Tartışma bölümünü kapandı, ateşli bölüm hala devam ediyor desek daha iyi. | Open Subtitles | لنقل أن جزء النقاش قد توقف لكن الجزء الساخن ما زال مستمر |
Bu, öğrencileri devam etme konusunda heveslendirdi ve ayrıca herkesin aynı anda aynı şey üzerine çalıştığı anlamına geliyordu. Eğer bir Tartışma forumuna giderseniz, Birkaç dakika içinde bir arkadaşınızdan cevap alabiliyordunuz. | TED | وقد دفع هذا الطلاب للمضي قدماً وكذلك عنى أن الجميع يعملون على نفس الموضوع في نفس الوقت لذلك إذا ذهبت إلى منتدى النقاش يمكنك الحصول على الاجابة من نظير لك خلال دقائق |
Bana bugün Bayan Calder ile bir Tartışma yaptığın söylendi. | Open Subtitles | قيل لي بأنك دخلت في جدال مع السيدة كالدر اليوم |
Sigara kaçakçılığından yakalanan Koreli diplomatlarla ilgili Almanya Federal Meclisinde bir Tartışma vardı. | Open Subtitles | كان هناك نقاش في البرلمان بخصوص الدبلوماسيون الكوريون الشماليون الّذين أُمسكوا بتهريب السجائر. |
Sanırım savaşarak Tartışma modeli bu tip diğer Tartışma çözümlerini de engelliyor. | TED | و أعتقد أن الجدال بصيغة الحرب يعطل هذه الأنواع الأخرى من الحلول. |
Bu sohbeti Amerika Birleşik Devletleri bağlamında ele alacağım ancak bu Tartışma eşitsizliğin artmakta olduğu her ülke için geçerlidir. | TED | سوف أضع إطارًا لهذه المحادثة فى سياق الولايات المتحدة لكن هذه المناقشة تنطبق عمليا على أي بلد لمواجهة عدم المساواة |
Bu konuyla ilgili beklenen Tartışma için sigorta evraklarının kopyalarını getirdim. | Open Subtitles | كنت أتوقع مناقشة هذا الموضوع, لذلك أحضرت بعض من أوراق التأمين. |
- Tartışma. | Open Subtitles | أنا عملت في باديء الأمر، لكن انظر، لا تجادل |
İşte bu, bence demokratik Tartışma sanatının yeniden inşasına gidecek yoldur. | TED | ذلك، كما يبدو لي، هو الطريق لنبدأ باستعادة فن المناظرة الديموقراطية. |
Herkes inanılmaz sıkılmıştı, çünkü bu Tartışma üç hafta sürdü. | TED | وقد أصاب الجميع نفور فظيع في الواقع، لأن هذا النقاش استمر لمدة ثلاثة أسابيع. |
Nihayetinde amaç Tartışma konusu oluyor. | TED | وفي جميع الأحيان، فإن النقاش يدور حول الجهل. |
ES: Bildiğiniz gibi bu tartışmanın parçası olan herkes benim ve benim şahsım üzerinden, beni tanımlamak üzerinden Tartışma yürütüyor. | TED | إد: أنت تعرف كل شخص تعرض لهذا النقاش يعاني ليتفهمني وليتفهم شخصيتي وكيف بإمكانه أن يصفني. |
Babama hastanedeki devriyesinde yardımcı oluyordum ve bir Tartışma yaşadık. | Open Subtitles | أنا كنت أساعد أبي في ذهابه للمستشفى وحدث بيننا جدال |
Bu sürekli bir içsel Tartışma, arabuluculuk yapacak kimse yok. | TED | إنه جدال داخلي مستمر، ولايوجد أحد ليحّكم في الأمر. |
Senin yolunla ilgili en ufak bir Tartışma bile duymak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أزيح أي أي نقاش حول ماهية طريقتك |
Ve şu tartışma: eğer sınıf kapasitesini arttıracaksanız bunu nerede yapacaksınız? Ne kadar etkili olacak? | TED | وهناك نقاش آخر: إذا قمنا بزيادة حجم الفصول الدراسية، أين ستفعل ذلك؟ وما مدى تأثير ذلك؟ |
Bir komşu uyanır, bazı Tartışma sesleri duyar, camdan bakar. | Open Subtitles | اذن جارتك استيقظت من النوم,وسمعت بعض الجدال الحاد,ونظر لخارج شباكها |
Her hafta, sınıfa girdiklerinde, o haftanın ders notlarını buluyorlar, okuma çalışmasını, ödevi ve Tartışma sorularını buluyorlar ki, bunlar bizim derslerimizin temelidir. | TED | في كل أسبوع، عندما يذهبون إلى الصف، يجدون ملاحظات المحاضرة لهذا الأسبوع، وواجبات القراءة و الواجب المنزلي و سؤال المناقشة وهو جوهر دراستنا. |
Tabii ki on binlerce kişiden oluşan bir sınıfla Tartışma yapamazdık, o yüzden bu çevrimici forumların oluşmasına destek olduk. | TED | بالطبع ، لم يكن لدينا فصل مناقشة فيه عشرات الآلاف من الطلاب لذلك فقد شجعنا و رعينا هذه المنتديات عبر الانترنت |
Önünde koca bir hayat var. Benimle Tartışma. | Open Subtitles | انت لديك حياتك كلها امامك لا تجادل. |
Şimdi, bu kısa Tartışma bile, birçok ekonomistin gözden kaçırdığı birşeyi ortaya çıkarıyor. | TED | الآن، ما جلبته هذه المناظرة القصيرة، هو شيئ يغفله العديد من الاقتصاديين. |
Ama kızışan Tartışma yerini aniden bir bükme muharebesine bırakır. | Open Subtitles | ولكن سرعان ما تحول الجدل الساخن إلى معركة خارقين شرسة |
Hangimiz daha süperiz diye ufak bir Tartışma yaşadığımız olmuştu. | Open Subtitles | لقد كان هناك شجار بسيط عن أي منا هو الأروع |
gardiyanla Tartışma başlatmanı istiyorum, kendine vurdurt. | Open Subtitles | أريدك أن تفتعل جدالاً مع الحارس. اجعله يضربك، |
Şimdi benimle Tartışma. Kamerayı kap gel. | Open Subtitles | لا تجادلني الآن , فقط أخرج وأحضر الكاميرا معك |
Dee, bu son olsun! Benimle Tartışma! Mac, polisi ara. | Open Subtitles | دي هذا قرار نهائي لا تجادليني ماك اتصل بالشرطة |
Annem her zaman bir kadın kızgınken onunla asla Tartışma derdi. | Open Subtitles | أمي لطالما اخبرتني لا تتجادل أبدا مع إمرأة عندما تكون غاضبة |
Tartışma olmaz bugün O zaman ne diyeyim | Open Subtitles | لا أسمع أيّة مجادلة فهل لي بِالقول فوراً |