Bu trenin ağırlığını hayatta kaldıramaz. Geri dönsek iyi olacak. | Open Subtitles | .لن تتحمل أبداً وزن هذا القطار من الأفضل أن نعود |
Bunu yapan trenin hareketiyle ilgili bir şey. Bütün bu hareket kadınları azgınlaştırıyor. | Open Subtitles | انه بخصوص حركه القطار التى تسبب ذلك كل تلك الحركه تجعل الفتاه شهوانيه |
Ayrıca farkında değilsen söyleyeyim, bu trenin çok az zamanı var. | Open Subtitles | و إذا لم تكن قد لاحظت فهذا القطار ملتزم بمواعيد صارمة |
Alt çeşitleri, yüksekten atlama trenin,kamyonun,atın altına atlama, vapurdan atlama. | Open Subtitles | تحت عجلات قطار,تحت عجلات شاحنة سقوط من حصان, من سفينة |
Eğer gazetelere çıkmak istiyorsan trenin önüne atla, daha fazla seyirci bulursun. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين الظهور في الجرائد إقفزي أمام قطار فالمشاهدين هناك أكثر |
Bu trenin kralı gibiyim ben. Evet. Kutup Ekspresi'nin kralı. | Open Subtitles | أنا ملك هذا القطار ،نعم أنا ملك قطار القطب الشمالى |
Ama yine de Mavi trenin Pulman vagonunda yolculuk yapıyorsunuz. | Open Subtitles | ورغم ذلك, فقد سافرت فى الدرجة الأولى فى القطار الأزرق |
Şüphelinin, trenin camından aldığımız avuç içi izi veri tabanında kimseyle eşleşmedi. | Open Subtitles | بصمة كف مشتبهنا من زجاج القطار لم تصلني لشيء في سجلات البصمات |
Onlara trenin önünde durmalarını emredersem onu da mı yapacaklar? | Open Subtitles | إذا أمرتهم أن يقفوا أمام القطار فهل سيفعلون ذلك أيضا؟ |
trenin seni uzaklara götürdüğünü gördüğüm an yokluğunun katlanılmaz olacağını anlamıştım. | Open Subtitles | لحظة رأيت القطار يأخذك بعيدا أنا أعرف أن غيابك سيكون ايطاق. |
Konu bir trenin raydan çıkmasına gelince kanunun hiçbir şey unutmaması komik. | Open Subtitles | المضحك أن القانون لديه ذاكرة يعبدة عندما يتعلق بالخروج عن قضبان القطار. |
trenin üzerinde gittiği, uzun metal parçasında kaybolmayız, değil mi? | Open Subtitles | تِـلك القُـضبان المـعدنية مُـمـتـدة, حيث يـذهب القطار أليس كذلك يارئيس؟ |
- Tamam, şu anda trenin kontrolü bizde... - ...vagonları ayırabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، بما أننا سيطرنا على القطار الآن، فإنّ بإمكاننا فصل العربات. |
Fizikçiler bize uzun zamandır trenin metalinin katı göründüğünü, ama gerçekte, çoğunlukla etrafta koşturan mikroskobik parçacıkların olduğu boşluk. | TED | يقول العلماء بأن معدن القطار يبدو صلدا بينما هو فضاء خالي تدور فيه أجسام مجهرية |
Bir havai tren, raylardan gürültüyle geçiyor ve her trenin geçişi, odanın içinde birebir yankılanıyordu. | TED | بينما كان صوت القطار يرنُ فوق مساره كانت تهتز الغرفة بهدوء تام بصدى صوته كلما تمرُ عربة قطار. |
Sağın anlamı trenin bir vagon boyutu ileri gitmesi, solun anlamı ise trenin aynı mesafede geri gitmesi demek. | TED | "يمينًا" تعني أن القطار سيزيد بمسافة سيارة واحدة إلى الأمام، و"يسارًا" تعني أن القطار سيزيد بنفس المسافة إلى الخلف. |
Hani insanlar hep, elini hızla giden trenin önüne uzatmamalısın der ya? | Open Subtitles | ألا يقول الناس عادة لا ينبغي أن تضع يدك أمام قطار سريع؟ |
Siz ve kuramınız raylara yapıştıktan sonra trenin yalnızca bir simgeden fazlası olduğunu anlamış olacağız. | TED | وبعد أن تبتعد انت ونظرياتك سنعرف إن هناك ما هو أكثر من ايقونة قطار |
bir sürü vaktim var ama senin trenin kalkıyor iyi denemeydi yaşlı adam ama bu sefer onu sen alıcaksın | Open Subtitles | لدي الكثير من الوقت لكن قطارك يرحل هناك محاولة جيدة ولكن الأن ستأخذ ما تستحق |
O herifin arabasını kadına sen fırlattın. Şu trenin haline bak. | Open Subtitles | إنه أنت من ألقيت بسيارة ذلك الشخص . على سيارة تلك المرأة ، ناهيك عما فعلته بالقطار |
Elinizde beş (milyon) pound kalırdı ve insanlar trenin daha da yavaş gitmesini isterlerdi. | TED | سيكون لديك متبقياً خمسة بلايين جنيهاً وسيطلب الناس إبطاء القطارات |
Çantaları yarınki ikinci hızlı trenin kalkış vaktinde getireceksin. | Open Subtitles | أذهب بهما غداً على متن الرحلة الثانية للقطار فائق السرعة |
Kendimi bir trenin altına atıyorum. | Open Subtitles | ما الذي يبدو أني افعله؟ أحاول أن أصطدم بقطار |
On vagonlu bir trenin bir noktadan geçmesi on saniye alıyor. | Open Subtitles | يستغرق القطارِ ذو الست عربات عشرة ثواني لعبور نقطة محددة. |
Cinayet sebebini bilemem ama trenin maktulü sürüklediğini, vücudunun raylara ve traverslere teması sonucunda parçalandığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً,لايُمكنني تحديد الدافع وراء الجريمة ولكن يُمكنني القول بأن القِطار جـرّ الضحية وإنفصلت أجزاء جسمه |
trenin iki saat gecikti. | Open Subtitles | قطاركِ تأخر ساعتين. |