"ve benim" - Traduction Turc en Arabe

• وانا
• انا و
• ولي
• لي و
• و لي
• أنا وأنت
• و انا
• بيني وبين
• مثلي و
• ومثلي
• وبالنسبة لي
• و مثلي
• لى و
• عني و
• أنني و

Fakat senin şansın kalmadı ve benim de zamanım doldu.
ولكن الان فان حظك قد انتهى, وانا وقتى قد انتهى

Yanına gidip bunun Ben ve benim uğraştığımız şey olduğunu söyledim.
لقد ذهبت اليه قلت له ما كنت افعلوه انا و بين

Bizi zaaflarımızla yargılama lütfen sevgimizle yargıla ve cennetin kapılarını Charlie ve benim için aç.
حاكمنا ليس على ضعفنا ولكن على محبتنا وافتح ابواب النعيم لتشارلي ولي

Bak Nak bu olaylar Noi ve benim aramın bozulmasına yol açıyor.
أنظري ناك هذا الشيء بكامله سبب لنا الضغط والأجهاد لي و نوي.

Onlar her erkeğin fantezisindeki billbordlar... senin ve benim içinse... nakit para demek...
إنهن من أجل متعة كل رجل و لك و لي إنهن نقود

Senin ve benim birlikte olabileceğimiz gibi çılgın bir fikre kapıldım .
تراودني تلك الفكرة المجنونة بأنني أنا وأنت قد نستطيع أن نكون سويةً

Tüm müttefikler sorun yaşıyordu ve benim de sorunlarım vardı. 1942'nin yazında, İngiltereye vardığımda bunun sonucu olmayan birşey olduğundan emindim.
الحلفاء كانوا في ورطة و انا كذلك, في صيف سنة 1942 عندما وصلت لإنكلترا لأسلم رسالة شفهية كنت متأكد من حماقتها

Çünkü, sonunda yakalanacağım ve benim için çok utandırıcı olacak.
لانه لو قُبض علي وانا افعل هذا لكان احراج لي

Bu demektir ki buraya saplanıp kaldık ve benim bacağım kırık.
هذا يعني اننا مازلنا عالقين هنا وانا لازال لدي قدم مكسورة.

ve benim aklımda kulübe yakın çok güzel bir otel var.
وانا اعرف فندقا رائعا حقا بالقرب من الملهى الذي في ذهني

Bay Harker ve benim üstlendiğimiz araştırma başarılı olursa... bu sadece size değil, bütün dünyaya faydalı olacak.
لو كان البحث الذى اشتراكنا فية انا و السيد هاركر قد نجح. فانت لست وحدك المستفيد بل العالم باكملة

Gelecek sene bu zamanlarda senin ve benim nerede olacağımızı kim bilir?
من يَعْرفُ اين ممكن ان نكون انا و انتي في مثل هذا الوقت من السَنَة القادمة؟

Tom ve benim girmemize hayatta izin vermez.
لم يترك لنا سبيل الا ان ندخل انا و توم الى هناك

Bunların ne olduğunu hayal etmek sizin ve benim için çok kolay olabilir.
قد يكون الأمر بسيطا لتخيله بالنسبة لك ولي

Eğer hayattaysa bunun sen ve benim için ne anlamı var?
ـ إذا كان حي , ماذا يعني هذا بالنسبة لك ولي ؟

Arkadaşım ve benim sepetli arabanı alma şansı ne acaba?
هل من فرصةٍ لي و لصديقي لاستعارة سلّتكَ ذاتِ العجلات؟

Bayan fotoğrafçı olarak işim yöresel geleneklere karşı ciddi bir hakaret sayıldı, ailem ve benim için kalıcı bir leke yarattı.
عملي كمصورة إمرأة كان يعتبر إهانة حقيقة للعادات المحلية مما جعلها وصمة عار أبدية لي و لعائلتي.

Senin ve benim olamadığımız bir dünyada olabilir.
وأن يخرج للعالم بطريقة أنت تعلم أنها لم تسنح لك و لي

O yüzden, sen ve benim hızlıca arkadaş olacağımızı umuyorum.
ولهذا آمل أن نثبت أنا وأنت أن نكون صديقين سريعين

Bir organ nakli ve benim liseden mezun olduğumu görmek
الزراعة و لكي يشاهدني و انا أتخرج من الثانوية العامة

Aranızdaki bağ oğlum ve benim aramdaki bağ kadar güçlü.
هناك رابطة بينكم يا رجال قوية كالرابطة بيني وبين إبني

20'li yaşlarındaki Alex ve benim için zamandan bol bir şey yoktu.
فالأشخاص الذين هم في العشرينيات مثلي و مثل ألكس ليس لديهم شيء غير الوقت.

ve benim buradaki kısa hikayem ise şu: bir gün yolda araba kullanıyorsunuz ve bir inek görüyorsunuz ve sürmeye devam ediyorsunuz çünkü daha önce birçok inek görmüştünüz.
ومثلي هنا هو أنك تقود سيارتك على الطريق وترى بقرة، وتواصل السير لأنك قد رأيت أبقار من قبل.

Tüm bu şeyler bir yerde birleşti ve başladı, ve benim için bu şeyler ben ve ailemle beraber Batı Virginia'da birleşti ve başladı.
نبث كل هذه الأمور والتي بدأت من مكان واحد ، وبالنسبة لي أنها نشأت وبدأت مع عائلتي في ولاية فرجينيا الغربية.

Bu şişko kediler, senin ve benim gibi işçi sınıfını sömürüyorlar!
إنهم يستغلوننا نحن الطبقة الكادحة مثلك و مثلي

Gelinim ve benim için çok özel bir gündü ve...
لقد كان يوماً خاصاً جداً لى و لعروستى ..

12 yaşındaydım, ve tek bildiğim bir şeyler gizlediğin ve benim kendimi dışlanmış hissettiğimdi.
لقد كت في 12 من عمري، كل ما أعلم أنكِ أخفيتِ عني أسراراً عني و شعرت أني مُستبعد

Sence babam ve benim tam bu koltuklarda oturmuş ve maçı izlemiş olma ihtimalimiz nedir?
إذن ماذا تظنين سيكون إحتمال أنني و والدي جلسنا على هذه المقاعد نشاهد المباراة