Sana bir hediye getirdim, Jan. Muazzam birşey ve senin olmalı. | Open Subtitles | جان، أحضرت لك هدية جيدة بحيث يجدر بك الحصول عليها. |
Seni görmek için bekleyemedim. Sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | لم أكن استطيع فراقك أكثر من ذلك لقد احضرت لك هدية ايضا |
Bu yüzden ne kadar ilerlediğimizi simgelemesi için Sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | لذا أحضرت لك هدية رمزا لما وصل إليه حبنا |
Ve seninle kalmama izin verdiğin için Sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | ولقد جلبت لكِ هدية لتسمحي لي بالبقاء معكِ. |
Aslında Sana bir hediye getirmeyi istedim, Nora, | Open Subtitles | في الواقع ، عندما أردت إحضار هدية لكِ يا نورا |
Kendi aileni doğum gününe davet etmedin... ama ben Sana bir hediye getirdim. | Open Subtitles | لم تكترث لدعوة والديك إلى حفلة عيد ميلادك ولكن... لقد جلبت لك هدية |
Hey ortak, Vincent'ten Sana bir hediye getirdim. | Open Subtitles | ايتها الشريكة جلبت لك هدية صغيرة من فنسنت |
Ne istediğini bilmezsem Sana bir hediye öneremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نقدم لك هدية إن لم أكن أدري ما تريد. |
Ve şimdi bunu gördüğüme göre, Sana bir hediye vermeliyim" | TED | والان وقد تأكدت، فانني اريد ان اقدم لك هدية" |
- Sana bir hediye getirdim. - Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | ـ لقد أحضرت لك هدية بسيطة ـ ماذا تعني؟ |
Teşekkür etmek için, Sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت لك هدية تعبيراً عن امتناني |
Kutlamak için Sana bir hediye aldım... | Open Subtitles | لقد اشتريت لك هدية .. للاحتفال بـ |
Sana bir hediye aldım. Ama ben sana almadım. | Open Subtitles | ـ جلب لكِ هدية ـ لكن لم أجلب لك هدية |
Şaka yapıyor olmalısın. Sana bir hediye vermeme müsade et. | Open Subtitles | لابد انك تمزح دعني اشتري لك هدية |
Geçen Noel Sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | اشتريت لك هدية عيد رأس السنة الماضي. |
Yine de ne kadar tedbir alsak azdır, o yüzden Sana bir hediye getirdim. | Open Subtitles | و مع هذا لا يمكنك ان تكوني حذرة لذا أحضرت لكِ هدية |
Eve giderken durup Sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | وأنا بطريقي للمنزل، توقفت وإشتريت لكِ هدية |
Al Sana bir hediye komik surat. | Open Subtitles | تفضليّ هدية لكِ ، أيها الوجه المضحك |
Anlaşılan müdire hanım Sana bir hediye bırakmış bebeğim. | Open Subtitles | يبدو آن الآنسة المسؤولة قد تركت هدية لك يا عزيزي |
Selam. Sana bir hediye aldım. İlk resmi cinayet vakanı kutlamak için. | Open Subtitles | هيه، لقد ابتعتُ لك هديّة للاحتفال بأوّل قضيّة جريمة تتولّينها رسمياً |
Belki Sana bir hediye alana kadar, ölmeyiz. | Open Subtitles | من المحتمل ان نبقي فتره كافيه احياء كي اشتري لك هديه |
Az kalsın unutuyordum. Efendim Sana bir hediye yolladı. | Open Subtitles | كدت أنسي , سيدي أرسل لكِ هديه |
Herkesin ortasında hediye vermekten hoşlanmam ama Sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | لا أقوم بإعطاء الهدايا أمام العامة لكنّي أحضرت لكِ هديّة |
Evet, Sana bir hediye vereceğim. | Open Subtitles | أجل، ستحصل على هدية مني |