Ne kadar sert olursan ol Sana hiçbir şey anlatmayacağım. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت تدرك بأني لن أقول لك أي شيء مهما كان عنفك |
Sana hiçbir şey söylemedi mi? Hemen geri döneceğini, arabanı ödünç almak istediğini? Sadece gizlice sıvışıp, telefonunu bırakıp Mercedes'ini mi aldı? | Open Subtitles | لم يقل لك أي شيء؟ تسلل للخارج ، تاركا الهاتف ، وأخذ سيارتك؟ |
Sana hiçbir iyilik yapmam, cin. Terket burayı. | Open Subtitles | أنا لا أدين لك بأي خدمات ، أيها الجنيّ ، ارحل |
- Hepsi o adamım, seninle ilgileneceğiz. - Hepsi o dostum, hepsi o. Sana hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | سنعتني بك ، لن يحدث لك شئ ، أنت صغيري الليله |
Ve sen bunu benim için yapacaksın, ve Sana hiçbir şey borçlanmayacağım. | Open Subtitles | وأنت ستفعل ذلك من أجلي وأنا لن أكون مدينةً لك بشيء |
Sana hiçbir şeyin teminatını veremem McManus, ne kendimin ne de cemaatimin iyi davranışları için. | Open Subtitles | لا، لا يُمكنني التأكيد لكَ بأي شيء يا (ماكمانوس) على الأقَّل لا يُمكنني تأكيد تحسين سلوك جماعتي أو نفسي |
Sana hiçbir şeyin olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | سأتأكد من أنه لن يحدث لكِ أي مكروه |
Tüm keşler güvenilmezdir. Sana hiçbir şey yollamayacak. | Open Subtitles | جميع السكارى لا يجب الوثوق بهم انه لن يرسل لك أي شيء. |
- Olanlara bakarak konuşursak Sana hiçbir şey ihtimal dışı gibi görünüyor mu? | Open Subtitles | كجزء من خطة أكبر؟ بالنظر إلى الأحداث التي جرت أيبدو لك أي من هذا خيالياً او مبالغ فيه؟ |
Bunun sevimsiz bir durum olduğunu biliyorum ama her zaman bu kadar öfkeli ve pervasız olmanın, Sana hiçbir faydası olmayacak. | Open Subtitles | أعرف بأنه وضعٌ بغيض ولكن كونك عصبياً جداً ومتهور طوال الوقت لن يقدم لك أي منفعة |
Şimdi çok kötü hissediyorum bak. Sana hiçbir şey almadım ben. | Open Subtitles | والآن أشعر أنني فظيعة، فلم أحضر لك أي شيء. |
Hakkım olan şeyi istemem dışında Sana hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | لم أفعل لك أي شيء أبداً سوى المطالبة بحقي. |
Sana hiçbir şey borçlu değilim! Belki bir yumruk! | Open Subtitles | أنا لا أدين لك بأي شيء، باستثناء ربما صفعه |
Sana hiçbir iyilik borçlu değilim. Seninle çalışmaya söz verdim, senin için değil. | Open Subtitles | لا أدين لك بأي جمائل وعدتُ بأن أعمل معك، وليس لك |
Dediklerimi yaparsan, Sana hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | إن فعلت ما أمر به لن يحدث لك شيء |
Tek yapması gereken Sana hiçbir şey söylememesiydi. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله أن يوافق على عدم البوح لك بشيء |
Sana hiçbir şey borçlu değilim. | Open Subtitles | لا أُدينَ لكَ بأي شيئٍ. |
Sana hiçbir şey yapmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفعل لكِ أي شيء. |
Dediğimi yaparsan Sana hiçbir şey olmaz. | Open Subtitles | إذا التزمت السلوك الحسن لن يصيبك أي مكروه |
Yaşarken Sana hiçbir zaman iyi davranmamıştım. | Open Subtitles | انا لم افعل لكِ شيئا طيبا عندما كنت حية |
Alınma ama Binbaşı, ama şimdiye kadar Sana hiçbir şey söylemedi. | Open Subtitles | لا مخالفة،ميجور،لكن حتى الآن لم يخبرك شيء. |
Bu çok tatlı ama Sana hiçbir şey olmayacak. Ben buradayken olmaz. | Open Subtitles | هذا جميلٌ جدّاً لكنْ لن يصيبك شيء طالما أنا هنا |
Benim bilmek istediğim şu, Sana hiçbir şey bırakmadığımda durumun ne olacak? | Open Subtitles | أريدأنأعرف.. ما هي قيمتك عندما لا أترك لك أيّ شيء! |
Sana hiçbir şey borçlu değiller. Güç dengesini kendi açılarından sağlayan bir teşvik yok anladın mı? | Open Subtitles | لا يدينون لك بأيّ شيء، لا يوجد دافع، ممّا يرجّح كفّتهم في ميزان القوّة، صح؟ |
Deliller onun aleyhine, kabul ediyorum. Ama Sana hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | الأدلة كلها ضده, اعترف بذلك ولكن, لاشئ سيحدث لك |
Fakat sana su gerçegi söylemeliyim Rick'de diger gençler gibi Sana hiçbir seyin sözünü vermeyecektir. | Open Subtitles | لكنّني أدلي لكِ بحقيقة الأمر، أنّ.. (ريك) ، على غرار جمع المراهقين، سيوعدكِ بأيّ شيء. |