Evet efendim. Daha bebekler. Sarı saçlı küçük bir kız. | Open Subtitles | أجل يا سيدى , مجرد رضيعتين بنات بشعر أصفر ذهبى |
Siyah saçlı. Puro içiyor ve genellikle hasır şapka giyiyor. | Open Subtitles | شعره أسود ويدخن سيجارا وغالبا ما يرتدى قبعة من القش |
Benim yaşlarımda, zayıf, uzun sarı saçlı büyük gözleri var ve çok masum. | Open Subtitles | في نفس عمري، نحيفة، شعرها طويل، كستنائي. عيناها واسعتان، لونهما أزرق، بسيطة وجادة. |
O siyah saçlı kadın hakkında bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أي شيء عن تلك المرأة هناك؟ ذات الشعر الأسود |
Acaba sarı saçlı, mor pijamalı, ve uyku vakti gelen kim olabilir? | Open Subtitles | من هو ذو الشعر الأشقر ويرتدي ثياب نوم أرجوانية وفاته موعد نومه؟ |
Karşıdaki tezgahın yanında sarı saçlı, yeşil ceketli, falafel yiyen bir adam var. | Open Subtitles | في عرض الشارع , رجل بشعر اشقر وسترة خضراء وبعدسات , ويتناول توابل |
Başka bir siyah saçlı, mavi gözlü yiyecek çalarken yakalanmış. | Open Subtitles | أخرى بشعر أسود وعيون زرقاء تم الامساك بها تسرق الطعام. |
Bu arada bir saniyeliğine ara vermek istiyorum, çünkü duydum ki TED'de konuşma yapmak için bir ön koşul varmış -- eski günlerden kabarık saçlı bir resminiz olması gerekiyormuş. | TED | في الواقع سأتوقف للحظة لأنني سمعت أنه لتحدث في تيد يجب أن تكون لديك صورة شخصية من الأيام الخوالي بشعر كبير |
Drake Anderson olarak tanınan bu şahıs... 1.70 boylarında, koyu kahverengi saçlı ve boynunda bir örümcek dövmesi var. | Open Subtitles | انه مشهور باسم درايك اندروسن اندرسن من 5 قدم ل 10 شعره اسود غامق يوجد على رقبته وشم عنكبوت |
Koyu saçlı, orta boylu, geçici olarak Meksika'daki bir kampta yaşıyor. | Open Subtitles | شعره داكن ومتوسط الحجم يقيم حالياً في بلدية العصر الجديد بالمكسيك |
Hayır hayır. Burada çalışan beyaz saçlı yaşlı bir adam vardı. | Open Subtitles | لا لا ، هناك رجل مسن لون شعره أبيض يعمل هنا |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
"bir zamanlar altın saçlı bir kız vardı... güzel bir evde yaşamaya giden..." | Open Subtitles | ذات مر كانت هناك فتاة شعرها أشبه بالذهب ذهبت لتعيش فى منزل جميل |
Sarışın bir kızı görmek istiyorum. Kısa düz saçlı ve 25 yaşlarında. | Open Subtitles | أريد رؤية الفتاة الشقراء ذات الشعر القصير المفرود، عمرها حوالي 25 عام |
Bu şarkı kırmızı saçlı kıza ve uzun böylu adama gidiyor. | Open Subtitles | هذه الاغنية مهداه إلى الفتاة ذات الشعر الاحمر و الشاب الطويل |
Sarışın adam kıvırcık saçlı adam ve yaralı konusunda bize yardım eden Alman. | Open Subtitles | و ذو الشعر المجعد و الرجل الألماني الذي كان يساعدنا مع الرجل المجروح |
Minyon, kahverengi ya da kızıl saçlı ve takma tırnaklı biri. | Open Subtitles | ،إذن، إمرأة قصيرة ذات شعر بني أو أحمر مع أظافر مزيفة |
Ela gözlü, siyah saçlı ve açık tenli olarak belirtmişsiniz. | Open Subtitles | لقد حددتم عيونٌ بنية و شعرٌ غامق و بشرة بيضاء |
Kızıl saçlı kıza ayıcık kazanmak uğruna 3 doları hiç etmiştin. | Open Subtitles | لقد فجرت 3 اوزات في محاولة الفوز بدمية الدب لتلك الصهباء |
İri, yağlı, kıvırcık saçlı, küçük, gaddar gözleri ve siyah gözlüğü var. | Open Subtitles | ضعيف البنية, ذو شعر مجعد, و عينا صغيرتان, و يضع نظارات شمسية. |
Yeşil saçlı bir palyaçonun arkasına yeşil bir duvar koyamazsın! | Open Subtitles | لا تستطيع وضع جدار اخضر خلف مهرج ذى شعرٍ اخضر. |
...birden kıvırçık saçlı, başında şapkası olan, çok yakışıklı bir adam belirdi. | Open Subtitles | حينها ظهر ذلك الرجل الوسيم بشعره الاسود المجعد تحت قبعته رجل وسيم جداً |
O zaman onu seçemedim çünkü gözüm gür saçlı bir adam arıyordu. | Open Subtitles | لم أقم بتمّيزه في ذاك الوقت لأنني أخترت ذاك الرجل بالشعر الكثيف |
O uzun saçlı boşboğaz sözünü tutsaydı... işimizi huzurla yapıyor olacaktık. | Open Subtitles | لكن لو تأخر قدوم ذي الشعر الطويل لكنا نعمل في هدوء تام |
sarı saçlı olacağının garantisini veren kimse yok. Arkadaş gruplarından öğreneceğiniz bazı kimlikleriniz de var. Ben onlara yatay kimlikler diyorum, | TED | ومع ذلك، لا أحد يحاول أن يجعل الجيل القادم من الأفارقة أو الآسيويين في أميركا أن يجعله يأتي ببشرة بيضاء وشعر أشقر. |
Kızıl saçlı olan. | Open Subtitles | وأخبره بأنّ يتمالك نفسه إنّه صاحب الشعر البنيّ |