"yaşlı bir" - Traduction Turc en Arabe

    • عجوزاً
        
    • كبير السن
        
    • كبير في السن
        
    • عجوزة
        
    • مسنة
        
    • قديم
        
    • قديمة
        
    • رجل عجوز
        
    • كبيرة في السن
        
    • كبير بالسن
        
    • عجوزين
        
    • عجوز في
        
    • البالغ من العمر
        
    • أكبر سنا
        
    • أكبر سناً
        
    Ben çok önce yüzleştim. yaşlı bir enkaza dönmeden önce. Open Subtitles لقد قمت بمواجهته مبكراً جداً قبل أن أصبح حطاماً عجوزاً
    Ölmek üzere olan yaşlı bir adam genç bir kızın memesinden süt emiyor. Open Subtitles لكن هكذا ينتهي رجل كبير السن يحتضر يرضع الحليب من ثدي إمرأة صغيرة
    O çok hassas biridir, tatlı yaşlı bir adam. Open Subtitles أنه شخص بالغ الحساسية ، رجل كبير في السن محبوب.
    Oyun salonunun yukarısında yaşayan birisi yaşlı bir kadının silahlı saldırının olduğu gece olay yerinden aceleyle ayrıldığını söylemişti. Open Subtitles شخص ما من الذين يعيشون فوق الممرات قال انهم رأو امراة عجوزة مسرعة بعيدا من موقع الاطلاق الليلة الماضية.
    Benim gibi yaşlı bir kadınla görülmek istediğinden emin misin? Open Subtitles أواثق من أنك تريد أن تُرى مع إمرأة مسنة مثلي؟
    Ayarlanmış bir maçın ertelenmeyeceğini, unutacak kadar yaşlı bir atletsin. Open Subtitles أنت رياضى قديم وتعرف أنه ليس بإمكانك تأجيل مباراة محددة
    Daha sonra ise de epey yaşlı bir Rus uçağı ile medeniyetin son noktası olan Khatanga adlı bir kasabaya uçtuk. TED ومن ثم، قمنا باستئجار طائرة روسية قديمة جداً لتطير بنا إلى مدينة تدعى كاتنقا، والتي تعتبر نوعاً ما آخر نقطة للحضارة.
    Yani, kötü yaşlı adamı yaralamak yerine, masum yaşlı bir adamı öldürmüş olabilirim. Open Subtitles لذا بدلاً من جرح رجل عجوز شرير قد أكون قتلت رجلاً عجوزاً بريئاً
    Sen de değerli boş vaktini yaşlı bir bayanla konuşarak geçiriyorsun. Open Subtitles إذا.. بوقتك الثمين الفارغ أنت تتكلم مع سيدة كبيرة في السن
    Bir gecede saçları bembeyaz olmuş, yaşlı bir adama dönüvermişti. Open Subtitles شعرة استحال ابيضاً هذة الليلة . لقد صار رجلاً عجوزاً
    Tristan'ın asla yaşlı bir adam olacak kadar yaşamayacağını düşünürdüm. Open Subtitles لقد أعتقدت أن تريستان . لن يعيش ليصير رجلاً عجوزاً
    Bunlar yeni numaralar, bense yaşlı bir kurdum. Open Subtitles ان هذه الحيل جديدة وانا مجرد كلب كبير السن
    Fakat Albay, sizin gibi yaşlı bir askeri hapse atmak istemem. Open Subtitles أنا لا أريد وضع جندي كبير السن مثلك في السجن
    O çok hassas biridir, tatlı yaşlı bir adam. Open Subtitles أنه شخص بالغ الحساسية رجل كبير في السن محبوب
    Kendini bile savunamayan mahvolmuş yaşlı bir adam. Open Subtitles رجل كبير في السن لم يستطع الدفاع عن نفسه
    Hırs, kasayı ve onun şansını çekmek için bir balıkçı kancasını tutan yaşlı bir kadın. TED الجشع إمرأة عجوزة تتشبث بالخزنة وخطاف الصيد لتقتلع ثروتها.
    Eğer İrlanda'nın kırsal bölgelerine giderseniz ve yaşlı bir bayana adres sorarsanız, kentin bütün simgeleri hakkında birkaç detaylı İrlanda hikayesine kendinizi hazırlayın. TED إذا ذهبت إلى الريف الإيرلندي و سألت سيدة مسنة عن الاتجاهات، حضر نفسك لقصة إيرلندية مفصلة عن كل معالم الطريق، حسنا؟
    Ayarlanmış bir maçın ertelenmeyeceğini unutacak kadar yaşlı bir atletsin. Open Subtitles أنت رياضى قديم وتعرف أنه ليس بإمكانك تأجيل مباراة محددة
    Ve biz yaşlı bir galaksideki çok genç bir teknolojiyiz, ve teknolojilerin devam etmelerinin mümkün olup olmadığını bilmiyoruz. TED ونحن لازلنا حضارة يافعة في مجرة قديمة ، ولسنا متأكدين ما إذا كانت الحضارات تدوم للأبد.
    Karanlık bir odada yaşlı bir adam pijamadaki altınları çalıyordu. Open Subtitles حلم عن رجل عجوز في غرفة مظلمة يسرق النيام أموالهم
    yaşlı bir kadındı. Yaşlılara ne oluyorsa ona da o oldu. Open Subtitles كانت كبيرة في السن حدث لها ما يحدث لكل كبار السن
    Ona karşı nazik olmalısın. Jeff çok yaşlı bir köpek. Open Subtitles عليك بان تكون اكثر لطفا معه فجيف كلب كبير بالسن
    yaşlı bir çift, bunu Tokyo'yu gezmeye tercih eder zaten. Open Subtitles زوجين عجوزين مثلهم سيحبون ذلك اكثر من التجول في طوكيو
    Nancy burada bir kere yaşlı bir adam kaybetmişti. Open Subtitles خسر نانسي الرجل البالغ من العمر في هنا مرة واحدة.
    Senden daha yaşlı bir adama ihtiyacım var. En az yüz yaşında birine. Open Subtitles أنا أحتاج رجلا أكبر سنا منك شخص يبلغ على الأقل المائه من عمره
    Benim sevecen öğrencim yaşlı bir herifle neşeyle kafaları çekiyordu. Open Subtitles طالبي المحبوبا كانه بمرح وشرب مع رجل أكبر سناً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus