşmayacağına söz verdi. | Open Subtitles | لكن صديقة وعدنى انه لن يقولها أمام الاطفال وهذا جيد |
| Michael Medwicki ona sarılıp tüm bunlar için söz verdi. | Open Subtitles | مايكل Medwicki وضع يديه على له حول ووعد كل ذلك. |
| Yarın, saat dokuzda, onun evinde. Onunla konuştum. Sizi bekleyeceğine söz verdi. | Open Subtitles | غدا، في التاسعة في منزله لقد تحدثت إليه، ووعدني بأنه سيكون جاهزا |
| Gomulka, Polonya'nın Varşova Paktının sadık bir üyesi olarak kalacağına söz verdi. | Open Subtitles | تعهد جومولكا أنّ بولندا ستظلّ عضوًا مواليًا لحلف وارسو |
| Adam hayatları boyunca çocuklarımla ilgilenmeye söz verdi. | Open Subtitles | الرجل وَعدَ للإعتِناء بأطفالِي لبقيّة حياتِهم |
| Etmek zorundaydım. Yüzümün kalmasına izin verdi. Gösteri zamanında, beni serbest bırakacağına söz verdi. | Open Subtitles | اضطررت لهذا، لقد سمحت لي بالإبقاء على وجهي، ووعدت أن تحررني وقت التجلي |
| Adam iyi bir ölümü size söz verdi,.. ...boğulmak da diğerleri kadar iyidir. | Open Subtitles | الرجل وعدك بموت جيد، و إنّك تغرق كبقيةالرجال. |
| Ve o gün, bir söz verdi. | Open Subtitles | وفي حقيقة ، في ذلك اليوم ، انه قدم له وعدا. |
| Sonunda annemle Amerika'ya geldiğimizde bundan sonra her yıl bir Noel ağacımız olacak diye bana bir söz verdi. | Open Subtitles | كان ينكسر قلبى , عندما أمى أخيراً إنتقلت من هناك وعدتنى أننا سوف نحظى بشجرة عيد الميلاد كل عيد ميلاد |